Yusuf Sonkurt

yusuf@canakkaleolay.com

SİYAH CÜPPELİLER

1305
      Siyah cüppeliler deyimini 1950-1960 arası başbakan koltuğunda oturan Adnan Menderes siyasi literatüre taşıyan kişidir. 27 Mayıs 1960 askeri darbe öncesi İstanbul-Beyazıt meydanında öğrenci olayları sırasında öğrencilerini kurtarmaya çalışan hukuk fakültemizin değerli idare hukuk profesörü Sıddık Saim Onar hakkında kullanmıştır.  Hukuk dışı yöntemlere başvuran iktidar mensuplarının en korktukları kara cüppelilerdir,  öcü görmüş gibi olurlar. Bugün kara cüppelilerden yalnız avukatlar ve anayasa mahkemesi kaldı, ne hukuk fakülteleri ne Yargıtay-Sayıştay-Danıştay ve Cumhuriyeti koruma görevli Cumhuriyet Savcılar, Baş Savcılar kaldı. Konuşmak, yorum yapmak, eleştirmek ancak siyaseti meslek edinen Siyaset er’babına aittir. İki mesleği bir arada yaparsan yanlışlıklar yaparsın diyor baş danışmanımız, yani söyle demek istiyor.
                -Berber, bir yandan sakal traşı yaparken bir yandan da siyaset konuşursa, müşterinin ya yanağını, ya dudağını keser, onun için usturayı bırak politikaya soyun diyor.
                -Terzi, bir yandan kumaş keserken, diğer yandan siyaset yaparsa pantolonun bir bacağı uzun diğeri kısa olur, makası bırak politikaya soyun, gününü gör diyor.
                -Bakkal, bir yandan terazide pirinç tartarken bir yandan da politika yaparsa terazinin ayarı bozulur, ya noksan ya fazla tartarsın, terazini alda git diyor.
                -Ev kadını, ocakta yemek pişirirken politika yaparsa yemeğin altı tutar, ocağı bırak politikaya bak diyor muktedir.
                -Üniversite öğrencisi,  bir yandan kitaplar, bir yanda siyaset yaparsan okuduğunu anlayamazsın sınıfta çakarsın,  kitaplarını rafa kaldır, çık meydanlara benim gibi kükre, din-iman yerine hak-hukuk özgürlük de ve de boyunun ölçüsünü al diyor, ileri demokrat.
                Örnekleri çoğaltabiliriz sizlere bırakıyorum tek istisnası yeşil cüppeliler, her Cuma hutbede siyaset yapmak serbest, cami avlusunda Allah rızası için partinin çığırtkanlığı sevap, her türlü rezaletin montaj, dublaj, şantaj ve hatta kürtaj olduğunda din kardeşlerimizi kandırmak mubah, aksine inanmak günah.
                Hoşçakalınız.