sermet@canakkaleolay.com
ÇTSO Temmuz ayında yapmış olduğu bilgilendirmede ilginç bir değerlendirmeye imza attı. Yapılan değerlendirmede şunlar kaydedildi ; "Tuzu kuruların, gelişim ve büyümeden rahatsız olanların, rant için her türlü kılığa girenlerin "şükür" dediği sonuçların bedelini ne yazık ki Milletçe ödüyoruz. Çünkü bu tuzu kurular için söz konusu rant ise gerisi teferruattır. Kıyılar halkındır, yat limanı olmaz, trafik sıkışır, mania hattı diyenler, kruvaziyeri Çanakkale kaldırmaz diyenler şimdi nerede? Esnaf için üretilen projelere karşı çıkanlar 2 AVM izni verilirken ve en son ki icraatte nerelerdesiniz? Nerede manianız? Nerede trafik güvenliğiniz?" Ne engin bir değerlendirme olmuş değil mi;'Kıyılar halkındır' demek,yat limanına karşı olmak tuzu kurulukmuş! Gerçekten de öyle; halkımız yatlarını park edecek yer bulamamaktan muzdarip olduğu için bunalıma girdi zaten. Bu duruma tuz ile ilgili bir yorum yapmak gerekirse; ancak tuzun koktuğu yerdeyiz denilebilir.
Şimdi bu değerlendirme kapsamında halkın malı olan kıyıların ve yat limanı tartışmalarına ilişkin yeniden bir irdeleme yapmak gereksinimi doğmuştur.
Evet kıyılar halka aittir, bu kente yat limanın hiçbir katkısı olmayacaktır.
Bende aynen bu düşüncelere katılıyorum.
Ancak ÇTSO tarafından bu düşüncelere sahip olmanın tuzu kuruluk olarak değerlendirilmesi beni çok şaşırttı.
Kıyıların halka ait olmasını savunmak, aynı şekilde yat limanına karşı olmak vatandaşın bir tercihidir.
Çanakkale’de bu konuda yapılan tartışmalar ve sonuçları da bu kapsamdadır.
Buradan hareketle böyle düşündüğü için vatandaşı tuzu kuru kategorisine dahil etmek tam bir zihni sinir projesidir.
Ya da artık vatandaş ile sermeye temsilcileri rollerini değiştirmişler demektir!…
Demek ki artık vatandaş her türlü sorunu çözdü, güllük gülistanlık bir yaşam sürdürüyor!...
Ayın sonunu getirmekte zorlanan, borç batağı içerinde haciz kıskacında sıkışıp kalmış, yaşamını idame ettirmek için adeta cambazlık yaparcasına mucizeler yaratan halk için tuzu kurular değerlendirmesinde bulunmak halkın zekâsıyla dalga geçmek demektir.
Ancak halkın çıkarına olan kentsel politikalar için sınıfsal bir gerçeğin varlığını ÇTSO’nun bu tanımlamasıyla bir kez daha irdeleme fırsatını yakalamış olduk.
Sermaye her zaman olduğu gibi gerçekleri çarpıtmaktadır.
Halkın kentsel gelişim konusundaki kararları kendi çıkarlarına göre vermesi çok doğaldır.
ÇTSO’nun iddia ettiği gibi burada bir rant söz konusu değildir.
Rant ancak sermayenin bir uygulamasıdır.
Ancak vatandaşın kamusal alandaki paylaşım için kendi menfaatlerine sahip çıkmasından daha doğal bir şey olamaz.
Bu ülkede vergi gelirlerinin %70’ nin dolaylı vergilerden elde edildiği düşünülürse; kamu kaynaklarının önce halkın yararına kullanılması vatandaşın da bu talepte bulunması son derece doğaldır.
Bu irade ne tuzu kuruluktur, ne de ‘söz konusu rant ise gerisi teferruattır’ şeklinde değerlendirilebilecek bir konudur.
Rant sermayenin işidir.
ÇTSO Çanakkale halkının tercihi olan ‘kıyılar halkındır’ yaklaşımını aynı şekilde yat limanı konusundaki görüşlerini tuzu kuruluk olarak değerlendirerek aslında sermeyenin rantçı yaklaşımını gizlemeye çalışmış olsa bile, bu gerçek kapitalist toplumların yasası olarak var olan bir gerçekliktir.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
AVM’ ler konusunda da baklayı ağzından çıkarmalıdır.
Sanki AVM’lere onay verenler ‘kıyılar halkındır’ diyen, yine yat limanı konusunda ÇTSO ile aynı şekilde düşünmeyenler gibi bir algı yaratılmaya çalışılmıştır ki;son derece talihsiz bir değerlendirme olmuştur.
ÇTSO şu tuzu kurular işini bir aydınlatmalıdır; şimdi halka karşı böyle bir sorumluluğu doğmuştur.
Kıyılar halkındır diyenler, yine yat limanının yerine kıyıların halkın kullanımına uygun olarak değerlendirilmesini savunarak yat limanı kuruluş yerine karşı çıkanlar Çanakkale halkının ta kendisidir.
Ey benim geçinmek için cambazlık yapan vatandaşım, tuzunuz kuruymuş da haberimiz yokmuş!
Aynı zamanda rantınız için diğer her şey sizler için teferruatmış!
ÇTSO sınıfsal gerçekleri alt üst etti, şimdi siz rantçı oldunuz, sermaye ise memleket aşkı ile yanan hizmet gönüllüleri
Bu da ÇTSO devrimi olsa gerek!…
