Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Üç olmaz, beş olsun…

2232
Orman ve Su İşleri Bakanımızın ziyaretinin ardından akıllarda kalan, 3 yerine 5 çocuk yapın önerisi oldu. Yok mu arttıran?
 
Bence bakanlarımız arasında bir ihale açalım.
Bu konu gerçekten ciddiyetini kaybetti.
Aynı günlerde yayınlanan bir araştırma sonuçları çok çarpıcı.
En çok tükettiğimiz gıda maddesi ekmek, süt tüketimimiz  ise çok az.
Bunun ne anlama geldiğini açıklamaya gerek yok herhalde.
Yoksulluğumuzun tescilidir.
Yoksul bir ülkenin; sağlık, beslenme, eğitim ve gelecek güvencesi olmayan çocukları olmak sizce nasıl bir duygu…
 
Ya mutluluk ormanlarına ne demeli?
Orman Bakanımız Kazdağlarını görmek istemese de ,%54 ü ormanlar ile kaplı bir ilin Orman Bölge Müdürlüğü’nü kapatsa da yine içinde bir “orman sevgisi” var.
Varsın Kazdağlarımızı altıncılar talan etsin!
Ne olmuş yani … Biz de mutluluk ormanı yaratırız.
 
Tüm bunları yazarken televizyonda dinlediğim bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum.
Tepkilerinizi duyar gibiyim;
“Bu ülkenin çivisi çıkmış,al birini vur diğerine”
Hrant Dink cinayeti davasında hakkında hüküm verilmesi unutulan kişi için beraat kararı çıktı.
Ne diyorsunuz; fazla ekmek yemek ile ilgili bir durum olabilir mi?
 
Ellerine düşmeyelim.
Geçen hafta Belediye Meclis toplantısında Belediye Hizmet Gruplarının sermaye artırımı noktasında AKP grubunun meclisi terk etmesi ile yaşanılan bir çok polemiğe tanık olduk.
Her şeyden önce şunu anlamakta zorlanıyorum.
Burjuva siyaset mekanizması nasıl bir omurgaya sahiptir acaba?
Tamamıyla faydacı ve ilkesiz…
Düne kadar TBMM ‘sini boykot edenleri eleştiren siyasi anlayış, meclisi terk ediyor,sonrada demokrasi zırhına bürünüyor.
Sorunların çözümünün meclis olduğunu söyleyerek CHP ve BDP’yi  eleştirenler  Çanakkale’de sorun çözmek niyetinde değiller herhalde.
Çık çıkabilirsen işin içinden.
Ya karşı çıkış gerekçesine ne diyelim.
Bir şey demeyelim de, iyi düşünelim!
Belediyeler kar amaçlı kuruluşlar değillerdir.
Bu kuruluşların olması gerekli en önemli niteliği sosyal yönüdür.
Bunu görmeden yapılan eleştiriler bir başka gerçeği gözler önüne sermektedir.
Her şeye kar olarak bakan bu zihniyet değil mi; sağlığı, eğitimi, paralı hale getiren.
Acımasız vergiler ve adaletsiz vergi sistemi ile halkı inim imin inleten.
Şimdi Belediyenin Sosyal Tesislerinde vatandaşın içtiği bir çaya göz diktiler.
 
Çanakkale’ye bir haller oluyor
Son zamanlarda kentimizde alışık olmadığımız intihar, cinnet, cinayet türü olayları sıkça yaşamaya başladık.
Bu konunun üzerine gidilmelidir.
Yaşam koşullarının ağırlığının getirdiği sorunların insanlar üzerindeki etkilerini biliyoruz.
Bu etkilerin bertaraf edilmesi için toplumsal eğitim ve desteğin oluşturulması için bir şeyler yapılmalı.
Bu konu sadece güvenlik politikaları ve tedbirleri konusu değildir.
Kentimizin duyarlı  örgütlerine bu konuda önemli görevler düşmektedir.
Bakalım göreceğiz, bu konuyu önemseyip, bir adım atan olacak mı?