Şırnak`sız Soma, Taksim`siz Lice olmaz!
Geçtiğimiz günlerde Çanakkale`de, bir farkındalık eylemi gerçekleştirildi. Baretlerle Soma`da yaşananlara dikkat çekmek istendi. Düşünce güzel olsa da, uygulanış biçimi hem Çanakkale`ye hem de eylemin ruhuna yakışmadı. Aslında bugünün koşullarında sadece Soma`ya dikkat çekmek de büyük bir yanlış. Soma`da yaşananların acısı daha geçmemişken, Şırnak`da yaşananlar, Lice`de yaşananlar herkesi derinden üzdü. Peki niye halen “sadece” Soma`ya dikkat çekilir. Popüler olduğu için olabilir mi?
Yani orada ülkenin birlik ve bütünlüğünün Soma`dan geçtiğine dair mesaj vermeye çalışırken, yanına yaklaşan biri, “Neden Şırnak`tan bahsetmiyorsunuz?” dediğinde, “Bak baretimde var” demenin amacı nedir? “Benim söyleyecek birşeyim yok, Şırnak`ta umurumda değil, bak Soma`nın popülaritesi daha yüksek” anlamı mı taşıyor?
Yoksa o gün orada, tek bir tane Truva Atı yok muydu?
Sanatçı Barış Atay`ın attığı “Taksim`i görüp Lice`yi görmeyen solcular, Mısır`ı görüp Rojava`yı görmeyen islamcılar, Somay`ı görüp Şırnak`ı görmeyenler kalleştir” tiwitiyle aslında tam da bu duruma dikkat çekti.
Yoksa eylem iyiydi iyi olmasına ama, kafadaki bareti gösterene de, “Sen onu benim külahıma anlat” diyesi geldi insanın...
En az Soma kadar ciğerimizi yaktı, Şırnak`ta bir bidon içinde çıkarılan işçinin bedeni, en az Taksim kadar önemliydi Lice ve en az Berkin Elvan`ın acısı kadar hissettik İbrahim Aras`ın acısını.
15 yaşında parçalanmış kafasıyla boylu boyunca yatan o çocuk, yaşıt Berkin Elvan ile kuracak çocukların ülkesini...
Tüm bunların dışında aynı duyguları, eşit bir şekilde hissetmediğinizde, popüler gündem temelli yapılan “farkındalıklar” sizin, hem kamuoyuna, hem de bulunduğunuz örgütlenmelere karşı inandırıcılığınızın sorgulanmasına neden olur...