Tepkiler her yerde…
Hafta sonu 4+4+4 yasasını protesto için sokağa çıkan Eğitim Hakkı Meclisi, kürtaj hakkına sahip çıkarak kadınların teslim alınması anlayışını protesto eden kadınların yürüyüş ve meydan etkinlikleri, eğitim emekçilerinin eğitim yılı sonu itibarıyla yaptıkları değerlendirme ile kamuoyu gündemine sundukları sorunlar ve kendileri hakkındaki algılamanın protestosunu içeren eylemleri ayrıca Çanakkale iş dünyasının mevcut ekonomik işleyişin gelmiş olduğu noktadaki eleştirilerine kadar bir çok alanda memnuniyetsizliğin yansımalarına tanık olduk.
Ülkemiz geldiği boyut itibarıyla önemli sorunları olan bir durumda.
Sistemsel bu sorunlar gün geçtikçe daha da ağırlaşarak yaşamımızı olumsuzlaştıran ve dayanılması zor bazı uygulamaları dayatan bir evrilme içersinde.
Düşünebiliyor musunuz,” Dışarıdaki Gazeteciler Platformu” olarak gazeteciler cezaevlerindeki gazeteci arkadaşlarına tanıklık eylemi yapıyorlar.
Adliye önlerindeler, sokaklardalar;”tasmalı değiliz, kelepçeliyiz” diye haykırıyorlar.
Basın özgürlüğü konusundaki içinde bulunduğumuz durumu varın siz düşünün…
Gazeteciler üzerindeki baskılar öyle çok yönlü ki; muhalif seslerin susturulması için her türlü yönteme başvuruluyor.
Gazeteciler direkt olarak yapılan baskılar dışında, dolaylı yollardan hükümetin baskısını çalıştıkları kurumların politikalarına bağlı uygulamalar ile üzerlerinde hissediyorlar.
Çalıştıkları kurumlardan çıkarılan birçok gazeteci sonrasında, şimdi birde “erken tatil uygulaması” ile gazeteciler kurumlarından uzaklaştırılmakta.
CNN Türk Kanalında "Medya Mahallesi" programını hazırlayıp sunan Ayşenur Arslan kanal yetkilileri tarafından erken tatile çıkarıldı.
Çağdaş Gazeteciler Derneği yapmış olduğu açıklamada "Ayşenur Arslan da çok çalıştı, çok yoruldu… Erken tatil hakkıydı…”diyerek yaşanılan acı gerçeği bu şekilde ironileştirmiş.
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”
İşte basının geldiği nokta böyle.
Okulların kapandığı gün, öğrenciler veliler, öğretmenler yeni eğitim yılında eğitim sistemini gericiliğinin batağına götürecek 4+4+4 eğitim yasasına karşı tepkilerini ortaya koydular.
Golf çay bahçesinden AKP il binası önüne kadar yürüyerek protestolarını gerçekleştirdiler.
Vatandaşların protesto haklarına saygılı olunması; herhangi bir müdahalenin olması protestonun bir başka güzel yanı idi.
İnsanlar protesto haklarını kullandılar, iddia edildiği gibi, ne başkasına rahatsızlık verildi ne de güvenlikleri ihlal edildi.
Bizzat vatandaşlar protesto hakkını kullanan insanlara desteklerini sundular.
Boşu boşuna ortalığı gaza bulamanın gereksizliği ortaya çıktığı gibi, vatandaşın demokratik haklarını barış içersinde kullanmasının güzelliği de yaşandı.
Umarım Çanakkale, bundan sonraki demokratik protestolarını da bu şekilde devam ettirmenin olumluğunu yaşar.
Kadınlar da sokaklardaydı, meydanlardaydı.
Salı pazarından yürüyüşe geçen kadınların “Bedenim benim,benim hayatım,benim kararım” sloganı her şeyi anlatıyordu.
Öğretmenler, her fırsatta aşağılanmalarına karşı tepkilerini postane önünde yaptıkları basın açıklaması ile dile getirdiler ve sonrasında Milli Eğitim Bakanlığına görüşlerini dile getiren bir fax çektiler.
İş dünyası, gazetemize mevcut ekonomik durumun vermiş olduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Sonuçta kentimizden insan manzaraları böyle.
Ne kadar mutlu, refah bir ülkede yaşıyoruz değil mi ?
Kanada basını bile “hayranlık” ile bakmakta ülkemize.
Parasız eğitim pankartı yüzünden iki gencin 8 yıl ceza alması üzerine Kanada’da basın ‘Bizde de böyle savcılar olsa, başbakanımız harç artışını protesto eden öğrencilerden kurtulurdu’ diye alay etti.
“Durmak yok yola devam!”