Sıcak haberler…
Soğuk bir kış gününde sizlere içinizi ısıtacak sıcak haberler vermek için çok uğraştım. Fakat nafile; kışın yüzü gibi olumsuz giden işlerin soğukluğu da öyle bir sarmış ki etrafımızı… Yüreğinizin ve umutlarınızın sıcaklığını koruyun demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Bu havalarda aman dikkat; sağlınıza iyi bakın.
Bu havaların risklerine karşıda ihtiyatlı olalım. Buz nedeniyle gerek trafikte gerekse de yürürken dikkati elden bırakmayalım.
Geçen akşam yaşadığımız elektrik kesintisi sonrasında elektriksiz bir yaşam düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıktı.
Ampulleri değiştirmek koşulu ile…
Sıcak haber vermekten bahsederken gazetemizde okuduğunuz “işten çıkarmalar devam edecek mi ?” haberi sonrasında ben buz gibi oldum doğrusu…
İnsanların geleceği, yaşamlarını devam ettirmek için gerekli imkânları ile oynamak büyük bir vicdansızlık.
Bu konuyu tartışma malzemesi yapmak dahi insan onuru ile bağdaşmıyor.
Vicdan sahibi herkesin böyle düşündüğünü ve gerekenleri yapacağına inanıyorum.
Kent Konseyinin sesine kulak vermek
Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz Kent Konseyleri “ortak aklımızdır” diyerek yaşadığımız çağda yönetim anlayışı ve yapılandırılmasına ilişkin değişimlere dikkat çekti.
Bardağın dolu tarafından olaylara yaklaşan Saim Yavuz “ ‘Demokratik müzakere süreçleri’ ve ‘yönetişim’ ülkemizin yeni tanıştığı kavramlardır” değerlendirmesini yaparak ;“Yönetişimin ayrılmaz parçası olan Kent Konseyleri olmaksızın kentler hakkında karar vermenin mümkün olmayacağı bir tarihsel süreçten geçiyoruz. Bu süreç içerisinde uygulamalarda sıkıntıların yaşanması doğaldır. İnsanların alışkanlıkları kadar kurumların da alışkanlıklarını değiştirmesinin kolay olmayacağını bilmekteyiz” tespitinde bulundu.
Ben de bardağın boş tarafından bakarak bir değerlendirme yapmak istiyorum.
İmtiyaz sahipleri, hiçbir zaman kendilerine avantajlar sunan koşulların değişmesini istemezler.
“Demokratik müzakere süreçleri” ve “yönetişim” gibi ülkemizin yeni tanıştığı kavramlar hiç de umurlarında değildir.
Bundan dolayıdır ki kentimizin önemli bir sivil toplum örgütü tarafından; Kent Konseyinin düzenlediği yat limanı projesi bilgilendirme toplantısı için “ciddiye alınmaması gerekli konuşmaların yapıldığı” değerlendirmesi yapılabilmiş, ayrıca aynı kuruluş tarafından bu toplantı nedeniyle duyulan “üzüntüler” Belediye Başkanına iletilmiştir.
Belediye Başkanının bu konuda ne düşündüğünü, nasıl tavır aldığını çok merak ediyorum.
Başkanımız, bu konuda bilgilendirme yapar ise sizler ile paylaşacağım.
Yapmaz ise, konunun bir başka boyutunu tartışmaya açacağım.
“Demokratik müzakere süreçleri” ve “yönetişim” süreci Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’un dediği gibi “ İnsanların alışkanlıkları kadar kurumların da alışkanlıklarını değiştirmesinin kolay olmayacağı” bir aşamayı gerektirmektedir.
Bu süreç bir değişim sürecidir.
Değişimin zor ve çetin olacağını not edebilirsiniz.
Bakın daha çok yeni bir olay.
GESTAŞ Şirketi’nin bir yetkilisi İl Genel Meclisinde bilgilendirme yapıyor.
İl Genel Meclisi kim?
O şirketin halk adına sahipliğini yapan temsilcileri.
İl Genel Meclisi üyeleri soruyor; “Gemiler ne kadar bedel ile kiralandı diye?”
GESTAŞ Bürokratı ne diyor?
“Burada ticari açıklama yapamam, zaten bana ulaştırılan üç soruyu cevaplamaya geldim onun dışında açıklama yapmam mümkün değil”
Düşünün siz bir şirket bürokratı kendi varlığını yönetmek ile sorumlu halkın temsilcilerine böyle bir cevap veriyor ise “yönetişim” bunun neresinde?
Halkın bizzat yönetim süreçlerinde fiilen yer alacağı dönüşümler yaşanmadan “Demokratik müzakere süreçleri” ve “yönetişim” gibi kavramlar fanteziden öte gidemeyecektir.
Elektrik kesintileri üzerine
Akşam yaşanan uzun süren elektrik kesintisini gün içersinde kısa süreler ile süren kesintiler takip etti.
Anlaşılıyor ki; elektrik alt yapısının elden geçirilmesi gerekiyor.
Özelleştirilen elektrik dağıtım işi sonrasında bu kaygılarımızı dile getirmiştik.
Bu konuda yaşanabilecek problemler için muhatap dahi bulamayacağımızı belirtmiştik.
Gün geldi çattı, kaygılarımız bir bir ortaya çıkıyor.
Bu alanda alt yapının gereklilikleri için adım atılmaz ise her an olumsuz gelişmeler ile karşı karşıya kalabiliriz.
Kentin önemli bir bölümünün doğal gaz ile ısındığı düşünülür ise; elektriklerin varlığının kış koşullarındaki önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Özel sektör halkın bu talebini ne kadar dikkate alır bilemem ama, özelleştirme kararını verenlerin bu konudaki sorumluluğu kamu vicdanlarında sürüyor.