Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Ucuz siyaset;1 Lira…

Çanakkale AKP örgütü yine "zihni sinir' bir projeye imza atmış, atmış ama AKP politikalarının sefaleti bir kez daha ortaya çıkmış! Kandil günü esnafa siftah parası dağıtan AKP, böylece ekonomi politikalarının esnafı hangi noktaya getirdiğini gösterdi. Esnafın siftah yapmadan dükkân kapatması gerçeği böylece tescillenmiş oldu. Dükkânların kapalı olduğu saatte kapı altlarından siftah parası atan AKP'nin esnafın yüzüne bakacak halinin olmadığı da böylece ortaya çıktı.

2031

 Nasıl bakabilsinler ki; esnaf borç batağı içerisinde, kirasını, elektrik parasını, çekini, senedini ödeyemez noktaya, boşu boşuna gelmedi!

Bir yandan AVM baskısı bir yandan vergi yükü altında esnaf her geçen gün can çekişmekte, dükkanını kapatarak işsizler ordusuna katılmakta, şanslı olanlar ücretli köleler olarak yaşamalarını idame ettirme yolunu seçmektedirler.

Bu koşulların değiştirilmesi açısından hiçbir çabası olmayan sermaye politikalarının uygulayıcısı AKP hükümeti, ekonomik işleyişi; üretimden kopuk sadece finans kapitalin sınırları içerisinde ele alıp, esnafa “ucuz” kredi sağlamakla övünmekte ancak sonuçta esnaflarımız aldıkları krediyi ödeyemeyip borç batağı sarmalının içinde kıvranıp durmaktadır.

AKP’nin bu girişimine karşı CHP ‘nin eski etkin isimlerinden Remzi Yiğit’in yapmış olduğu değerlendirme, bir başka gerçeğin gün yüzüne çıkmasını sağlamış, böylece AKP politikalarının ne denli popülizm içerdiği ortaya çıkmıştır.( http://www.canakkaleolay.com/Sanki-hicbir-sey-olmamis-gibi-AKP-den-te-34515)

 

Remzi Yiğit bu tavrı ile aynı zamanda,   CHP’den istifa ettikten sonra siyasal mücadele içerisinde daha etkili bir performans yaratacağını da ortaya koymuştur.

Remzi Yiğit’in, AKP politikalarının sefaletinden başka bir anlamı olmayan bu ‘zihni sinir’ projeyi değerlendirerek kamuoyu ile düşüncelerini paylaşması beraberinde CHP içerisindeki muhalefet etkinliğini tetikleyecek, böylece eski partisine sağlayacağı katkı ile siyasal mücadelenin içerisinde adından söz ettirmeye devam edecektir.

Yiğit’in, bu şekilde Çanakkale’deki siyasi hayata müdahil olması son derece önemlidir.

Farklılıklarımız zenginliğimizdir.

Bayram öncesi günlerden kalan önemli bir gelişmeyi sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

Beraat Kandili akşamı eski ermeni kilisesinde gece yarısı bir zikir töreninin yapılmış olması üzerine hepimiz biraz düşünmeliyiz.

Ermeni Kilisesi bir kültür mirası olarak, farklı inanç ve kültürlere saygının gereği konumuna uygun olarak değerlendirilmesi ve korunması gerekli bir mekândır.

Gece yarısı zikir yapmak isteyenlerin bu mekânı seçmesi son derece manidardır!

Onların bu ihtiyacını karşılayabilecek birçok mekân varken, tarihi ermeni kilisesinin seçilmesi açık bir şekilde farklı dini inançlara karşı saygısızlığın tahammülsüzlüğün bu anlamda yok sayma ve ötekileştirmenin bir ifadesi olarak buna izin verenlerin ayıbıdır.

Çanakkale gibi farklı kültürlerin damgasını vurduğu ve bu anlamda farklılarımızın bir zenginlik olarak kabul edildiği bir kentte tarihi ermeni kilisesinde zikir ayini yapanlara izin vermek büyük bir saygısızlıktır.

Biraz empati yapalım; bir başka ülkede bir camide Pazar ayini yapılması nasıl kabul edilemez ise, bir ermeni kilisesinde de zikir ayini yapmak aynı derecede kabul edilemez bir davranıştır.

Farklılıklarımıza saygı göstermez, vatandaşların dini inançlarının temsili ve sembolü olan bir takım mekânları yok sayarsak; sonucun bir kaosa neden olacağını hiçbir zaman unutmayalım.

Bu zikir ayinine onay verenler, daha sağlıklı düşünmeli, ermeni kilisesinin kendi konumuna uygun bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

Sorumluluğunun ÇOMÜ yönetiminde olduğu ermeni kilisesinde  gece yarısı yapılan bu zikir ayini için kimlere, hangi gerekçe ile izin verilmiştir?

Alacağımız cevapla, bir bilim kuruluşunun bilime nasıl yaklaştığını, bilimin özgürlük ve demokrasi üzerinde gelişebileceği, inkar, ötekileştirmek ve yok saymak gibi tutumların bilimin temel felsefesi ile bağdaşmayacağı gerçeğini irdelemiş olacağız.

Yapılan yanlıştan dönmek aynı zamanda bilimsel olmanın onurudur.

Bakalım neler duyacağız, nelerle karşılaşacağız…