havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

ÜKD’nin Çanakkale toplantısını iyi okuyalım…

2085
Üniversite Konseyleri Derneği adı altında örgütlenmiş üniversitelerin kamucu, bilimsel, toplumcu işleyişi anlamında alternatif yeni üniversiteler için mücadele eden ÜKD, ÇOMÜ bünyesinde yaşanılan çeşitli baskı ve saldırılara karşı ulusal düzeyde bir farkındalık yaratmak amacıyla Çanakkale’de toplandı.
 
Bu demektir ki ÇOMÜ’de yaşanılanların etkileri il sınırlarını aştı, tüm ülkeye mal oldu. Keşke ÜKD’nin Çanakkale’deki toplantısında ÇOMÜ’nün olumlu yönleri ile gündeme gelebileceği koşullar yaratılmış olsa idi. Fakat ne mümkün…
 
Ortada ciddi sorunları olan akademisyenlerin, gelecek kaygısı ile huzursuz çalışan emekçilerin var olduğu bir bir kurum söz konusu.
 
Akademisyenler kendi deneyimlerine bağlı olarak yaşadıkları itibarıyla, artık yurt çapında bir işbirliği ve dayanışma yapma ihtiyacı hissettiklerine göre durum gerçekten vahim demektir.
 
Peki bundan sonrası ne olacaktır?
 
Bu sorunun cevabı ÇOMÜ dışındaki kesimlerin göstereceği tavra göre şekillenecektir.
 
İşte bundan dolayı ÜKD’nin ziyareti önemlidir, ÇOMÜ yönetiminin üstlenmiş olduğu siyasal vizyona karşı gelişecek siyasal tutumun getireceği şartlar yeni dengelerin oluşmasını sağlayacaktır.
 
Bugün gelinen nokta bir adım daha ileridedir.
 
Artık yeni yönetim ilk günlerindeki gibi fütursuzca bazı şeyleri gerçekleştiremeyecektir.
 
Bu bağlamda öncelik ile üniversitede geçici olarak çalışan işçilerin hakları teslim edilmeli bu insanlar kadroya alınmalıdır. Bunun için verilmiş mahkeme kararlarına rağmen yönetiminin bunun gereklerini yerine getirmemesine tepki gösterilmelidir.. Hukuktan yana hukukun üstünlüğüne inanan herkes bu konuda müdahil olmalıdır. Öncelik ile de bu mücadelenin ilk ayağında başarılı olmuş Sosyal İş Sendikası kazanımlarının devamını getirmelidir.
 
Bu gelişme şu anlamda önemlidir;ÇOMÜ kimsenin çiftliği olamaz.kimse kafasına göre hareket edemez.
Gerek kentin dinamiklerinin gerekse de ulusal boyut itibarıyla gözler ÇOMÜ’ye çevrilmiş olduğu için bazı şeylerin eskisi gibi sürdürülmesi olanaksızdır.
 
Özellik ile kazanılmış hukuki hakların hayata geçirilmesi için atılacak adımlar bu aşamada çok belirleyici olacaktır.
 
Objektif Gazetesi’ni kutluyorum
Objektif Gazetesi basın etiği anlamında yayınlamış olduğu kamu duyurusu ile çok önemli gerçeklere işaret etti.
 
Gazetecilik ilkelerinin her geçen gün ayaklar altına alındığı özellik ile Çanakkale’de bu konuda ciddi bir seviyesizliğin geliştiği bu dönemde bu tespitleri çok önemsiyorum.
 
Bundan dolayı, Objektif Gazetesi’nin açıklamasını aynen yayınlayarak sizler ile paylaşmak gereğini duydum.
 
“23 Kasım 2012 tarihinde gazeteniz Objektif Bakış’ta yayınlanan “Belediye’ye İmar Şoku” başlıklı, mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapor doğrultusunda Çanakkale Belediye Meclisi’ne ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a açılan dava haberi, iznimiz olmaksızın ‘Çomü Haber’ isimli sahibi ve künyesi belirsiz bir internet sitesinde de yayınlanmıştır.
 
Söz konusu internet sitesi; yayınladığı haberde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın, Objektif Bakış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Habertürk Çanakkale Temsilcisi İlyas Çolak’a özel olarak telefonda yapmış olduğu açıklamayı ve davaya konu olan imar tadilatlarıyla ilgili kısmı “birebir” kullanmıştır.
 
Öncelikle belirtmek isteriz ki; Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından İlyas Çolak’a yapılan özel açıklamanın, bir takım çevrelere karşı taraflı haber yapan bir internet sitesinde yayınlanmasıyla birlikte kamuoyunda, farklı sıfatlar kullanılarak Ülgür Gökhan’dan görüş alınmış gibi bir hava oluşmasından derin üzüntü duymuş bulunmaktayız.
 
Söz konusu olan haber; ajanslar tarafından ilk bilginin servis edilmesinden sonra başlayan araştırmalar neticesinde, habere konu olan tüm kurum ve kişilerin kişilik hakkına zarar gelmemesine özen gösterilerek hazırlanmıştır. Fakat bahse konu olan internet sitesi aynı haberi, bir takım kişilerin aleyhinde yorumlarını katarak okuyucularına duyurmuştur.
 
Sağlıklı haber alma ve habere ulaşma hakkını da, en doğal insan haklarından biri olarak görmekteyiz. Bu nedenle; önemli boyutları olan bir haberin kamuoyuna duyurulmasını doğal bir sonuç olarak bulmaktayız. Fakat bunu yaparken; muhabirlerin doğru ve tarafsız bir şekilde haber hazırlamak için sarf ettiği çaba ve en önemlisi kişilik hakları dikkate alınmalıdır.
 
Gelişen teknolojiyle birlikte haberlerin halka ulaşma tarzı değişse de, bir haber de bulunması gereken ilkelere riayet edilmelidir. Gazete, televizyonların nasıl bir künyesi var ve çalışanlarının, sahiplerinin adı belirli ise, haber yayını yapan internet sitelerinin de aynı şekilde künyesi bulunmalı ve yapılan haberlerle ilgili yasal muhatapların kim ya da kimler olduğu bilinmelidir.
 
Gazetemiz muhabirleri; herhangi bir kamu kurumunun maaşlı çalışanı değil, doğrudan gazetemizin personelidir. Kullandıkları fotoğraf makinesinden diğer cihazlara kadar her şey gazetemizin imkânları çerçevesinde kendilerine sunulmaktadır. Fakat künyesi belirsiz internet sitelerinde haber yazan kişi ya da kişilerin herhangi bir kamu kurumunun personeli olup olmadığı ve bu kurumların teknik ekipmanlarını amacının dışında kullanıp kullanmadıklarına dair zihinlerde soru işaretlerinin bulunması da doğal olacaktır.
 
Bu konuda bütün kamu kurumlarının idarecileri, gereken hassasiyeti göstermeli ve gereğini yapmalıdır.
Gazetemizin yayınlamış olduğu haberleri bütün kurum ve kuruluşlar, aslına uygun ve etik kurallar çerçevesinde kullanabilirler. Fakat ismi ve künyesi belirsiz internet sitelerinin, tetikçiliğe varan boyutlarda derlenmiş haberlerle kurumumuzu ve personelimizi zan altında bırakan yayınlarına karşı, Telif Hakları’nı belirten yasa çerçevesinde tüm yasal haklarımızın saklı olduğunu ve özellikle yayın yapılırken kişilik haklarına özen gösterilmesi gerektiğini kamuoyuna bildiririz.”