TEKNOLOJİK DUYGUSALLIK
Çocuklarımızın önceki nesillere göre daha az duyarlı, daha az şefkatli insanlar olarak büyüdüklerini fark edebiliyor muyuz? Suçu tümüyle teknolojiye atamasak da o, toplumdaki belgelenen empati düşüşünde inkar edilemez biçimde büyük bir etmen.
Bu noktaya nasıl geldik? Bunu nasıl düzeltebiliriz?
Dr. Michele Borba kayda değer yeni kitabında bazı çok önemli kavrayışlar ve yanıtlar sunuyor.
Sunduğu ikna edici belgeler arasında günümüzdeki üniversite öğrencilerinin 30 yıl önceki akranlarına kıyasla %40 daha az empati kurduklarını öne süren araştırması da yer alıyor. Bu sırada, narsizm düzeyi de %58 artmış. Bir eğitsel psikolog ve ebeveynlik uzmanı olan Borba, okullarda zorbalığın yükselişinde ve diğer kültürel olguların yanında selfie’nin kitlesel popülerliğinde bu ezici eğilimleri görüyor.
“Çocuklarımız 2000 yılı civarlarında oldukça kapalı hale geldiler” dedi Borda podcast mülakatımız sırasında. “Bir başkasının duygularını okuyamıyorsanız empati kurmak ve bir başka insanı hissetmek çok zordur. Bir ekrana bakarak duyguları okumayı öğrenemezsiniz. Duyguları okumayı emojilerle öğrenmezsiniz.”
Yaygın, bağımlılık yapan teknolojinin etkilerinin yanı sıra Borda Selfie Sendromuna yol açan diğer eğilimlerden de söz ediyor:
· Şöhret kültürünün yükselişi.
· Hiper-rekabetçi ebeveynlik.
· Okullarda testlere gereğinden fazla ağırlık verilmesi.
· Gittikçe daha materyalist hale gelen değer ve inanç sistemleri.
· Oyun alanının yok oluşu.
Ebeveynler nasıl daha fazla empatiyi teşvik ederler? Konu teknoloji olduğunda ebeveynler doğru sınırları belirlemeli, çocuklara online alışkanlıklarını kendi başlarına nasıl düzenleyeceklerini öğretmeli ve onlarla iyi dijital vatandaşlar olma konusunda konuşmalılar.
Çocukları elektronik aletlerinden uzaklaştıracak ve gerçek-hayatta insan etkileşimi kurmalarını sağlayacak yollar bulun. Bir arkadaşa veya akrabaya mail atmak ya da mesaj yazmak yerine, gerçek bir telefon görüşmesi yapmaya veya yüz yüze görüşmeye ne dersiniz?
“Çocuklar yukarı doğru bakmaktansa aşağı bakmaya alışıyorlar” diyor Borba. “Eğer aşağı bakıyor ve mesaj yazıyorsanız, empatiyi ve yüz yüze temasları öğrenmiyorsunuz.”
Empati neden bu kadar önemli? Birincisi, doğru olan bu. Hepimiz diğer insanlara karşı daha duyarlı ve şefkatli olmalıyız. Ayrıca, empati kurabilen çocukların hayatlarında daha mutlu ve daha az çatışma içinde oldukları biliniyor.
Hatta Borba ve diğer uzmanlar empatinin genç ergenlerin büyümeyi ve 21. yüzyılda öne geçmeyi öğrenmeleri için en önemli tek beceri olabileceğini söylüyorlar.
Neyse ki, insanlar empati için programlanmış gibi görünüyor. Bu bizi hayvanlardan ayıran ve çocuklar ile genç ergenlerde beslenebilen bir özellik. Bu noktada ebeveynlik oldukça ödüllendirici ve evet, zaman zaman da yorucu olabiliyor. Başka insanları umursayan iyi çocuklar yetiştirmek için tonlarca iş yapmak gerekiyor.
Tıpkı ebeveynlik için bir kısa yol olmadığı gibi, empatiyi kurmak için de hızlı bir çözüm yok. Çok fazla sohbet, örnek olma ve duygusal beceriler üzerinde çalışma gerektiriyor. Bağlılık ve niyet istiyor.
Duyarlı çocuklar yetiştirmek ümidiyle…..