Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Troia Film Festivali üzerine... 22.03.2010

1989

Temmuz ayında gerçekleşek Troia Film Festivali organizasyonuna ilişkin İstanbul’da bir toplantı yapılarak, proje kamuoyuna tanıtıldı. Çanakkale değerleri açısından son derece önemli olan Troia üzerinden gerçekleştirilecek bu etkinlik organizasyonunda, sadece Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yer almakta. Çanakkale dışından kurumların katılım sağladığı bu organizasyon bu yönü ile çeşitli soru işaretlerine neden oldu. 

Festival organizasyonunda görev alan Çanakkale Kültür ve Turizm Müdürünün böylesi bir etkinlik için bu kentin kurum ve kuruluşları ile işbirliği yapmak konusunda girişimde bulunmaması dikkat çekti.

Çanakkale Valiliği bu kurumun müdürünün, bu noktadaki tasarrufu hakkında bilgi sahibimidir?

Çanakkale’de planlanan çeşitli kültürel etkinlikler için,”bütçemiz müsait değil” gerekçesi ile devre dışı kalan bu kurum, şimdi nasıl oldu da bu etkinlik için devrededir?

Çanakkale’nin bir kurumunun olanaklarını, enerjisini kentin kendi kurumları ile paylaşarak, kent dinamiklerinin içinde bulunduğu organizasyonlar için kullanması temel bir yaklaşım olmalıdır.

Bu alanda geliştirilmesi, desteklenerek niteliğinin arttırılması imkânı olan bir takım etkinlikler var iken, kültür müdürünün bu tasarrufu manidardır.

Örnek olarak Geyikli Zeytin Festivali ile Erenköy Bağ Bozumu festivallerini birleştirerek bu değerler ile uyumlu bir Troia film festivali kent kültürü açısından daha nitelikli olmaz mıydı?

Anlaşılıyor ki amaç üzüm yemek değil, böyle bakılınca bu organizasyonlar için bazı alt yapı yatırımları gerektiğinden bunların bu kentte kazandırılması gerçeği ile yüzleşmek ayrı bir boyut.

Kültür Müdürü, bu kentin kültürel gelişimine, sanat yaşamına son derece önem veren, katkı sunan bir yerel yönetimi var iken neden bu kurumu görmemezlikten gelmiştir.

Bu kentin sanat hayatına katkı sunmaya hazır, ÇÖMÜ bünyesindeki Güzel Sanatlar Fakültesi neden yok sayılmıştır.

Kentin bu noktada destek sunacak çeşitli sivil toplum örgütleri ayrıca bu alanda katkı verecek potansiyel güçleri devre dışı bırakılarak gerçekleştirilmesi planlanan bu etkinlik şimdiden kafaları karıştırmıştır.

Müdür Hazdenar, bu kentte göreve başladığından beri sürekli kent kurumlarını öteleyen ve her fırsatta karalama temelinde hareket eden bu tarzına şimdi de ‘yok saymak’ yöntemi ile yeni bir ivme kazandırmıştır.

Şöyle bir hafızalarımızı tazeleyelim.

Troia Festivali için Çanakkale Belediyesi için yaptığı karalamalar, İntepe Belediyesi için Hektor heykeli nezdinde geliştirdiği küçümseyici tavırlar sonrasında şimdide AKP politikalarına prim yaptırmak için yeni görevlere mi soyundu?

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile organize edilen bu etkinlik için, bu kentin değerleri üzerinden bir takım primler oluşturma hedefini taşıdığını şimdiden söylemek hiç de ön yargılı bir yaklaşım olmayacaktır.

Çünkü çok açık bir gerçek vardır ki; kent kültür politikaları o kentin kurum kuruluş ve kentlilerinin kendi değerlerini sahiplenerek kendilerinin yarattığı üretimler olduğu süreçte kendi gerçekliğine ulaşır.

Bu kenti yok sayarak yapılan bu etkinlik şovdan öteye gidemeyecektir.

Oldu olacak festival için getireceğiniz Brad Pitt’ide Çanakkale Belediye Başkanı yaparsınız, olur biter.

Bilmem anlatabildim mi?

 

Demokrasi ruhu ve bilinci.

Şu günlerde yoğun olarak Anayasa değişikliği konusu tartışılmaktadır.

Bu tartışmanın özünü de demokrasi kavramı oluşturmaktadır.

Demokrasi kavramının özü, hep ıskalanarak bu süreçler işletilmektedir.

Yasalar biçimsel formatlarda demokratik bir tarz kazansa da yaşamın kendi gerçekliği içersinde demokratik özün mayası oluşturulamamaktadır.

Bu noktadaki en önemli zaaflardan biri halkın iradesinin birçok alanda yok sayılması konusundaki uygulamalardır.

Bakın kentimiz daha çok yeni, hepimizi düşündürmesi gerekli bir pratik yaşadı.

Kentsel sınırlarda yönetim organlarından biri olan İl Genel Meclisi bir ihale yaparak deniz kenarındaki eski Köy Hizmetlerinin bulunduğu alanı 49 yıllığına bir turizm yatırımcısına otel yapılmak üzere ihale etti.

Bunun kararını kim verdi?

Çanakkalelilerin bu konudaki görüşleri alındı mı?

Bütün bunların hiçbir önemi yoktu.

Fiili durumun bu olduğu böylesi koşullarda demokrasi zor sanat.

Kaldı ki bu meclis ortak bir irade ile kıyılardaki yapılaşmanın önüne geçmek için CHP’li İL Genel Meclis Üyesi Hilmi Baydar tarafından geliştirilen “yol- yeşil alan –deniz projesi”  ile korumacılık noktasında bir heyecan yaratmış idi.

 

Sermet ATADİNÇ