Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Suçlu ayağa kalktı…

1898
ÇOMÜ’ nün yeni öğretim yılına başlamasına bağlı olarak ÇOMÜ, kent gündeminde daha çok yer almaya başladı. Böyle olması da çok doğal, çünkü ÇOMÜ kent yaşamının önemli bir aktörüdür.
Son olarak üniversite öğrencilerinin barınma sorununa bağlı olarak cemaat ve tarikat evleri bazındaki gelişmeler gündeme geldi.
 
Çeşitli kesimlerin böylesi uygulamalar konusundaki tepkileri ve eleştirileri birilerini çok rahatsız etmiş olmalı ki Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın bu konudaki düşüncelerini bütünden soyutlayarak girişilen bir propagandayla cemaat ve tarikat evleri olarak devrede olan bu evler savunuldu.
 
Her fırsatta Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a saldırıyı prensip haline getirmiş müstear isimli bazı kişilerin sorumluğunda yayın yapan bu site şimdi kendisini ele verdi.
 
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın böylesi evler ile yapmış olduğu değerlendirmenin, sadece çok sayıda kişinin böylesi evlerde kalmasının yasal olmadığı sözü üzerine saldırıya geçen mantık özünde; çeşitli cemaat ve tarikatların öğrencilerin barınma sorununu istismar ederek beyin yıkama faaliyetine destek vermekten başka bir anlam taşımıyor.
 
Ülgür Gökhan’ın söylemiş oldukları son derece net iken, gençlerin böylesi organizasyonlar ile bu evlerde barınmaları ve buralarda yapılan faaliyetler konusunun araştırılması konusunu görmezden gelerek bu gerçeği çarpıtmak ve bu temelde Ülgür Gökhan’a saldırıda bulunmak üstlenilen misyonun yeni bir versiyonu olsa gerek.
 
Yani gerçekleri çarpıtarak kendi ideolojik hatlarının daha çok yaygınlaşması temelinde yapılan bir dezenformasyon çalışmasının kontra gazetecilik halleri.
 
Bu yapılırken de hiç de etik olmayan illegal künyeler ile sürdürülen bir yayıncılık durumu.
 
İşin garip tarafı da; her fırsatta ÇOMÜ’yü savunarak, ÇOMÜ için yapılmış çeşitli eleştiriler için kalkan olma rollerini böylesi bir konumda da sürdürerek ÇOMÜ’ye de ideolojik bir rol biçtiklerinin farkında değiller.
 
Her zaman söylüyorum,ÇOMÜ’nün böylesi koruma kalkanlarına ihtiyacı yoktur.
 
Tabiî ki ÇOMÜ’nün sadece kendi görevi olan bilimsel eğitim ile ilgili olmak verisinin gerçeklik bulduğu koşullarda…
 
Bu kavrayış bir çatışma kültürü olarak ÇOMÜ personeli arasında dalga dalga yayılıyor.
 
Özellik ile her fırsatta gazetemize yapılan ve her geçen gün artan saldırılara tanık olmaktayız.
 
Şimdi soruyorum. Bir gazeteye neden gazeteniz ÇOMÜ’yü “karalayan” haberler ile dolu gibi bir soru sorulabilir mi?
 
Şimdilerde yeni bir öğretim üyesi daha bu kervana kapıldı.
 
Şimdi dikkat ile yazdıklarımı okuyun.
 
Değil bir, iki; üniversitenizin tüm öğretim üyeleri de Olay Gazetesine saldırsa Olay Gazetesi gerçeklerden yana sürdüğü habercilik faaliyetine devam edecektir. Bizim haberlerimizde ÇOMÜ’yü karalama şeklinde bir eylemlilik yoktur. Biz, kentin önemli bir kurumu olan ÇOMÜ’de var olan gelişmeleri gerçekleşmeleri tabiî ki yazacağız. Bu iş bizim asli görevimizdir. Var olan gelişmeleri görmemezlikten gelmemizi kimse beklemesin.
 
Yarın bu üniversite İletişim Fakültesinde öğrencilerine neyi öğretecek?
 
Bir üniversitede işten atılan işçiler var ise, öğretim üyeleri üzerinde çeşitli baskı ve hukuksuz uygulamalar iddiaları var ise ,hafriyat toprağı direkt olarak doğal ortama bırakılıyorsa bunları yazmayacağız da, ne yapacağız?
 
Bunları yazmak karalamak değildir.
 
Bazı yapılan işler vardır ki; önce kamu vicdanı nezdinde sonra çeşitli boyutlarda, bu işleri yapanlar rahatsızlık duyarlar, yaptıkları nedeniyle tepki görürler, bir hoşnutsuzluk yaşayabilirler.
 
Sizin karalama dediğiniz; toplumsal algı boyutundaki olumsuzlukların size geri dönüşlerinin yaratığı ruh halinizdir.
 
Özet ile kalkan olmak için yola çıkmış herkese şunu öneririm. Olay Gazetesine saldırarak hiçbir kazanım sağlayamazsınız. Bilakis daha çok teşhir olur, içine düştüğünüz bataklık içersinde daha çok debeler durursunuz. Bundan dolayı gazetecilik mesleğine karşı saygılı olun, tetikçilik yapmayın. Ülgür Gökhan’ı da karalamak için söylediklerini çarpıtarak bütününden kopartıp entrikalar içersine girmeyin.
Cemaat ve tarikat evlerinin gençleri kendi tuzağına düşürmek için çabalarının olduğu bu koşullarda ne yazık ki bu çabaları aklama çabalarınız nafile.
 
Ne kadar çarpıtmak ve karalamak için uğraşsanız da yakayı ele verdiniz.
 
Siz de bu eylemin bir parçası olmuşsunuz artık.