Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Sonunu getirmek…

1921
“Türk gibi başlayıp, Alman gibi bitirmek” şeklinde bir söz vardır. Etnik temele dayandırılarak, bazı gerçeklerin açıklanması konusu hoşuma gitmese de bizim iş yapma yöntemselliğimiz açısından klasikleşmiş bir sözdür.
Büyük bir istek ve heyecan ile başladığımız bir çok işin sonunu disiplinsizlik, plansızlık, vurdumduymazlık nedeniyle getiremediğimiz için, sabırla sonuç alıncaya kadar çalışma konusunda model olmuş Almanlardan esinlenerek “Türk gibi başlayıp, Alman gibi bitirmek” sözü dilimize yerleşmiştir.
Van depremi sonrasında kentimizde de deprem öncesi ve sonrasında alınacak önlemler konusunda geç de olsa bir duyarlılık gelişti.
Gecikme gerçeğini bir yana bırakır isek şimdi kentin yöneticileri yapılacaklar noktasında  “Türk gibi” bir başlangıç yaptılar.
Arzu ederim ki “Alman Gibi” bitirilir.
Yine de sizler, bu sözün verdiği mesajı unutmayarak bu işin takipçisi olmanın gereğini not ediniz.
 
Bir televizyon programında Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,   ilçesindeki bütün binaların depreme dayanıklılığının hangi düzeyde olduğunu belediye olarak tespit ettirdiklerini anlatınca helal olsun dedim.
Deprem öncesi alınması gerekli çok önemli bir tedbir olarak böylesi bir çalışmayı kentimizde de gerçekleştirmek hepimizi memnun edecektir.
Kentin yöneticilerinin deprem konusunda alınacak önlemler için harekete geçmiş olması önemlidir.
Kent Konseyi bu konunun takipçisi olacağının sinyalini vermiştir.
Kent Konseyi açısından bu süreç belki bugüne kadar yaşadığı bazı olumsuzlukları aşmak için de iyi bir fırsat olabilir.
Böylece, böylesi hassas bir konuda atılacak adımlar ile katılımcılık noktasında yeni bir ivme yakalamış olabiliriz.
Tüm temennim bu çalışmaların sonunun getirilmesi sonuçlarının alınmasıdır.
Bu çalışmaların başarılı olması sonuçlarının alınması bir bütün olarak kentin duyarlılığına bağlıdır.
Kent duyarlılığı konusu üzerinde çok tartıştığımız bir konudur.
Bu konudaki yorumların farklı farklı olabileceği gerçeğinden hareket ederek bir noktayı dikkatinize sunmak istiyorum
Duyarlılık konusundaki en önemli alanların başında; büyüklerimiz, yaşlılarımız ve onların bakıma muhtaç kesimleri için alınması gerekli önlemler konusu olduğu üzerinde bir toplumsal mutabakata sahibiz diye düşünüyorum.
Çok kısa bir süre önce Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan Çanakkale Huzurevi ziyaretinde yaşam koşulları konusunda bazı olumsuzluklara şahit olunca burasının Çanakkale Belediyesi denetiminde faaliyetlerini sürdürmesi gerektiğini kamuoyu ile paylaşmış idi.
Bu konuda bazı ön çalışmaları da yapmış olmalı ki; kira gibi bir engel ile karşılaştığını deklere etmiş idi.
Bu konunun önemine mahsuben Çanakkale Belediyesi’nin bu girişimine destek olunması çağrısında bulunmamıza rağmen şimdiye kadar kimseden bir ses duyamadık.
Hepimizin huzurevinde yaşayan büyüklerimizin koşullarının iyileştirilmesi konusunda mutabakat sağlayabileceğimiz bir konuda, Başkan Gökhan’ın şimdilik yalnız kalması, kimseden bu konuya ilişkin bir destek olmaması, en azından böylesi bir girişimin toplumda henüz gündem bulmaması düşündürücüdür.
 
Gereksizlikler
Duyarlılık ve sorumluluk konusunu tartıştığımız her yerde birde bu süreçte yaşadığımız gereksizlikler konusunu hatırlamalıyız.
Bazen yöneticiler, yetkililer öylesine kararlara imza atarlar ki; hiçbir şey anlamak mümkün değildir.
Beşiktaş-Fenerbahçe maçı sonrasında Beşiktaşlı taraftarlar Van depremzedelerine gönderilmek üzere atkı ve şapkalarını sahaya atmışlardı.
Sahaya atılan bu malzemeler toplanarak Van’a gönderildi.
Malzemelerden çok verilen mesaj önemli idi.
Fakat Futbol Federasyonu Beşiktaş Kulübüne 20 bin TL ceza kesti.
Bu gerçekten gereksiz bir karar değil mi?
 
Çanakkale Tarih ve Kültür Vakfı düzenleyeceği sempozyum ile ilgili olarak yemekli bir basın toplantısı düzenledi.
Çanakkale Tarih ve Kültür Vakfı düzenlediği basın toplantılarının yemekli olmasına herhalde özel bir önem veriyor.
Bugüne kadar düzenlediği tüm basın toplantılarını yemekli olarak organize etti.
Şimdi nerede, burada gereksizlik demeyin!
Basın toplantılarının yemekli bir formata dönüşmesi kentimizde alışkanlık haline geldi.
Bu bir gereksizliktir.
Basın kuruluşlarına daha evvel yapılan yazılı bilgilendirme sonucu gazetelerde sempozyum haberinin yer almasına rağmen, yapılan yemekli bir basın toplantısı başka bir gereksizliktir.
Yeri gelmiş iken birde çağrım olacak, gazeteciler ile yemeklerinizi değil, bilgilerinizi, tecrübelerinizi ekonomik sosyal siyasi hayatı ilgilendiren sorumluluklarınız temelinde topluma faydalı olacak katkılarınızı paylaşınız.