Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Soma katliamını unutmadık!

İki yıl önce bugün Soma'da 301 maden işçisi kapitalist sistemin, işçi hayatını yok sayan anlayışı ve uygulamaları neticesinde Eynez maden ocağında göz göre göre katledildi. Aradan geçen iki yıla rağmen sorumlulardan hesap sorulmadı, mahkeme iki yıldır sonuçlandırılamadı. Diğer taraftan işçi güvenliği, işçi hayatı için hiçbir önlem almayan kapitalist sistem, her gün gerçekleşen iş cinayetleriyle varlığını sürdürmeye çalışıyor. Sermayenin gözü paradan başka bir şey görmüyor. İşçilerin örgütlenip, birlik olup mücadele etmesinden başka bir çıkış yolları yoktur.

1118

 Sermaye, AKP hükümetinin emek düşmanı politikaları aracılığıyla her geçen gün emekçiler üzerindeki baskılarını yoğunlaştırıyor.

İki yıl önce kaybettiğimiz 301 maden işçisinin yerine bugün belki kiralık işçi sistemi kapsamında işçi simsarlarının devreye sokulduğu yeni kölelik düzeni altında tedarik edilecek işçilerle o ocakta üretim sürdürülecek.

Taşeron işçiliği kaldıracağız edebiyatı yapanlar bugün kiralık işçilik sistemi ile işçileri alınır satılır bir mal haline getirdiler.

İşçi güvenliği tedbirleri hak getire, her gün çeşitli işyerlerinde patronlar daha çok kazansın diye işçiler ölüyor.

Sermeye açısından bu durum  “fıtrat” meselesi.

Bu vahşi sömürü düzeninin sürdürülmesi beraberinde emekçiler üzerinde yoğun baskı ve anti demokratik uygulamaları ihtiyaç haline getirmiştir.

Gelinen noktada tek adam diktatörlüğü ile bu durum perçinlenmek istenmektedir.

Daha şimdiden bu amaca giden yolda kan dökülmeye başlanmış, özelikle Kürt halkının yaşadığı bölgelerde sivil halkın katledildiği uygulamalar, Suruç’ta Ankara’da olduğu gibi patlatılan bombalarla yok edilen ilerici devrimci insanlar, yine Ankara’da, İstanbul’da sivil halkın katledildiği bombalamalarla sürdürülen sindirme, imha operasyonları sürerken; CHP Genel Başkanının “başkanlık sistemini kan dökmeden tesis edemezsiniz” sözleri üzerinden demagoji yapanlar aslında bu katliamlardan beslenenlerdir. 

AKP Çanakkale Milletvekili Bülent Turan çıkıp; ”Naziler gibi milleti gaz odalarına mı kapatacaksınız” derken acaba Cizre’de ölüm bodrumlarında katledilen insanları mı kastetmektedir!

Ya TOBB genel kurulunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine “boyunun ölçüsünü alırsın” şeklinde cevap veren TOBB Başkanı acaba iş cinayetlerinde kaybettiğimiz işçilerin ölçüsünü biliyor mu?

Daha çok para kazanmak adına işçilerin hayatlarınıi yok sayan, bu konuda alınacak önlemleri bir maliyet unsuru olarak ele alan sermayenin temsilcileri demokrasi özgürlükler karşısında nasıl hemen aynı cephede birleşiveriyorlar.

İşte AKP milletvekili Bülent Turan, işte TOBB başkanı  Rifat Hisarcıkoğlu’nun, CHP Genel Başkanı Kemal  Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri karşısında gösterdikleri tepki; sermaye ve AKP siyaseti arasındaki ilişki bundan daha güzel örneklenemez.

Bu politika aynı zamanda çarpıtma, yalan demagoji üzerinden sürdürülen bir politikadır.

Çanakkale Belediyesi’ni karalamak adına yine bir çarpıtma operasyonu sürdürülmektedir.

Neymiş Çanakkale Belediyesi, Çetmi köyünde ağaç katliamı yapıyormuş,

Çanakkale Belediyesi’nin bu konudaki açıklamasını (http://www.canakkale.bel.tr/icerik/13216/canakkale-belediyesi-cevreci-bir-belediyedir-birakin-agac-katliami-yapmayi-cevreye-zarar-verecek-her-turlu-olayin-karsisindadir/) adresinden okuyabilirsiniz.

Ancak Çanakkale Belediyesi’nin de bundan böyle daha dikkatli olması gerekmektedir.

İş makinalarının kendi tasarrufunda kullanılmadığı böylesi durumlarda yapılacak işin konumu göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.

Değil mi ki AKP bu kentte siyasetini; tezgah, çarpıtma üzerinden kurgulamaktadır, o zaman daha itinalı davranmak gerekecektir.

Tüm çarpıtmalara, karalamalara rağmen bu kentte demokrasi pilavı pişecek ve hiç eksik olmayacak.

Hem de dayanışma ile, üstelik özgürlük, barış insan hakları, adalet, eşitlik, ekolojik yaşam bu pilavın malzemeleri olacak.

Sende katıl, bu lezzeti birlikte paylaşalım.