sermet@canakkaleolay.com
Radikal Gazetesinin yeni bir organizasyon ve formattaki “basında radikal devrim” sloganı ile başlattığı değişimin ana teması “ sokak gazeteciliği” olarak belirlendi. Bu kavram günümüz medyası açısından önemli olup, içinin doldurulması ile medyada yeni bir soluk yaratabilir. Radikal Gazetesinin bu konuda nasıl bir performans sağlayacağını gelişmelere bağlı olarak izleyeceğiz. Gazetecilik faaliyetinin özüne ilişkin bir kavrayışa dönüştürülemez ise, format değişikliğinden öteye geçemeyecektir. Sokaklar gazeteciliğin temel alanlarıdır. Sokakları nasıl ele aldığınız ve hangi perspektiften baktığınıza bağlı olarak, bir vizyon kazanırsınız. Aynı sokakta olan olaylar sonrasında, farklı bakış açıları ile sokaklarında farklılaşacağını not ederek, sokaktan bakmaya devam edelim.
Geçen hafta içersinde beni sokaklarda etkileyen en önemli olay; bizim sitede yapılan mantolama sistemi kapsamında çalışan işçilerin durumları oldu.
İşçilerin, son derece zor koşullarda adeta bir cambaz gibi, can güvenlikleri açısından önemli riskler alarak yaptıkları çalışmayı çok farklı duygular ile izledim.
Binanın dışına kurdukları iskelede, bir kalas parçası üzerinde,6 katlı o blokların dış yüzeylerinde, olumsuz hava koşullarına rağmen gösterdikleri performans gerçekten izlenmeye değer.
Benim gibi onları seyrederken içiniz burkulmaz ise, bu zor çalışma koşulları ve bunun karşısında emek sorunları noktasında ciddi bir algı dünyası içersine girebilirsiniz.
Ben onları seyrederken hep kendilerini ürkerek izledim; çünkü bu kadar zor koşullardaki çalışma ortamları kendi can güvenlikleri açısından önemli riskler oluşturuyor idi.
Emeğin yüce bir değer olduğu noktasındaki saygım bir kez daha arttı.
Bu kadar zor koşullarda göstermiş oldukları performans karşısında emeklerinin karşılığını ne kadar alabildiklerini düşündükçe; toplumda yaşanılan emek sömürüsü gerçeği ile bir kez daha yüzleştim.
Toplumdaki gelir dağılımı noktasındaki eşitsizliği düşünüp, bu eşitsizliğin üst gelir seviyesinde yer alanların bu gelirleri için gösterdikleri efor, emek, çaba, risk gibi bazı faktörlerini düşündüğümde, hayranlık ile izlediğim işçilerin önemli bir mağduriyet yaşadıklarını bir kez daha anladım.
Aklıma şu geldi; acaba bir takım patronları bu çalışma şartlarında bir çalıştırsak ne düşünürlerdi, veya çalışabilirler miydi ?
İnsan doğal olarak bunları düşünmeden geçemiyor; gerçekten ülkemizdeki çalışma koşullarının ağır sorunları gün geçtikçe daha da büyüyerek katmerleşiyor.
Biraz olsun sokaktan bakabilir isek, bazı gerçeklikleri görme imkanını yakalayabiliriz.
Fakat görmek yetmiyor, öyle olsaydı, yaşanılan gözler önünde seyreden bir çok olumsuzluk için gerekli önlemler alınabilir idi.
Bu bir toplumsal sorun olarak, toplumsal mücadele sonrasında oluşacak yeni koşullara bağlı olarak değişim gösterecektir.
Bu arada, o işçileri izler iken, onların çalışma şevki, yaptıkları işten mutlu olan, bir ekip olarak gösterdikleri yardımlaşma performansı gibi bir takım özellikleri de emekçi sınıfların değerleri olarak hemen kendisini gösteriyor idi.
Danışma toplantısı
Bu satırları yazdığım sıralarda CHP il yönetimi tarafından danışma kurulu toplantısı yapılmaktaydı.
Böylesi toplantılar, parti içi demokrasinin gelişimi, katılımcılık ve CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçilmesi sonrasında daha demokratik ve özgürlüklerden yana politikaların gelişimi için oldukça önem kazanmıştır.
Özellik ile Çanakkale’de bir süredir parti içi devam eden sorunların giderilmesi açısından da faydalı bir gelişme olacaktır.
Bu tarz toplantıların sürdürülmesi, CHP içersinde daha tutarlı politikaların üretilmesi açısından yeni bir ivme yaratacaktır.
CHP içinde bulunduğu statükoyu kırmak için parti tabanının görüşlerine daha çok saygı duymak ve bunları dikkate almak zorundadır.
Bunun için daha çok demokratik bir işleyiş ile partililerin siyaset mekanizmasına dahil olacakları ortamlar önem kazanmıştır.
Bu toplantılarda ortaya çıkan sonuçlar aynı zamanda kamuoyu ile de paylaşılmalıdır.
Böylece, CHP’nin toplumsal siyasete müdahil olduğu daha dinamik bir siyasi potansiyel yaratılacaktır, kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir.
İlk adımda, gerçekleşen bu toplantının sonuçlarının objektif olarak, kamuoyu ile paylaşılarak atılacak yeni adımlar Çanakkale CHP örgütüne canlılık katacaktır.
Başbakandan sitem
Başbakan, türban konusunda, başı açık kadınların türban takan kadınların haklarına sahip çıkmasına vurgu yaparak sitemde bulundu.
Türban ile ilgili tartışmaların son geldiği noktadaki yeni gelişme bu.
AKP türban konusunu, bir siyasi suiistimal konusu olarak kullanmaya devam ediyor.
Son günlerde yeniden gündem yapmasının nedenleri arasında bir taş ile birkaç kuş vurmak hedefi var.
Siyasi nemalanmanın dışında, aynı zamanda CHP içersinde bu konuda yaşanılan sıkıntıları daha da geliştirerek, CHP içerindeki bu konudaki çatlakları büyütmek isteyen bir siyasi taktik içersinde oldukları gözden kaçırılmamalı.
Türban üzerinden siyaset yapmak konusundan vazgeçilmelidir.
AKP’nin bunu bir özgürlük konusu olarak gündeme getirmesi konusu da samimi bir yaklaşım değildir.
Zorunlu din dersleri, cem evleri konusunda Alevi yurttaşlarımızın talepleri karşısında onların özgürlüklerini ve inançlarını yok sayan tutumu, ayrıca Kürt halkının kültürel kimlik noktasındaki talepleri karşısında aldıkları tavır ortada iken; türban yaklaşımının bir özgürlük sorunu olarak gösterilmesi, çifte standarttan başka bir şey değildir.
Türban konusu, kişilerin bireysel tercihi temelinde bir sadelik taşıması noktasında, kendi mecrası içinde çözülür.
Bunun siyasal bir simge olarak, siyasal platformda siyasal islamın gelişimi konusundaki bir argümana dönüştürülmesi kabul edilemez.
Son gelişmeler bu işaretleri vermektedir.
İlköğretim çağındaki çocuklara kadar getirilen türban talebi konusunda çokta masum olarak yaklaşmak, doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Siyasal İslam konusundaki yeni taktikler için uyanık olmak zamanıdır.
Sermet ATADİNÇ