Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

'TAS'IN ÇÖKÜŞÜ!

Değerli okurlarım 23 Haziran İstanbul İBB seçim sonucu toplumumuzdaki huzursuzluklara, kutuplaşmaya yol açan gidişi durdurarak; iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe, barışa ve özgürlüğe ait dönüş sürecinin miladı olmalıdır.

8007

 

 

***

            31 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun kazandığının anlaşılması üzerine önce “13-14 bin oyla Belediye Başkanı mı olunur!” sonrasında, “kızgın demiri soğutmanın zamanı…” denmişti ama özellikle 31 Mart-23 Haziran tarihleri arasında  Anayasamıza göre tarafsızlık yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Ekrem İmamoğlu için “topal ördek”, “vitrin süsü”, “sisi” gibi yakıştırmalar yaptı.

·        AKP’liler ile yaptığı bir toplantıda da “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” söyleminde bulunmuştu.

            Sayın Cumhurbaşkanı o kadar ki; seçilse bile, İmamoğlu’na belediye başkanlığı makamının verilmeyeceği, verilse bile hizmet etmesinin engelleneceği konusunda çok iddialı beyanlarda bulunmakta bir sakınca görmedi.

( 23 Haziranda 806 bin 415 oy farkla kazanan İmamoğlu’nun hizmet etmesinin nasıl engelleneceğini de açıklasalar da bilgi sahibi olsak!.. )

            Neyse ki ben bu satırları yazarken AKP grup toplantısında Erdoğan İstanbul seçim sonucu için “başımızın üzerinde yeri var” deyince az da olsa bilgilenmiş olduk…

            *Sn. Erdoğan kantarın topuzunu iyice kaçırdığı için İstanbul seçimi ayni zamanda “Tek Adam Sistemi” (TAS) için de tarihsel bir güven oylaması haline geldi. 31Mart’a kadar “beka söylemi” her an dillendiriliyordu, sonrasında A. Öcalan’ın “tarafsız kalın” mektubu müneccimlik yöntemlerle HDP’li seçmene duyuruldu ama o da ters tepince TAS’ın çıkmaza sürüklenişi hızlandı.

            * Binali Bey’in de “Çaldılar demeye mecburdum!” yalanı hepsinin üzerine tüy dikti! Ayrıca Binali Beyin CHP adayı İmamoğlu ile katıldığı TV programına 1 aylık kirama bedeli 5 bin Avro olan lüks otomobille gelmesi de ‘bu ne şatafat’ ‘bu ne savurganlıktır’ dedirtti. Kamu kaynaklarını ve araçlarını seçim kampanyasında fütursuzca kullanmak seçmenlerin vicdanını sızlattı. Bu tür gösterişli tutum ve davranışların bir bedeli olmalıydı, oldu da…

            * Devlet Bey’de A. Öcalan’ın avukatıyla görüşmesinden gocunmadı! İlginç değil mi? Demek ki TAS’ın ya da Cumhur İttifakı’nın üyesi olmak böyle davranmayı gerektiriyormuş!  Gözlemime göre MHP Devlet Bey’in başkanlığında misyonunu tamamladı. Çünkü kavgacı, bölücü ve çelişkilerle dolu hamaset dili adeta MHP’yi imhaya hazırlıyor. Sanki MHP önemli değil de Devlet Bey’in bekası öncelikliymiş gibi… Sizce de öyle değil mi?

                                                                       ***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları haddime değil ama Sayın Ekrem İmamoğlu’nun hiç zaman yitirmeden yapması gereken ilk icraat önerimi dikkatlerinize sunuyorum.

            *İstanbul Belediyesi Kasasından;

               1 -  TÜRGEV (Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı) 41.1 milyon TL  R.Tayyip Erdoğan’ın kızı ve Hazine Maliye Bakanı damat Berat Albayrak ve İstanbul eski Belediye Başkanı Mevlut Uysal bu parayı alamamalı.

            2 – Ensar Vakfına 28.7 milyon TL

            3 – Türkiye Maarif Vakfına 26.4 milyon TL

            4 – Okçular Vakfına 16.6 milyon TL (Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan vakfın mütevelli heyetinde yer alıyor. Bu para Bilal Oğlana verilmemeli.)

            5 – Aziz Mahmut Hüdayi Vakfına 16.5 milyon TL (Bu vakfın Başkanı Kadir Topbaş’ın ağabeyi Hamdi Topbaş.)

            6 – Önder İmam Hatipliler Derneğine 13.2 milyon TL

            7 – İlim Yayma Vakfına 9.3 milyon TL

            8 – 15 Temmuz Derneğine 7.7 milyonTL

            9 – İnsan Vakfına 4.3 milyon TL

            10 – Asilane Vakfına 1.7 milyon TL

            11 – Birlik Vakfına 758 bin TL

“Bizim alnımız secdeye değiyor. Biz kul hakkı yemeyiz!” diyerek halkı aldatanların para musluklarını acilen kesmek İmamoğlu’nun ilk icraatı olmalıdır. Aksi halde vergi verenlerin, işsizlerin, yetimin-öksüzün ve anne karnındaki bebeklerin iki elleri yakanızda olur!

            23 Hazirandan bu yana demokrasi önündeki en büyük tehdit olan partili Cumhurbaşkanı (Tek Adam Sistemi) TAS’dan kurtulma sürecine girilmiş, TAS’ın çöküşü başlamıştır.

            Sonrası mı? Çare var, o şudur: Cumhuriyet Senato’lu parlamenter sisteme dönmektir.

*Türkiye’de Senatosuz parlamenter sistem olmaz nokta…

SON SÖZ: İstanbul seçmeni demokrasi sınavında tam 10 puan alarak onurunu kurtardı. Demokrasi ittifakına omuz verenleri yürekten kutluyor, Ekrem İmamoğlu’na da yolun açık olsun her şey çok güzel olsun diyorum… T.Ç.