Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Siz ne diyorsunuz?

2066
Çanakkalelilere hakaretler yağdıran Hamit Palabıyık’ın yazısı ile ilgili ÇOMÜ Rektörlüğü bir açıklama yaparak bilim insanlarının özgürlüğüne, düşüncelerini serbestçe ifade edebilmesine vurgu yaptı. Ülkemizdeki üniversitelerin ne kadar özgür olduğu gerçeğini bir tarafa bırakarak, aynı zamanda özgürlük adına değerlendirmelerde bulunan ÇOMÜ yönetiminin kendi üniversitesindeki uygulamaları bir başka yazıda değerlendirmek üzere ÇOMÜ Rektörlüğünün kendi ifadeleri ile Palabıyık olayını değerlendirme gereksinimi ortaya çıkmıştır.
 
Rektörlük tarafından yapılan açıklamada “Bir akademisyen için görüşlerini açıklamak sadece bir hak değil, aynı zamanda bir görevdir de. Akademisyenler bu açıklamalarında isabet kaydedebilecekleri gibi, isabetsiz yorumlarda da bulunabilirler” denmektedir.
 
Açıklamada belirtilen bu tespite bağlı olarak Palabıyık olayının karambola getirilerek, üstünün örtülmesi çabasına karşı rektörlüğü göreve davet ediyorum.
 
Sizin açıklamanızda yer aldığı gibi “Bir akademisyen için görüşlerini açıklamak sadece bir hak değil, aynı zamanda bir görevdir de”; şimdi görevinizi yerine getiriniz.
 
Yine açıklamanızda belirttiğiniz gibi; “akademisyenler isabetli yorumlar yapabildikleri gibi isabetsiz yorumlarda da bulunabileceklerine göre” Palabıyık’ın açıklamaları isabetli mi olmuştur, isabetsiz mi olmuştur.
 
Çanakkale kamuoyunun sizden beklediği cevap budur. Bunu da sizler akademik sorumluluğunuz gereği açıklamak zorundasınız!. Ben demiyorum sizler yazdınız. Dolayısıyla “öz(g)ür üniversite” kalkanı arkasında bu konu geçiştirilemez.
 
Yapılan bunca hakaretler karşısında, ya bu hakaretlere taraf olacaksınız yada kınayacaksınız.
Çünkü sizler akademisyenler olarak görüşlerinizi açıklamak zorunda olduğunuzu deklare ettiniz.
Şimdi bunu da açıklayın;Palabıyık’ın yazısına katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz?
 
ÇOMÜ Rektörlüğü kendi açıklamasında belirttiği esaslara göre buna cevap vermek zorundadır.
Çanakkale halkının bu temelde geliştirdiği tepkiler de son derece normaldir.
 
Bu tepkileri bilim insanını susturmak olarak yorumlamak yapılan diğer bir yanlıştır.
 
Yine ÇOMÜ Rektörlüğünün açıklamasında belirtildiği gibi “Akademisyenlerin yanlış, hatalı veya eksik görüş beyan etmeleri onların akademik özgürlükleri içinde değerlendirilebilir ve ancak diğer akademisyenler ve ilgili kamuoyunca bu açıklamaların kritiği yapılabilir” denmektedir.
 
Çanakkale kamuoyu da hakkındaki hakaretler için gerekli kritiklerini yapmışlardır. Bu konuda gelişen tepkilerden de rahatsız olmamak gerekir. Fakat ÇOMÜ Rektörlüğü bu açıklamayı öylesi bir ruh hali ile yapmıştır ki,son tahlilde Palabıyık’ın Çanakkaleliler için hakaretlerine onay veren bir görüntü vermiştir.
Onun için açıklamada “Üniversitemiz bilim insanlarının bireysel açıklamalarını istismar etmek suretiyle Üniversitemizi yerel siyasette malzeme yapma çabaları da hem yanlış, hem de tehlikeli bir oyundur.”değerlendirilmesi yapılmıştır.
 
Özet ile Palabıyık sanki Çanakkaleliler için “tembel, geç saatlere kadar içki içen, çocuk yapma sorunu olan, dans eden, denize giren, dağda yürüyen, aylak aylak gezen, baloluk kıyafetler ile dolaşan, çöplerinin toplanmasına, sokaklarının lağım kokmasına itirazı olmayan kişiler” olarak değerlendirme yapmamış gibi, bütün bu yaşanan tartışmaların bir istismar olduğu söylenmiştir.
 
ÇOMÜ Rektörlüğü adına yapılan açıklama ile, ağızlardaki bakla çıkarılmıştır aslında.