sermet@canakkaleolay.com
MÜSİAD Çanakkale Şubesi tarafından servis edilen basın açıklamasında Genel Başkan Nail Apak'ın, meşru olmayan AKP Hükümetinin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi hakkında basında çıkan haberler üzerine bakanı aklamak adına basını hassas davranmaya davet etmesi, malumun ilanı olmuştur. Söz konusu siyaset ve siyasetin akçeli işleri olunca Müstakil işadamlarımız müstakilliklerini unutuvermişler, Bakan Zeybek'in ardında kapı gibi durma ihtiyacı hissedivermişler birden
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Dünyanın her yerinde bir bakanın 4 milyon dolara bir yalı satın alması haberdir.
Üstelik alınan yalının tapu kaydının konut değil arsa olarak gözükmesi de haber değerini bir kat daha arttırmaktadır.
Birde alım yapan siyasinin, yoksulluktan geldiğini anlatmak için “Bu memleketin yırtık donlu Nihat’ı artık Ekonomi Bakanı” şeklinde propaganda yapması habere ayrıca renk katan bir tespit olarak gündemdeki bir gelişmedir.
Böylesine renkli bir haberin es geçilmesi söz konusu olamayacağı için basın bunu kamuoyunun bilgilenmesi açısından sayfalarına taşımıştır.
Bundan MÜSİAD’ın rahatsızlık duyarak eski üyelerini savunma zahmetine girerek basına ayar verme girişimi içersinde bulunmasını da çok iyi anlıyoruz.
Bu ülkede siyasi irade basın özgürlüğünün ayaklar altına alınmasını temel bir politika haline getirdiği için , MÜSİAD’ın basına ayar vermek adına hassasiyet çağrısı yapması siyasi iradenin politikalarını referans kabul etmesi anlamına gelmektedir.
Ne yazık ki basın özgürlüğü ve demokratik hakların ayaklar altına alındığı bir ülkede gazetecilik faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyoruz.
AKP hükümeti 13 yıllık uygulamalarıyla özellikle yolsuzluklar, yandaşlarına sağladığı avantajlar, kayırmacılık ve korumacılık ile kendisinden çok söz ettirdi.
Bu uygulamalar öylesine bir şekilde yaygınlaştı ve kök saldı ki; siyasiler ve yakın çevrelerinde büyüğünden küçüğüne birçok alanda suiistimaller neredeyse olağan hale getirildi
Bu iklim aynı zamanda şöyle bir rüzgarda estirdi;yandaşlık ilişkisi içersinde olanlar, özellikle kamu kaynaklarını şirin gözükmek adına siyasetçilere ve yakınlarına kullandırmak ve menfaat yaratmak adına uygulamalar içersine girdiler.
Bunu yolsuzluk sarmalının tersten etkisi olarak da değerlendirebiliriz.
Bunun en güzel örneğini ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde yaşadık.
ÇOMÜ Araştırma Hastanesi’nde yaşanan, AKP milletvekili ve AKP’li bir ilçe belediye başkanın yakınları için yapılan bir suiistimal olayını sizler ile paylaşmak istiyorum.
Olay, ÇOMÜ Araştırma Hastanesi’ne yatan AKP Milletvekili`nin amcası ve AKP ‘li bir ilçe belediye başkanının babasına ait hastane özel oda ücretlerinin tahsiline ilişkin yaşanan gelişmelerden ibarettir.
ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde özel oda ücretleri geceliği 100 TL olarak belirlenmişken yatan hastalar için önce bu ücret tahakkuk ettirilmemiş, sonra personel arasında bu konunun tartışılır hale gelmesine bağlı olarak hizmet ekstreleri yeniden düzenlenerek özel oda ücretlerinin tahakkuku yapılmıştır.
Ancak her ne hikmetse hastalardan biri 1 Ağustos tarihinde, diğer hasta 4 Ağustos tarihinde hastaneden çıkış yapmasına rağmen, her iki hastanın özel oda ücretleri 7 Ağustos tarihinde saat 21.11 ve 21.17de, 6 dakika ara ile aynı günde alakasız bir saatte acil veznesine ödenmiş ve makbuzları kesilmiştir.
Doğal olarak akıllara birçok soru işareti gelmektedir.
Tabiî ki bu arada hastane personeli arasında bir çok gelişme olmuş, öncelikle ekstreler değiştirilmiş sonrasında da her iki hasta alakasız bir saatte bir Cuma günü acil veznesinden ödeme yapmışlardır.
Bu arada bu gelişmeler üzerine bir gazetecinin hastane yetkililerine müracaat ederek bu gelişmeleri sorgulaması sonrasında bir Cuma günü apar topar kesilen makbuzlarla, evrak boyutuyla uygunsuzluk uygun bir duruma getirilmiş olsa da gelişmeler her yönüyle bir uygunsuzluğun yaşandığına işaret etmektedir.
Siyasilerin yakınları olan bu hasta vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
Tahmin ediyorum ki; bu durumun onlar ile hiçbir ilgisi yoktur.
Sorun siyasilere yaranmak adına hastanedeki bazı kişilerin işgüzarlığıdır.
Şimdi hasta yakını siyasilere düşen görev, yakınları üzerinden gerçekleşen böylesi bir suiistimal konusunu aydınlatmalarıdır.
Özellikle AKP milletvekilinin sorumluluğu çok daha önemlidir.
Kısa bir süre önce yapılan rektör seçimlerinde AKP olarak seçimlere müdahil olan AKP milletvekiline şimdi acaba birileri vefa borcunu ödemek adına şirinlik mi yapmaktadır!
Ya da siyasi nüfus kullanmanın sonuçları mı yaşanmaktadır!
Ancak buradan çıkarılacak bir ders vardır.
Ülkemizdeki siyasetin ve siyasi kişilerin toplum içindeki algısı; her an, her koşulda, her alanda istismara açık özeliklerinin var olduğu noktasındadır.
Böyle olmamış olsa idi; hastanede yeniden düzenlenen hesap ekstresiyle tahakkuk edilen ücretin, durumu kurtarmak adına ödenmesi senaryosu yaşanmazdı.
17 -25 Aralık operasyonlarını yaşayan, ayakkabı kutularında istiflenen dolarların, yatak odalarında para sayma makinelerinin, bir türlü sıfırlanamayan paraların olduğu bir ülkede yolsuzlukların yarattığı ahlakı çöküş işte böyle bir şeydir.
Yaşamımızın her alanında bu çöküntülerle karşı karşıyayız.
Hele birde bunları savunarak aklamaya çalışanlar çıkmıyorlar mı?...