Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

VALİ ÇINAR’A AÇIK MEKTUP

2560
Kurtuluş Savaşı ruhunun yaratıldığı ve Milli Mücadele bilincinin oluşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı ‘Şehitler Diyarı’ Çanakkale’mize hoş geldiniz.
Çanakkale’miz, doğa güzellikleri ile tarihi zenginliklerin iç içe girdiği, adeta efsanelerle tarihin düğümlendiği ve tarihteki yeri çok büyük ve tüm dünyanın tanıdığı bir kentimiz. Böyle bir kentin valisi olarak; siyasi iktidarın değil, “Devletin Valisi” olma görevinizde içtenlikle başarılar dilerim. Kuşkusuz; valiler devletin valisidir. Ne yazık ki bazı valilerin devletin değil, siyasi iktidarların valisi gibi davrandıklarına tanık oluyoruz. Siz görevinize yeni başladınız sizi tenzih ederek yukarıda ki benzetmeyi yaptığımı bilmenizi isterim.
Gazetemiz Çanakkale OLAY’a verdiğiniz röportajda, Çanakkale’ye ilişkin izlenim ve görüşlerinizi kamuoyu ile paylaşmışsınız. Adana’nın Seyhan İlçesinde kısa süreli Kaymakamlık görevinizden sonra ilk valilik görevinize Çanakkale’den başladınız. 1923’ten bu yana Çanakkale’nin 32. Valisi oldunuz, hayırlı olsun…
Çanakkale’ye daha önce hiç gelmediğiniz için size naçizane bir önerim olacak.
Sayın Valim, bilindiği gibi Kilitbahir Kalesi, 1452’de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Duvar kalınlıkları 4-6 metre arasındadır. Deniz duvarlarının güney kısımları ‘top mazgalı’ olarak kullanılmış. Kale tümüyle kaba yontulmuş taşlarla inşa edilmiş. Kapı ve pencereleri beyaz mermerden yapılmıştır. İlk kez 1541 yılında Kanuni Sulta Süleyman tarafından restore edilmiş. Bu Kale Çanakkale Savaşlarında çok önemli rol oynamıştır.
1980 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescil edilmiştir.
Sayın Valim, Çanakkale Boğazının en dar yeri (1453 metre) Kilitbahir Kalesi ile Çimenlik Kalesi arasıdır. Yılda boğazımızdan 50-60 bin gemi geçer. Kilitbahir Kalesi 21 Ekim 2011 tarihine kadar ışıklandırılıyordu. Bu simge tarihi kale 22 aydır ışıksız.. Yerli-yabancı turistlerin ziyaret ettiği kentimizin bu görselliği sanırım unutulmaz anıları beraberinde getiriyordu.
Kilitbahir Kalesi ve Namazgah Tabyası Restorasyonu ve Çevre Düzenlemesi 22 ay önce başlatılmış. İşin süresi 770 gün olarak, Kültür Bakanlığının kalenin önüne diktiği tabelada duyurulmuş.
Sayın Valim, ben restorasyon uzmanı değilim. Benim önerim şu; Kilitbahir Kalesinin restorasyonuna öncelik verip işin kalan yaklaşık 100 günlük süresi dolmadan ‘Kale’ ışıklandırılabilir. Tabya restorasyonu ve Çevre Düzenlemesi sona bırakılabilir. Nacizane önerim böyle… İlgi göstermeniz halinde sanıyorum ki bu restorasyon projesini hızlandırmak mümkün olabilir.
Sayın Valim, Çanakkale’mizin Haftalık Tatil Gazetesi “AYNALI Pazar” 12 Mayıs 2013 tarihli nüshasında özgeçmişinizden ve kitaplarınızdan söz ederek sizi tanımamıza katkı sunmuştu.
Sizi daha iyi tanımak için kitaplarınızdan alıntılar yapılarak “AYNALI Pazar          “ okurları için derlemeler yapılmış. “Her Şeyi Yazamadım” ve “Dağlar Yüreğimdir” adlı iki anı kitabınız ve “Surhay” adlı bir de romanınız varmış. Belli ki entelektüel-aydın bir yapıya sahipsiniz.
*Beni bağışlayın.. Bir yerde takılıp kaldım!
Diyorsunuz ki;
“Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu; karizmasıyla yetenekleriyle dünya çapında bir lider. O da herkes gibi eksileri ve artıları olabilecek bir insan. Tarihin her döneminde, her millet zor anlarında kendi kurtarıcı liderlerini ortaya çıkarır ve onu sever, biz öyle… Dünyada bir lideri bizim kadar abartılı seven, bizim kadar sloganla… İş-hizmet-başarı Atatürkçülük yapmıyoruz. İllaki laf!... İllaki slogan!... Şimdi herkes  Atatürkçü oldu, Atatürk düşmanları da buna dahil; hatta hortumcular, namussuzlar da dahil.”
Sayın Valim, kitabınızda ki bu alıntıdan izninizle size 3 soru yönelterek mektubumu sonlandırmak istiyorum.
1 – Atatürk’ümüzü abartılı sevmemizin ne gibi bir mahsuru olabilir?
2 – Cumhuriyetimizin kurucusunu sevmenin sizce ölçütü nedir?
3 – ‘Şimdi herkes Atatürkçü oldu..’ derken, umarım gerçek Atatürkçüleri; Atatürk düşmanları, hortumcular ve namussuzlarla ayni kaba koyup değerlendirmiyorsunuz???
*(Sizi yanlış anlamış ve üç yersiz soruya muhatap kılmış olmayı yeğlerim!)
***Dünyayı yenenlerin yenildiği yerde ‘Vali’ olmak başlı başına büyük bir onur ve gurur vesilesidir.. Başarı dileklerimle, saygılar sunarım.