SÖMESTR TATİLİ VE ÇOCUK OLMAK
İlkokulu bir köy okulunda okuduğum için sömestr tatillerinde ailece değişik yerler görmek, değişik yiyecekler yemek beklentisi çocuk algılarımla benim için inanılmaz bir mutluluktu. Hele İstanbul a giderken yapılan otobüs yolculuklarında yaşadığım keyif unutulmazdı. İstanbul da yapılan müze gezileri, boğaza Topkapı Sarayı’ndan bakmak benim için arkadaşlarıma anlatacağım bir masal gibiydi.
Günümüzdeki teknolojiyle kilometrelerce uzak olan herşey bir tıkla ekranınıza geliyor. Çocuklarımız da bunun farkında olarak her türlü bilgiyi sanal ortamda öğrenebiliyor. Teknolojik gelişme her ne kadar hızlı da olsa çocuklar için tatil için bilgisayarda özgürce oyun oynamak olmamalı. Çocuğa yaşının gerektirdiği şekilde tarih, sanat, edebiyat bilgisi de verilmeli. Ekonomik koşullar nedeniyle her aile çocuklarına aynı imkanları sunamaz ancak Çanakkale de düşük maliyetlerle gezilebilecek mekanlar da bulunabilmekte. Örneğin kütüphane, çocukluğumda halk kütüphanesindeki kitap kokusu çok etkilerdi beni, oradaki sessizlik, dinginlik çok farklı bir yerdi. Evet şu anda her şey klavye ve ekranda ancak çocuklara kitap okumanın verdiği keyfi yaşatabilmek amacıyla önce bir kütüphane tanıtımı yapılması çocuğun kitabın değerini anlaması açısından güzel olacağını düşünüyorum. Arkeoloji müzesi ya da Çimenlik Kalesine yapılacak bir gezi ise çocuğun tarih ve sanat algısını geliştirmesini sağlayacaktır. Müzedeki sütunlara, lahitlere dokunarak tarihi, sanatı hissetmesini sağlamak çocuğun ufkunu açacağını düşünüyorum.
Peki tatile hep çocuk tarafından mı bakmak gerekiyor ?Elbette ki hayır. Öğrenim sürecindeki çocuğun akademik başarısı da önemsenmeli ve bu konuda düşünülmeli. Eskilerin çok güzel bir sözü var ‘Ne ekersen onu biçersin’. Çocuğun okuldaki başarısı için anne baba olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyip, sadece karnedeki istenmeyen sonuçlara mı hayıflanıyoruz? Çocuğun sorumluluk bilincini oluşturması için yapmamız gerekenleri gözden geçiriyor muyuz?
Hep yapılan bir hata var, çocuğu dersleriyle ilgili sınamaya çalışmak, bu durumda çocuk şunu sorguluyor; anne ve baba mı yoksa öğretmen mi? Özellikle anne veliler bu hatayı çok yapıyor, sorumluluk bilinci geliştirmeden çocuktan başarı beklemek. Çocuğun üzülmemesi için her isteği yerine getirildiğinde, kısacası tavizkar bir tutum sergilendiğinde çocuğun bir işte sorumluluk alması çok zor olacaktır. Bence başarılı bir çocuk kendisi için bir şeyler yapabilen çocuktur. Anne ve babaların çocuklarına katacağı en önemli değer de budur. Karnede alınan notların çocuğun kendisine ait olduğu, kendi isterse başarılı olabileceği mesajı abartılmadan verildiğinde çocuğun bu konuda düşünmesi mümkündür.
Tatilde çocukların arkadaşlarıyla yapacakları etkinliklere izin vermek sosyal gelişim için kaçınılmazdır. Eğer bu konuda çocuğunuzun sosyal anlamda eksik olduğunu düşünüyorsanız arkadaşlarının anne babalarıyla iletişim kurup hep beraber bir sinema organizasyonu yapılmasına ön ayak olmak çocukları çok eğlendirecektir. Tatilde çocuğun yapacağı etkinliklerin onun yaş dönemine uygun olmasına ve sadece para ile yapılabilecek etkinliler olmamasına dikkat edilmelidir
.
Uzun lafın kısası, çocuk için tatil demek dinlenmenin, eğlenmenin yanında sosyal öğrenmelerin de yaşanabileceği bir zaman olmalı.
Sağlıklı günler dileklerimle