sermet@canakkaleolay.com
Cari açığımızın kapatılmasına destek verdiği gerekçesiyle "itibarlı kişiler" arasında kabul edilen, şirketlerine ödül verilen Reza Zarrab Amerika'da tutuklandı. Tutuklama kararına imza atan savcı öyle bir şey söyledi ki; küfür etseydi daha iyiydi! Savcı "Amerikan adaletini göstereceğiz" derken, "Türkiye'de adalet yoktur mu' demek istedi! Bunu davanın ilerleyen sürecinde göreceğiz!
Çünkü bu dava; kara para aklama, Amerika’yı dolandırma, bankacılık sahtekârlıkları, yaptırımları ihlal etme gibi bazı iddiaları kapsadığından otomatik olarak Zarrab’ın Türkiye ilişkilerini de kapsayacaktır.
Nitekim iddianamede bu kapsamda bazı değerlendirmeler mevcuttur.
Eee şimdi vefanın tam zamanıdır!
Türkiye’de adı rüşvet operasyonlarına katılıp, gözaltına alındığında birileri çıkıp Zarrab’ın önüne yatarım diyenlere şimdi görev düşmektedir.
O zaman zaten majestelerinin koruma kalkanı altında olan Zarrab faaliyetlerini aynı şekilde sürdürmeye devam etti.
Şimdi o gün önüne yatacaklar bakalım ne kadar vefalıymışlar göreceğiz.
Ancak kazın ayağı öyle değil, pabuç pahalı; bırakın vefayı, şimdi kendilerini Amerika’da sürdürülen dava sonrasında Zarrab ile ilişkilerinden dolayı yaşayabilecekleri sorunların getirdiği telaş aldı.
Bu dava Amerika ile sınırlı kalmaz, Amerika’da işlendiği iddia edilen suçların Türkiye’deki şirketleriyle olan ilişkisinin altından bakalım neler çıkacak!
Böyle olunca hemen aklımıza17 -25 Aralık süreci gelmektedir.
Ancak bir tek şey var ki bu iş artık paralelcilikle açıklanamaz, çember daralmıştır.
Ancak yanaşma medya hemen harekete geçti.
Yanaşma medyanın amiral gemisi, Zarrab’ı tutuklayan savcı hakkında bir rezalete imza attı.
Fotomontajla değiştirilen fotoğrafa, savcının aldığı plakete Gülen cemaatine yakın `Kimse Yok Mu` derneğinin logosu yerleştirildi ve "Reza Zarrab`ı tutuklayan savcı bakın kim çıktı!" başlığıyla servis edildi.
Gazete, savcının `Paralel Yapı`ya yakın olduğunu yazdı.
Kısa bir süre sonra gerçek ortaya çıktı.
Zarrab’ı tutuklayıp, 75 yıl hapsini isteyen savcının, söz konusu fotoğrafının New York`ta bir ödül törenine ait olduğu, plakette de "Yılın suçu engelleyicisi" yazdığı belirlendi
Bu rezaletinin ortaya çıkmasının ardından söz konusu haberin besleme medyanın amiral gemisinin internet sitesinden kaldırıldığı, "Sayfa bulunamadı" uyarısıyla karşılaşıldığı görüldü.
Böylesine bir çarpıtma ve dezenformasyon faaliyetinden medet ummaya kalkmak demek; birilerinin fena halde rahatsızlığına işaret etmektedir.
Hadi bakalım Amerika’ya, Zarrab’ın önüne yatın da görelim; ne kadar vefalı olduğunuzu!
Terör insanlık düşmanı yüzünü bu sefer Belçika’da gösterdi.
Terör konusunu siyasi polemik haline getirerek, nemalananlar Belçika’da yaşanan katliam sonrasında patlatılan bombaları Belçika’nın PKK ya verdiği destekle açıkladılar.
IŞİD tarafından üstlenilen bu saldırılar için böylesi bir değerlendirme son derece manidardır.
Diğer bir konuda Cumhurbaşkanının 18 Mart törenlerinde yapmış olduğu değerlendirmedir; "Brüksel`de veya AB`nin herhangi bir şehrinde bu bombalarının patlamaması için hiçbir sebep yok" şeklindeki bir değerlendirmeyi maazallah bir başkası yapmış olsa idi, hemen yaftalama hazırdı.
‘Zaten işbirliği içerisindeler, dört gün öncesinden mesaj verdiler’ mealinde bir açıklama hemen gelirdi.
İşte ‘senin teröristtin, benim teröristtim’ yaklaşımının varmış olduğu trajik durum.
Ancak yok olan insan hayatı, bir bütün olarak insanlıktır
“Yeter artık, barış hemen şimdi” demekten başka bir sözümüz kalmamıştır.