sermet@canakkaleolay.com
Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan'ın karıştığı bir olay sonrasında AKP Merkez İlçe Başkanı, Mutan'ın görevden alınmasını talep etti. Sosyal medya üzerinden özelikle siyasetçileri hedef alan; hakaret, küfür, onur ve haysiyetlerine dönük direkt saldırılar ne yazık ki ülkemizdeki şiddet kültürünün bir sonucu olarak dikkat çekici boyutlara ulaştı. Bu saldırılarda bulunan kişilerin bugüne kadar yaptıkları hakaretler yanlarına kar kaldığı için, önleyici ve engelleyici herhangi bir şey yapılamadığından dolayı bu olumsuzluk, doğal olarak başka olumsuzlukların doğmasına yol açabiliyor. Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan da maalesef böylesi bir durumla karşılaşmıştır.
Böylesi bir durumda, ilk elden; ‘hukuk var’ deyip gelişen olayların kınanması olağan bir tepkidir.
Ancak olayın arkasındaki gelişmeleri değerlendirdiğinizde, olağanüstü bazı gerçeklerin varlığını da göz önünde bulundurursanız; özelikle siyaset ile uğraşan, toplumun önündeki, biz gazetecilerin de dahil olduğu bazı kesimlerin aynı şekilde küfür, hakaretlerle karşılaşması her zaman olasıdır.
Hele yaşanılan olayda görüldüğü gibi bu hakaret ve küfürleri alışkanlık haline getirmiş, kafası takılan herkese karşı sosyal medyadan küfür ve hakaretler yağdıran bir kişinin yaratmış olduğu bir durum söz konusu ise, bu hakareti görmezden gelmek kesinlikle kabul edilemez.
Bu olayda olduğu gibi , bir siyasetçinin bu çirkinliğe karşı tavır alması gerekirken; küfür ve hakaretlere maruz kalmış seçilmiş bir belediye başkanına “ görevden alınmalıdır” şeklinde bir yaklaşımda bulunuyorsa benim söyleyeceğim tek şey, umarım kendisi böyle bir durumla karşılaşmaz demek olacaktır.
Bu arada Cumhurbaşkanının sosyal medya üzerinden, kendisine yöneltilen eleştiri düzeyindeki bazı paylaşımların hakaret iddiasıyla üç bine yakın davaya dönüştürüldüğü, onlarca kişinin cezaevlerine atıldığı bir ülkede, açıkça küfür hakaret ile insanların onur ve şerefleriyle oynanan paylaşımlar için, adaletin kelimenin gerçek anlamıyla tavırsız kaldığı koşullarda böylesi tavırlar içerisinde bulunan kişileri toplumun bir bütün olarak dışlaması tepki vermesi bu çirkinliklerin önünün alınması için çok önemlidir.
Bu bağlamda AKP Merkez İlçe Başkanının tavrı; Mutan’ın görevden alınmasını talep etmek değil, karşılaştığı çirkinliğin engellenmesini savunmak noktasında olmalıdır.
Mutan’ın karşılaştığı bu çirkinlik sonrasındaki gelişmeler noktasında eleştirileriniz olabilir, zaten Ömer Faruk Mutan da bunu dile getirmektedir.
Ancak halkın oylarıyla seçilmiş bir başkanın bu düzeyde bir hakarete maruz kalması karşısında sessiz kalmak; yarın aynı duruma davetiye çıkarmak demektir ki, gün gelir aynı çirkinlik size de bulaşabilir.
Bu ülkede ilkeli olmanın onurunu topluma mal etmek için; öncelikle dönekliği kendisine rehber almış, döneklik kültürünü kendisine maske haline getirmiş herkesin, bu maskesini indirmek toplumdaki dejenerasyon ve kirlenme ile mücadele etmek için son derece gereklidir.
İlkesiz, omurgasız insanlar, günün koşullarına göre bukalemun gibi renk değiştirirken, yöntemlerini yalan çarpıtma üzerinden kurgulamaktadırlar.
15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrasında yaşadıklarımız, okuduklarımız itibarıyla bu dejenerasyonun ne denli geliştiğini ibretle izlemekteyiz.
Herkes öyle bir masum rolde ki sormayın doğrusu, hele birde geçmişte yaşanmış birçok olumsuzluk için topu FETÖ’cu çeteye atma halleri yok mu?
En son Soma’da maden ocağında yaşamını yitiren 301 işçinin sorumlusu olarak maden işletmesi sahibinin suçu FETÖ’cu çeteye atması var ki; pes dedirtecek cinsten.
Özelikle siyaset ile uğraşanlara bir tavsiyem olacak; çevrenizdeki döneklere dikkat edin, dönekliğin küçüğü, büyüğü, masumu, zararsızı, kandırıldım diyeni, farkına varmamışım ayağına yatanları olmaz.
Bunların mayalarında var döneklik, bugün sizinle birlikteyseler unutmayın ki yarın sizi de satarlar, insan bir kere dönmeye dursun.
Şimdi günah çıkarma zamanı, sırada yoğun kalabalıklar var!
Eskinin dönekleri de tam bir yanaşma hali içerisinde, kulluk etmek için adeta ne yapacaklarını şaşırdılar, saçmalıyorlar, cahil cahil, bilgisiz, ilgisiz, içi boş söylevlerle yanaşma hallerini sağlamlaştırmak istiyorlarsa da nafile.
Durum tamamen “duygusal”…