Hüseyin Çoban Diğer adıdır, mutluluğu ummanın her düzenin muntazam olmadığının felsefesidir. İdeaları kenara oturtursak diğer taraftan toplumsal barışla beraber hareket eder.
Yaşadığımız boyutta hiçbir faaliyetimiz, hareketimiz ve çalışmamız tamamlanmaz. Hedeflerin yarım kalmasıdır tamamlamama, özün ve tözün kendidir. Uzun zaman oldu tabi haliyle yazılar tamamlanamıyor, uzuyor ve süregeliyor hayatımızda olmaması gereken değişkenler var.
Felsefede Öz ve Töz Kavramlarının ayrıntılarına inmek isteyenler, Öz ve Töz Ayrımındaki Sorunsallar, Aristoteles`te Özün Varoluşa Önceliği, Descartes`ın Tözleri ve İlişkin Bilgi Kuramsal Sorunlar, Töz ve Özgürlük Meselesi, Hegel’de ‘Başkalaşan Töz’, Ousia`nın Türümü: Bir Delinin Attığı Taş, Öz Büyücüsü, Felsefede Öz ve Töz Kavramlarına Eleştirel Bakışları sorgulamalı ve assosta buna eğinilmelidir.
Nice vucud bulmuş felsefe düzeninin içeriğini barındırmaktadır tamamlanamama, önermeleri olasılıkları, kategorilendiren, varsayım ve olgulara yönlendiren bir durum biçimidir. Boşluk felsefesinde bahsettiğimiz gibi; Felsefenin asıl hedefi bir şeyi ortaya çıkarmak değil, insanları düşünmeye ve araştırmaya sevk etmektir. Felsefenin bir hedefi vardır ve hedefine ulaşmış olması demek, ortaya çıkacak şeylerin ortamını düşünsel olarak hazırlamaktır.
Felsefeden yararlanmamız; azami ölçüde yararlanmamız gerekiyor. Gerek bireylerin gerekse toplumun ilerleyebilmesi için felsefeyi hayatımıza sokmamız, Düşünmeyi sistemli hale getirmemiz kaçınılmaz bir gerçektir. Düşünceler tamamlanamasın ama olgu olarak var olsun, düşünce hep gelişimi sağlar, sonuçları uygulamada kendisine vucud bulur.
Boşluk Felsefesinde dedeğimiz gibi hayatta asılı bulunan düşüncelerimizin doğruyu nasıl bulması gerektiği konusunda sorular sormamızı ve tam cevap veremememizi gerekli kılan, gri renkli kişiye ulaşamadığımız, sana göre ve bana göre ile biten cevapların ortak dünya barışına hizmet eden ihmal ettiğimiz hiç sonu gelmeyecek ortak geleceğimiz hakkında yapılabilecek sorular silsilesidir.
Bilim düşmanlığıyla hayvan ve Kadın Üzerinden oynanan oyunların başında erkek tamamlanması gelmektedir. Egemenlik Arayışı içindeki erkek hayvan, kadın, doğa ne bulursa sömürümsü tavırla hızlıca yok etmektedir. Bilimi, felsefeyi ve kültürü oluşturun medeniyeti kökten yok saymaya çalışan barbar erkek tamamlanmış varlıktır. Tamamlanmışlığın getirdiği olguya ilgi dinin bilim ve felsefe adına her bir şeyi zaten doğal olarak içerdiği ve hiçbir şekilde yaşanmışların ürettiği akıl ve mantık eseri olan birikime ihtiyacı olmadığı fikri yöneden topluca tartışmaya ve yoruma açılmalıdır. İkinci Öğretmenimiz Türk filozofu Farabi (ö. 870) (Aristoteles 1 nci öğretmen) ve yine Ortaçağ modern biliminin kurucusu büyük Türk tabibi ve filozofu olan İbn Sina (ö. 1037), dan sonra başlayan akıl kullanmama/ akıl tutulması devam etmektedir. 980 yıldır toptan bir tamamlanış, devam edegelen iç huzursuzlugumuzun ana nidasıdır. Filozof, İbn Sina, varlıkları öz ve varoluştan oluşan bileşik bir varlık olarak görürken sadece Tanrı’nın bütün olmayan yani tamamlanamayan olduğunu; O’nun bölünmez bir olduğunu özellikle vurgular. Gibi gibi uzatabiliriz. Onun için Öz ve Tözüzüne sahip çıkınız lütfen.
Aşağıdaki faaliyetin tanıtım argümanları bulunmaktadır. İncelemenizi tavsiye ederim.
3-4 Şubat 2017 tarihinde Assosta düzenlenecek felsefe etkinliğine katılmanızı dilemekten başka yapabileceğim bir durum münhal değildir. Saygı ve sevgiyle kalınız.