Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Sınıfta kalanlar

1128
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında kentte siyasi partiler, hamasi nutuklarla durumu idare etme çabası içersindeler.
Gerçekleri irdelemeden ve bunlarla hesaplaşmadan sürdürülen siyasetin geleceğinin olmayacağını kavrayamayan bu anlayış, doğal olarak durumu idare etme vaziyetinde
AKP,CHP, MHP her üçü de aynı konumda olmalarına rağmen, kendi gerçeklerine bağlı olarak farklı nedenlerin oluşturduğu farklı sonuçlar üzerinden algılanmaktadırlar.
Merkez ilçe performansı anlamında AKP gün geçtikçe kan kaybediyor.
Bunun esas nedeni; AKP politikalarının halkın değerleri ile yaşadığı doku uyuşmazlığı olduğu kadar ,AKP merkez ilçe örgütünün de bu uyuşmazlığı kıracak performans yaratamamasıdır.
Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde merkezde AKP, Mehmet Danış’ın aldığı oyları bile alamamıştır.
AKP bu gerçeğin farkında olmasına rağmen bunu aşamamaktadır.
Çünkü bu soruna çözüm üretecek nitelikte kadrolar açısından sıkıntı yaşamaktadır.
Yerel seçimler sonrasında yenilenen merkez ilçe performansının, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaratmış olduğu başarı ortadadır.
AKP Çanakkale’de siyasal anlamda varlık gösterecek koşulları kendi dinamikleri kapsamında yaratamamaktadır.
Bugüne kadar Tayyip Erdoğan etkisi ile yaratılan ilgi Erdoğan’ın parti yönetiminden ayrılması sonrasında daha da olumsuzlaşacaktır.
Bu gelişme sonrasında var olan doku uyuşmazlığının sonuçları daha da olumsuzlaşacaktır, bunu bertaraf etmenin yolu kapalı olarak gözükmektedir.
CHP Çanakkale gerçeği çok daha farklı özelikler taşımaktadır.
Buradaki belirleyici faktör Ülgür Gökhan faktörüdür.
Ülgür Gökhan başkanlığındaki yerel yönetim, çağdaş belediyecilik ilkeleri ile hareket ettiğinden dolayı vatandaşların birçok alandaki ihtiyaçlarına cevap veren performansı ile yaratılan algı düzeyi; şu anda CHP örgütünün yaratabileceği etkinin çok üzerindedir.
Bu performansın bu şekilde görünür olması her geçen gün Ülgür Gökhan’a olan ilgiyi arttırmaktadır.
Ülgür Gökhan ve ekibi bu durumun farkındalığıyla, buna uygun pozisyon alıp, sorumluluklarını yerine getirmektedirler.
Bu kitlesel iletişim, iradi olarak yaratılacakların ötesinde, siyaset yapma biçiminde farklı bir tarzı hakim kılmıştır.
Bu şartlara ayrıca CHP örgütlerinin performans eksiklikleri eklenince; Ülgür Gökhan politikaları CHP adına belirleyici olmaktadır.
CHP içersinde onca ideolojik sorun olmasına, stratejik olarak bir yol ayrımında bulunulmasına rağmen ne yazık ki bu sorun Çanakkale il örgütüne, siyasal hattın gerçeklerine göre yansımamaktadır.
Çanakkale CHP örgütü ideolojik olarak değil de, kişisel mücadelelerin yaşandığı bir örgüte dönüşmüştür.
Böylesi bir kısırlık; aynı zamanda siyasal mücadelenin zenginliğini ve kitlelerin siyaset ile ilgisini olumsuzlaştırmaktadır.
CHP’nin içinde bulunduğu bu durum, beraberinde merkezde yükselen grafiği Ülgür Gökhan’ın performansı ile yakından ilgili bir sonuca dönüştürmüştür ki; bu aynı zamanda önemli bir risktir.
CHP siyasal bir örgüt olarak gerekli performansı yerine getirebilmiş olsa ve kişilere bağlı siyaset yapmanın ötesine kendisini taşıyabilse; başarılı bir yerel yönetim ile birlikte partilerini çok daha başarılı bir düzeye götürebilir.
Ülgür Gökhan bu durumun farkında olduğu için, kendisini daha çok sorumlu hissetmekte ve daha çok yük almaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçimini bir anlamda kendisi için bir güvenoyu yoklaması olarak algılamış ve bunun gereğini yerine getirerek başarılı bir sonucun oluşmasına önemli katkı sunmuştur.
Böylesi bir işleyin önemli riskler taşıdığını da unutmamak gerekir.
CHP siyasal performansı ile devreye giren bir örgüt yapısına bir an önce kavuşmalıdır.
Diğer önemli bir gelişme, HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş ile yaratmış olduğu ilgi düzeyinin Çanakkale’deki etkileridir.
Demirtaş’ın emekten ve ezilenlerden yana barış özgürlükler adına savunmuş olduğu ilkelerin her zaman Çanakkale’de karşılığı vardır ve gelişimin yönü tam da bu temelde olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tamamıyla Demirtaş’ın yaratmış olduğu etki Çanakkale’de karşılık bulmuş, HDP oylarında önemli bir artış sağlamıştır.
Bunu küçümseyen özelikle CHP içindeki bazı kesimlerin tepkisel olarak sosyal demokratların vazgeçilmez değerlerine karşı partilerinin önünü tıkama çabaları CHP’ye en ağır darbeyi vuracak gelişme olarak önümüzdeki süreçte dikkatle izlenmesi gerekecektir.
Çanakkale’de böylesi bir durum, potansiyel olarak vardır, bu potansiyel gelecekte CHP’nin kan kaybına neden olacak bir iç gelişme olabilir.
 HDP, Çanakkale’nin ilerici demokratik yapısını kendi siyasal kanalında birleştirerek bir performans yaratabilirse; HDP’nin bir Türkiye partisi olması konusundaki süreç açısından Çanakkale hızlı gelişim gösteren kentlerden biri olabilir.
MHP açısından bir değerlendirme yapma gereksinimini duymuyorum.
İçinde bundukları durum bellidir; savundukları etnik milliyetçi yaklaşımların artık günümüzde bir değeri yoktur.
Kendilerini ideolojik olarak yenileyemedikleri sürece; MHP çizgisi genelde olduğu gibi Çanakkale’de de etkisini süreç içersinde yitirecektir.
Tüm bu değerlendirmelerin ortak olan yönü siyasal partilerin siyasal parti gibi olabilmeleri gerçeğidir.
Kişisel hesaplar peşinde koşan siyasal mücadelenin dışındaki alanları kendilerine mücadele alanı olarak seçen siyasal partiler yok olup gideceklerdir.
Bu noktadaki en uç örneği CHP bünyesinde görmekteyim.
Daha dün bir belediye başkanın kendi belde örgütüyle yaratmış olduğu polemik bu konuda çarpıcı bir örnektir.