TÜRK ve Türkiyeli!..
DEĞERLİ okurlarım, bu günlerde “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”, “Andımız”, “Dindar Gençlik Yetiştirmek(!)” gibi konular gündemi işgal ediyor. Ancak, ben bu hafta “TÜRK ve Türkiyeliliği” konu başlığı yapıp; diğer gündem konularıyla ilgili görüş, düşünce ve değerlendirmelerimi gelecek haftalara bırakarak, bir hafta önce e-postama gelen bir iletiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Gelen yazının yazarı Rafael SADİ, 1955 yılında Kasımpaşa’da doğmuş. İlk, Orta, Lise ve Yüksek Öğrenimini İstanbul’da yapmış. 1991 yılında da İsrail’e göç etmiş. İsrail’de yaşayan Gazeteci-Yazar Rafael Sadi’nin yazıları ODA TV’de yayınlanıyordu. TV sahibi ve editörlerinin gözaltına alınmasından sonra SADİ’nin yazıları yayımlanmaz oldu.
* Biliyorsunuz, Sayın Başbakan R. Tayyip ERDOĞAN Diyarbakır’da halka yaptığı konuşmada “alt” ve “üst” kimlik tartışmasıyla; Türk kimliğini Ermeni, Rum, Musevi, Kürt gibi “alt kimlik” olarak göstermişti!..
Başbakan ERDOĞAN: - “Türkiye’de Kürt sorunu vardır. Bunu TÜRKİYELİLİK kavramıyla çözmeliyiz..Türkiyeli kimliği her vatandaşın kimliği olmalı, Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin” demişti.
***
Şimdi gelin hep birlikte, R. SADİ’nin “Bir Yahudi, Türk Olabilir mi?” Başlıklı yazısını okuyalım;
“- Türk ve Türkiyeli kavramlarının ortalıkta dolaşması kesinlikle gizli bir bölücülük.
İlginç ve güzel bir mozaik olan Türkiye’nin yapısını kökünden sarsacak dengeleri alt üst etmeye sebebiyet verebilecek bir durumla karşı karşıyayız gibi geliyor bana.
- Ben ecdadı 1492 yılında İspanya’da ki Engizisyondan kaçıp Osmanlı Türkiye’sine kucak açılmış ve kabul edilmiş, Yahudi dinine mensup bir Türk vatandaşıyım.
- 1955 yılında doğup 1961 yılında İlkokul 1. sınıfına girdiğim günden itibaren “Türküm, doğruyum, çalışkanım…” tümceleri ile beynime benim Türk olduğum kazındı.
- Bayrağım ve Milli marşımın ne olduğu öğretildi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kurucusu Atatürk’ün söylediği “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü okul duvarında, kitabında ve her türlü malzemenin üzerinde öğrenerek bilinçlendirilerek büyüdüm.
- Şimdilerde, birileri kalkacak ve bana ‘yok kardeşim sen Oğuz ve Kayı boylarından, Orta Asya’dan gelmediğin için Türk değil, Türkiyelisin’ diyecek ve ben de ‘haa peki haklısınız’ diyeceğim.
- Hadi canım sen de…
- Ne olacak benim 50 yıllık eğitimim, öğrenimim. Ne olacak 32 yaşına gelmiş oğluma, 29 yaşına gelmiş kızıma verdiğim Türk eğitimi kimliği, şimdi kalkıp kendilerine ‘kusura bakmayın çocuklar, biz Türk değilmişiz, sadece Türkiyeliymişiz’ mi diyeceğim?
- Bunun adına milleti bölmek, halkı parçalamak denmez mi?
- Kimse bana “üst kimlik”, “alt kimlik” hikayeleri anlatmasın. Her birimiz bu ülkede ne olduğunu biliyoruz. Dinlerimiz, ırksal veya yöresel farklılıklarımız olabilir ve bu hiçbir zaman bizleri rahatsız etmedi. Şimdi ne oldu da birdenbire azınlık sayılacakmışım? Benim atalarım kendilerine özel haklar verebilecek azınlık statüsünü, Lozan Anlaşmasında bile kabul etmemişler. “Biz Türk Vatandaşıyız” deyip azınlık haklarını reddetmişler.
- Lütfen dikkat edelim. Birileri Türkiye ile oynamak istiyor. Yarın öbür gün bakacaklar ve “eee bakın sizin tamamınız Türk değilmiş. 70 milyon Türk’ten şu kadarı Kürt, şu kadarı Alevi, şu kadarı Süryani, şu kadarı Keldani, bu kadarı Laz, öbürleri Yahudi, bilmem ne kadar Ermeni, kala kala 1 milyon Türk kaldı. Bu kadar Türk için de 777 bin kilometre kare arazi fazla. Gelin şunu efendi efendi paylaşın” diyecekler.
- Ne olacak o zaman?
- Gözümüzü 4 değil 24 açsak yetmez, bu iş yanık kokuyor.
- Sizi bilmem, bana Türk değil de Türkiyeli denmesi beni rahatsız eder.”
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, işte size Yahudi dinine mensup bir Türk vatandaşının duygu, düşünce ve görüşleri. “Türküm” ve “Türkiyeliyim” arasındaki farkı ne güzel anlatmış…
Türkiye Cumhuriyetini kuran yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK;
“Ne Mutlu Türk Olana” dememiş, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demiş.
* Bunca yıl bu özlü sözün taşıdığı anlamı anlayamamış olanlara, siz söyleyin ne diyelim?
- Yazıklar Olsun…