sermet@canakkaleolay.com
Savaşın sonuçları olarak yaşadığımız mülteci sorunlarının acılarını yine Ege denizinde içerisinde çocuklarında olduğu 33 kişinin yaşamını yitirmesiyle bir kez daha yaşarken, diğer taraftan da sınırımıza dayanan bir göç dalgası yaşıyoruz. Savaş politikalarını kendilerine rehber edinerek emperyalist gerici amaçlarını gerçekleştirmek için işbirliği içesinde olanlarda bu acı gerçekler üzerinden pazarlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Egenin sularında insanların cesetlerinin toplandığı saatte, Davutoğlu ve Merkel bu sorun üzerinden pazarlıklarını devam ettiriyorlardı. G-20 toplantısında Avrupa Birliği yetkileriyle yapılan görüşme tutanakları, bu konuya nasıl yaklaşıldığının utanç belgesi olarak şimdi hepimizin önündedir.
Bu utanç belgesi ortada iken, kimse çıkıp hamaset yapmasın, “Suriyeli kardeşlerimiz” falan gibi sahte yaklaşımlarla savaşı ve yarattığı felaketleri masum göstermeye çalışmasın.
"Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını açıp mültecileri otobüslere bindirip göndeririz. Eğer iki yıl için 3 milyar avro verecekseniz hiç konuşmayalım" diyenler şimdi insanlıktan bahsetmektedirler!
Sizin insanlığınız;Dolarlarınız, Eurolarınızdır.
Sizin insanlığınınız; Cizre’de, enkaz altında ölüme terk etiğiniz vatandaşlarımızın dramıdır.
Sizi insanlığınız; dostluk için gittiğiniz Ekvador’da bile tartakladığınız kadınlar ile ortaya koyduğunuz demokrasi anlayışınızdır.
Sizin insanlığınız; günlerce sokağa çıkma yasağı altında en temel yaşam haklarını yok sayarak yaşamlarını sonlandırdığınız, öldürülen insanların günlerce sokakta bırakıldığı acı gerçeklerden ibarettir.
Sizin insanlığınız; katledilen, toprağa verilmek üzere günlerce buzdolaplarında bekletilen çocuklarımızdır.
Sizin insanlığınız; tüm bu uygulamalara karşı çıkan vatandaşlarımıza uyguladığımız baskılar ve şiddet uygulamaları, gazlarınız, tazyikli sularınız, coplarınızdır.
Sizin insanlığınız; basın özgürlüğünü yok sayarak cezaevlerine attığınız gazetecilerdir.
Sizin insanlığınız; emeği ile geçinen ancak tam bir sefalete mahkûm edilen işçilere, köylülere, gençlere, kadınlara, esnafa dayattığınız azgın sömürü koşullarıdır.
Sizin insanlığınız; işyerlerinde sömürüye karşı çıkan, daha iyi bir yaşam için mücadele eden işçilere uyguladığınız örgütlenme yasakları, patronlarla birlikte organize etiğiniz işten çıkarmalarla yarattığınız baskı uygulamalarıdır.
Sizin insanlığınız; iş cinayetlerinde yitirdiğimizi emekçiler ve erkek egemen sistemin yol açtığı kadın cinayetleridir.
İşte bu “insanlık” anlayışınız nedeniyle azgınca saldırmakta , şiddet ve savaş politikalarını gerek yurt içinde gerekse yurtdışında uygulamaya sokarak yaşamı tam bir kabusa çevirmiş durumdasınız.
Bu gerçeklere dikkat çeken herkesi karalamak adına özelikle sürdürdüğünüz çalışmalar, fırsatını bulduğunuzda gündeme aldığınız baskı ve şiddet uygulamalarıyla amaçlarınıza ulaşamayacaksınız.
Tarihte zalim ve diktatörler, mazlum halklar karşısında hep kaybetmişelerdir.
Barış isteyen, “silahlar sussun ölümler dursun” diyen insanları karalamak itibarsızlaştırmak adına Çanakkale’de tüm güçlerinizi seferber ettiniz.
Her türlü manipülasyon ve hamaset ile insanlığın gerçek değerlerini savunan bu insanları gözden düşürmeye çalıştınız, ama nafile her geçen gün insanlık düşmanı politikalarınızın acı sonuçlarıyla daha çok teşhir olmaktasınız.
Bu zulüm ve baskılarınızı teröre karşı mücadele kılıfıyla gizleyemezsiniz.
Terör uygulamalarınızı bizzat siz, diğer terör örgütleri gibi aynen uygulamaktasınız.
Hukuk devletlerinde teröre karşı mücadele hukuk kuralları içerisinde yürütülür..
Kim olursa olsun, hangi amaçla olursa olsun sivil halkın ölümüne yol açan her uygulama terör uygulamasıdır.
İşte bunun için barışı savunan, ölümlerin durmasını isteyen herkesi hedef alıyorsunuz.
Çanakkale’de Başkan Ülgür Gökhan ile başladığınız hedef alma operasyonunu devam ettirerek, şimdi hedefinize CHP Milletvekili Muharrem Erkek’i koydunuz.
Barışı savunduğu, ölümlerin durmasını istediği için hedefinize aldığınız CHP Milletvekili Muharrem Erkek’in, sizlere sorduğu hiçbir konuya açıklık getiremeden hamaset dolu söylevlerinizle Muharrem Erkek nezdinde, barışa insanlığa saldırdınız.
Muharrem Erkek gösterdiği tavır ile; insanlık adına, yaşam adına sorumluluk üstlenmiştir, bu her zaman takdir edilecek bir davranıştır.
Muharrem Erkek’in insanlık adına, barış adına, vicdanlı olma adına, insan hayatı adına, ölümlere karşı durması adına göstermiş olduğu tutumdan sadece sizler değil, sözde bazı solcu geçinen kişilerde rahatsız oldular.
Ülkemizin içerisinde bulunduğu demokrasi özgürlük ve barış adına yaşanılan sorunları görmeden, ırkçı milliyetçi etkiler ile özelikle Kürt sorunu yok sayan bu kafalar sosyal demokrat ideolojiyi kavrayamayan kişiler olarak faşizmin ve gericiliğin ekmeğine yağ sürdüklerini unutmasınlar.
Faşizmin ve gericiliğin temsilcileri bayrak, millet üzerinden hamaset yaparken bu tiplerde Mustafa Kemal Atatürk üzerinden takiye ve hamasetlerini sürdürmekteler.
Ancak sorun; onların takiyelerine, hamasetlerine konu olan; ne bayrak ne vatan ne de Mustafa Kemal Atatürk sorunudur.
Sorun; ülkemizdeki sınıfsal gerçeklik temeli üzerinde yükselen sömürü ve baskı düzeninin kendisini, anti demokratik, özgürlük dışı uygulamalar ile var ettiği emperyalizme bağımlılık sorunudur.
Bu gerçeği rehber alırsak; hedeflerimizi de doğru olarak belirler, kısır, kişisel kaygıların dışında sonuç alıcı bir siyasal hattı hep birlikte daha etkili olacak şekilde yaratabiliriz.
İnadına barış