Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Şimdi daha iyi anlaşılıyor.

1371
Çanakkale’de düzenlenen yolsuzluğa, hırsızlığa, yoksulluğa, hukuksuzluğa, kirliliğe karşı düzenlenen mitingde bir ayakkabı kutusu taşınmıştı.
Miting meydanında açılınca içinden neler neler çıkmamıştı ki; gemicilikler, dolarlar, para sayma makineleri, para kasaları, silah yüklü tırlar
Şimdi miting tertip komitesi emniyet müdürlüğüne çağrılarak “niye bu kutuyu taşıdığınız “ şeklinde sorgulamaya maruz kalıyorlar.
Evvelki akşam internete düşen, bir baba oğul arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmelerini dinleyince adeta kanım dondu.
Tabi ki bu konuşma baba oğul arasındaki normal bir konuşma değildi!
Her şeyden önce baba, ülkenin yönetiminde üst düzey sorumluluğu olan bir kişiydi.
Ne uğraştılar, ne uğraştılar; evdeki paralarını boşaltabilmek, sıfırlayabilmek için.
Akrabalar, eşler, dostlar,  satın alınan evler derken yine de sıfırlayamadılar paraları.
Bu konuşmaları dinleyince; ayakkabı kutusunu taşıyanların neden hedef  alındığını  bir kez daha anladım. 
Artık sizlerinde anlaması zamanı gelmiştir.
Yaşanan hukuksuzluklar, yolsuzluklar kirlilikler aleni olarak ortaya çıkmıştır.
Bu hükümetin meşrutiyeti kalmamıştır.
Yaşanan onca pisliğin örtülmesi, üzerinin kapatılması girişimleri; her gün yeni skandallar yaratmaktadır.
Şimdi, önümüzdeki yerel seçimlerin adaylarına   ‘ayakkabı kutusunu neden ittirdiniz’ sorusu konusundaki görüşlerini sorma zamanıdır.
Alacağınız cevaplar, tercihlerinizi yaparken kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Olayları üst üste koyduğunuz zaman ortaya çıkacak cevap, o adayın yaşanan onca hukuksuzluk hırsızlık, yağma ve yolsuzluk karşındaki tutumunun aynası olacaktır.
Çanakkale’deki, resmi izni alınmış bir miting tertip komitesi üyelerine sorulan  `Niye bu eylemi yaptınız? O ayakkabı kutusunu niye ittiniz?`soruları için adayların vereceği cevapları dikkate almadan tercihinizi yapmayınız.
Yolsuzluklara, hırsızlıklara karşı olmayan, ayrıca bu duruma tepki gösteren insanlara karşı uygulanan baskıya karşı durmayan aday, geleceğimizi karanlıklara taşıyacaktır, bunu bilelim
Başkan Ülgür Gökhan bu konuda net tavrını ortaya koydu.
“O kutuyu bende ittim benimde ifademi alsınlar” şeklinde gösterdiği tepki aynı zamanda hırsızlıklara, yolsuzluklara karşı duran insanlar üzerinde sürdürülen baskılara karşı durmanın ifadesidir.
Gökhan, şunları kaydetti: “Kutucuklar havalarda içi para olarak dolaşırken, 700 bin liralık saatler birilerinin kollarında ortaya çıkarken 19 Ocak tarihinde Çanakkale`de yasal ve izinli bir eylem oldu. Buna hep beraber katıldık. Duyarlı vatandaşlar buna katkı verdi. Bu eylem için tekerlekli kocaman bir ayakkabı kutusu yapılmış ve onunla beraber yürüdük. Eylemi düzenleyen komite, `Niye bu eylemi yaptınız? O ayakkabı kutusunu niye ittiniz?` diye İl Emniyet Müdürlüğü`ne çağrılıyormuş. Teker teker komiteyi emniyete çağırıyorlar. Emniyet mi çağırıyor? Hayır, aslında savcılık soruşturma açacak onun hazırlığını yapıyorlar. Ben de buradan diyorum ki, o ayakkabı kutusunu itenlerden biri de benim. O zaman beni de çağır. Belediye Başkanı olarak beni de çağır. Diğer arkadaşlarımızı da çağır. Hep beraber gidelim, ifade verelim. Bu bir rezalettir. Bu baskıcı rejimin en son örneklerindendir. Bütün bu güçlükleri aşacağız. Onlar bu rezillikten utanmıyorlar. Bunun hesabını vermekten kaçınıyorlar. Bizden hesap sormaya çalışıyorlar. Acaba bir daha umut olabilir mi? Acaba dedikleri doğru mu? diye düşünmenin hiçbir yararı yoktur. Çünkü, bunların kökü yalancıdır. Yalanlarla vatandaşın aklını çelmeye çalışıyorlar. Buna asla müsaade edilmeyecektir”
Çanakkale halkı, AKP adayının da ne diyeceğini şimdi çok merak ediyor.
Her gün yollardaki çöküntülerden, çöp kutularının etrafındaki çöplerden, ,kaldırımlardaki kırılmalar üzerinden bol bol konuşan AKP adayı acaba bu konuda neler söyleyecek!
Yaşayan bir kentin her zaman böylesi aksamaları, olumsuzlukları olacaktır, bunlar süren yaşamın gereğidir.
Bir şekilde düzeltilir, yapılır, yeniden bozulur.
Ya peki,  bu ayakkabı kutuları, yatak odasındaki kasalar, para sayma makineleri oluşturulan havuzlar, Alo Fatih hatları, onca uğraşa rağmen boşaltılamayan temizlenemeyen, sıfırlanamayan paralar
Bunlar içinde bir şeyler söylemeyecek misiniz?
30 milyon Euronun boşaltılması, temizlenmesi için karanlıklar mı yetmedi acaba çok merak ettim doğrusu…
Son olarak ‘temizledim ama 30 milyon Euro kaldı ‘demişti de babasına; ondan merak ediyorum!