Damla Yeltekin

damlayeltekin@gmail.com

Trafik canavarları her geçen gün artıyor

Ehliyet alacakların dikkatine! Ehliyeti olanların dikkatine! Ehliyeti olmayan ve araba kullananlarında dikkatine!

1732
Sürücü ehliyeti, ehliyet yetkili kurumlar tarafından verilen ve karayolunda seyreden motorlu veya motorsuz araçların bireyler tarafından idare edilebilmesine olanak tanıyan, kimlik işlevi görebilen resmi bir belge. Ama bu yeterli mi? Mesela `B` sınıfı ehliyet alırken yazılı ve uygulamalı olmak üzere iki sınav türünde başarılı olmak gerekiyor. Yazılı sınav eğitimlerinde de İlk Yardım, Trafik ve Çevre, Motor ve Araç Tekniği dersleri bulunuyor. Eğitmenler, her bir derste; olası kaza durumlarının videolarını paylaşıyor. Geçmişte yaşanmış, can almış kazalara dair videolar... Bu dersleri aldıktan sonra anlık dikkatsizlikle nelere yol açılabileceğini deneyimliyorsunuz. Bu videolar da trafikte yapılan hataların bedellerini gösteriyor. Caydırıcı olması için izletiliyor.
 
Videolar, buna olanak sağlıyor. Bir de haberler.
 
Şehirlerarası yolculuklarda, can alan haberlerde bir anlık yutkunamama haline giriyorsunuz.
Bir anlık, sizin ya da karşınızdaki sürücünün dikkatsizliği can alabiliyor. Geri dönüşü olmayan kazalara, ölümlere veya yaralanmalara yol açabiliyor. 
Kazalarla ilgili de ilginç istatistikler var.
 
Trafik kazalarıyla ilgili ilginç gözlemler de var. 
 
Mesela, sevgili yayalar sanki hareket eden birer biblo gibi gözüküyor, kimi sürücüler gözünde...
Ya da büyük taşıt kullanan sürücüler, yanlarından geçtikleri küçük araçları rahatlıkla sollayabiliyor. Çünkü büyük küçüğü döver...
Trafikte yayaların her zaman durması gerektiği düşüncesi bir kenara dursun bisiklet ve motor kullanıcıları da hiçe sayılıyor. Motosiklet kullanıcıları da bir kenara dursun, özellikle bisiklet kullanıcılarına sanki açma kapatma düğmesi olan oyuncaklar gözüyle bakıyorlar... Kimi sürücüler... 
 
Bir kenara dursun diyoruz da? Bir kenarda durur mu? Yaşam akıp giderken, ölümler ve geri dönüşü olmayan yaralanmalar bir kenarda durur mu? Durmaz! 
 
Bütün küçük ve büyük kazaları toplamda ele aldığımızda...
Trafik denetimlerinin de hat safhada olduğunu düşünecek olursak. Hız, alkol gibi denetimler sürekli devam ediyor iken... Araç muayeneleri devam ediyor iken... Ehliyet almak için iki basamaktan oluşan bir sınav mekanizması devam ediyor iken... Karayollarında çalışmalar devam ediyor iken...
 
Peki neden bu kadar çok trafik kazası oluyor?
Bunca denetime rağmen nasıl trafik kazası oluyor? Yolda sadece yürürken bile, bir sürücünün dikkatsizliği canınıza mal olabiliyor. Bisiklet sürdüğünüzde bile, biri canınızı alabiliyor.
 
Bir kez, bir kez daha seslenmek gerek. Ehliyet alacakların dikkatine! Ehliyeti olanların dikkatine! Ehliyeti olmayan ve araba kullananlarında dikkatine!
 
Herkes ölebiliyor. Herkes. Yaşam o kadar kısa ki. Kimsenin kendisine ve çevresindekine saygısı yok. Özellikle de karşısına. Hayat o kadar basitleştiriliyor ki. Bana bir şey olmaz düşüncesi genellikle başkalarına bir şey yapıyor. 
Ama bu bir tutum meselesi. Bir düşünce sistemi meselesi. Binlerce araç ve sürücü varken, binlerce denetim varken kaza olmasının başka sebebi olabilir mi? Hız tutkunluğu, acele etme, süratle istenilen yola varma, kendinde daima ve daima öncelik hakkı görme...
Alkollü araç kullanma, telefonla konuşurken (ki ne çok dikkatimizi dağıtıyor değil mi?) araç kullanma, trafik unsurlarında sadece araçları görme, karşılaşılma ihtimali olan canlıları, insanları, hayvanları düşünmeme... Büyük bir düşüncesizlik hali...
 
Sadece ehliyet araç kullanmaya yeter mi? Sağduyulu olmadan, saygılı olmadan, yaptıklarının sonucuna katlanma düşüncesini anlamadan, kurallara uymadan, trafikte stresle başa çıkma becerisini geliştirmeden...
Yaptırımı olan cezalar, kazaları engeller mi?
Ehliyet almak kazaların olmasını engeller mi?