Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

SODEP ve nostalji

2756

Çanakkale’de SODEP kuruluş mücadelesine katılarak, 12 Eylül cuntası sonraki sosyal demokrat mücadelenin ilk neferleri olarak onurlu bir çıkısın temsilcileri geçen akşam bir araya gelerek, bir nostalji yaşadılar. Böyle bir organizasyonun nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum; fakat emeği geçenleri kutluyorum.. Keşke böylesi bir organizasyon daha çok kamuoyunun gündemine taşınsaydı; buna rağmen onların mütevazi gerçek eski dostlar olarak bir araya gelmeleri çok anlamlı, bir o kadar da önemli mesajlar çıkarılabilecek bir etkinlik idi. Ben de tesadüfen o akşam kendimi orda buldum. Kimler kimler yoktu ki….  
12 Eylül cuntasının yaşattığı onca baskılar sonrasında, özgürlük demokrasi ve insan hakları noktasında bir arayış içersinde olan  bu insanların bir araya gelip SODEP’i kurarak yeniden sosyal demokrat mücadelenin başlatılmasına öncülük etmeleri anlamlı bir girişimdir.
Bu girişim içersinde olan o zamanın sosyal demokratları bugünde sosyal demokrat değerlere bağlılıkları ile dikkat çekiyorlar.
Fakat bir nokta özellik ile dikkatimi çekti.
Gecede bir arada olanlar, kişisel konumları itibarıyla  bugünkü siyasal konjonktürde  bir başka gerçeğinin yansıması olarak bende değişik yorumların oluşmasına yol açtı.
O dönemin SODEP kurucuları bugün CHP içersinde özellik ile yönetim organlarının dışındaki insanlar olarak varlıklarını sürdürüyor idi.
CHP’nin parti içi demokrasi noktasında oluşturduğu iklimin meyveleri olarak bu gerçekleşme,  bu insanlar üzerinde nasıl bir etkilenme yaratmış idi, belki iç dünyalarında fırtınalar yaşasalar da yaşadıkları fırtınalar onların sosyal demokrat mücadelesini etkilememiş idi.
Onlar, yıllardır CHP içersindeki mücadele noktasında anti demokratik yapının sonuçları ile bire bir karşılaşarak, bu süreci yaşarak bugünlere gelmişlerdi.
Nitelikli bir çoğunluk olarak önemliydiler.
CHP içinde umut olarak gündeme gelen değişim ve parti içi demokrasinin gelişimi ile, bu nitelikli çoğunluğun CHP’ye katkılarının çok önemli olacağını düşünüyorum.
Yeter ki CHP Çanakkale İl Örgütü kolaycı yol ve yöntemlerin dışında zoru başarma güdüsü ile hareket etsin.
Böylesi bir siyasal deneyime sahip potansiyeli ile Çanakkale CHP önemli adımlar atabilir.
Bu tespiti şunun için yaptım; Kılıçdaroğlu’nun Çanakkale ziyareti için CHP yine klasik ve alışılmışı seçti.
Yakalanılan bu hava ve Kılıçdaroğlu ile Çanakkale’de çok daha güzel etkili ve güçlü olabilecek bir halk buluşmasının gerçekleştirilmesi için farklı planlamalar yapılabilir idi.
Nedense yine klasik olan sosyal tesisler, ve oraya sıkıştırılan bir halk buluşması ile hareket edilmesi programa alındı.
İşte CHP’de sorun bu noktada, paylaşma, yeni fikirlere açık olma, daha çok katılım ile oluşan karar süreçleri gibi yöntemsellikler nedense hayata geçirilemiyor.
Eski SODEP’lilerin bir araya geldiği gecede ben bu potansiyeli gördüm.

Giritliler, anıları ile duygulandılar.
Kent Müzesinin bu ay ki teması Çanakkale’de yaşayan Giritliler idi.
Mübadele ile Çanakkale’ye gelen Giritliler ve 2. kuşak olarak yaşamını sürdüren Giritliler ile ilgili açılan sergide Çanakkale’de yaşayan Giritli aileleri tanıma fırsatını bulabilirsiniz.
Ayrıca her Çarşamba günü yapılan kent sohbetlerinde de Çanakkalele’li Giritliler anılarını paylaşarak, kendi kültürel boyutlarındaki nostalji ile duygulanarak kültürel boyut noktasındaki önemi bir kez daha gözler önüne seriyorlar.
Bu haftaki kent sohbetinin konuğu 2. kuşak Giritli olarak Hasan Serden idi.
Hasan Serden bugünde Çanakkale halkı tarafından sevilen renkli kişiliğe sahip bir kişi olarak anılarını katılımcılar ile paylaştı.
Giritlilerin ot konusundaki düşkünlüğüne ilişkin çocukluk anılarını paylaşan Hasan Serden’in rakı severliğinin ot severliğinden kaynaklandığını bir an düşünerek aklıma şu anekdot geldi:
“Vatandaşın bahçesine bir inek, bir de Giritli girmiştir. Baba oğluna bağırır. Hemen Giritliyi çıkar, inek kalsın  yoksa bahçede ot kalmayacak”

Demircioğlu ve siyaset
Cumhuriyet Bulvarı ve Demircioğlu Caddesi alt yapı ve üst yapı çalışmaları tamamlanarak, son derece şık gerçekleşen bir proje olarak hizmete yeniden açıldı.
Bu konu üzerinden her neden ise bir sürü siyasi spekülasyon yapıldı.
Siyasi mücadele noktasını kavrayamayanlar, böylesi; başlangıcı gelişimi, finali, gereksinim nedenleri gibi çok açık gerçeklikleri olan bir süreci siyasi malzeme konusu yaparak bir şey kazandıklarını zannedenlere en güzel cevap bilboardlardaki “Güle Güle Kullan Çanakkale” afişleri oldu.
 Siyaset cephesinde; özellik ile Çanakkale Belediyesi noktasında bu tür yaklaşımların doğru bir yöntemsellik olmadığı not edilmelidir. Çünkü Çanakkale Belediyesi bu işi iyi yapıyor.
Tabiî ki  değişim sürekli ve sonsuz bir olgu. Tatminlerde sınırsız.
Cumhuriyet Bulvarı’ndaki bu yenileştirme hemen bir başka noktadaki iyileştirme ihtiyacını gündeme taşıdı.
Caddenin her iki yanındaki binaların görselliği bu yenileşme sonrasında daha da sırıttı.
Kentin tam vitrininde yer alan bu bölgede bu konuda neler yapılabilir, ne tip önlemler alınabilir?
Cephelerin düzenlenmesi, dış cephe boyaları, tabela kirliliği gibi şu anda sırıtan bu olumsuzluklar için yapılabilecek neler vardır?
Bu konuları şimdi tartışabiliriz.

Sermet ATADİNÇ