havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Troia Film Festivali havlu attı.

1973

Bilindiği üzere başlangıçta Beyoğlu Belediyesi destekleri ile gelişen kent dinamiklerinin bilgisinin dahi olmadığı bir organizasyon ile 21-25 Temmuz tarihleri arasında yapılacağı ilan edilen 1. Uluslararası Troia Film Festivali organizesi bir başka bahara kaldı. 21-25 Temmuzda yapılmayan festival,15-19 Eylül tarihine, şimdi de 2011 yılının Haziran ayına kaldı.  
Bu konudaki İstanbul’da yapılan ilk basın toplantısı sonrasında şunları yazmış idim.
“Temmuz ayında gerçekleşecek Troia Film Festivali organizasyonuna ilişkin İstanbul’da bir toplantı yapılarak, proje kamuoyuna tanıtıldı. Çanakkale değerleri açısından son derece önemli olan Troia üzerinden gerçekleştirilecek bu etkinlik organizasyonunda, sadece Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yer almakta. Çanakkale dışından kurumların katılım sağladığı bu organizasyon bu yönü ile çeşitli soru işaretlerine neden oldu.
Festival organizasyonunda görev alan Çanakkale Kültür ve Turizm Müdürünün böylesi bir etkinlik için bu kentin kurum ve kuruluşları ile işbirliği yapmak konusunda girişimde bulunmaması dikkat çekti.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile organize edilen bu etkinlik için, bu kentin değerleri üzerinden bir takım primler oluşturma hedefini taşıdığını şimdiden söylemek hiç de ön yargılı bir yaklaşım olmayacaktır.
Çünkü çok açık bir gerçek vardır ki; kent kültür politikaları o kentin kurum kuruluş ve kentlilerinin kendi değerlerini sahiplenerek kendilerinin yarattığı üretimler olduğu süreçte kendi gerçekliğine ulaşır.
Bu kenti yok sayarak yapılan bu etkinlik şovdan öteye gidemeyecektir.”
Gelişmeler sonrasında bir gerçek ortaya çıktı.
Taşıma su ile döndürülmeye çalışılan değirmenler istikrarlı olmaz, bir yerde tıkanır.
1.Troia Film Festivali de böyle olmuştur.
Kentin dinamiklerinin işin içinde olmadığı, özellik ile kültür organizasyonlarının  sorumluluk disiplini zaaflı olur.
Böylesi organizasyonlarda dışardan  yola çıkanların sorumlulukları, hiçbir zaman kentin asli unsurlarının sorumluluklarına benzemez.
Çünkü onların bu konudaki yaklaşımları zaten üst düzeyden seçkinci bir yaklaşımdır.
Çünkü onlara göre; zaten  bir Anadolu kasabasına lütuf da bulunmaktadırlar.
Bu konuyu yeniden polemik konusu yapmak istemiyorum.
Pratik ortadadır.
1. Uluslararası Troia Film Festivali kötü bir sınav vermiştir.
Bu arada şu gerçeği de paylaşmak istiyorum.
1. Troia Uluslararası Film Festivali’ne karşı bazı gönüllüler bir araya gelerek Şeffaf Beygir Film Şenliğini düzenledi.
Bu organizasyonu ciddi bulmayanlar gelinen bu koşullarda, bu emeğe biraz haksızlık yapmış olduklarını anlayabildiler mi?
Sorumsuzluk örneği olarak 2 kez erteleyerek bir başka bahar için halkın karşısında olmaktan ise, hatası ile sevabı ile gerçekleştirilen şeffaf beygir üretimi daha değerlidir.
Yine bu gelişme sonrasında başka bir tespit daha yapıldı
“Çanakkale’de kültür milliyetçiliği yapılmaktadır “ dendi.
 Yerel kültür politikalarının yerel dinamikler ile geliştirilmesi konusundaki yaklaşım bir kez daha göstermektedir ki, bu çalışmaların başarılı olması için katılımcılık ilkesi açısından yerine getirilmesi gerekli bir yöntemdir.
Bu pratik işleyişin ‘milliyetçilik’ ile falan ilgisi yoktur, bizzat sonuç almak isteyenlerin yerine getirmesi gerekli bir zorunluluktur.
Yerel dinamiklerin olmadığı organizasyonlar için ‘milliyetçilik’ tespitleri yapanlar, bu gelişmeler sonrasında ‘evrensel duyarsızlık’ kavramı ile ideolojilerini geliştirmelidirler.

Sermet ATADİNÇ