Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Sefaletin belgesi

826
Her seçim dönemi, halkın ağzına bir parmak bal çalmak için türlü türlü komiklikler yapılır.
Özellikle yoksul vatandaşlar bu çalışmaların merkezine konur.
AKP hükümetlerinin seçim taktikleri açısından bu uygulama stratejik bir yaklaşım olarak ele alınarak, yoksullaştırılmış ve muhtaç edilen halkın duyguları üzerinden bir oy bağlantısı kurulmuştur.
Yaklaşan seçimler nedeniyle yaşamını insanca sürdürecek bir gelirden mahkûm edilen emekliler üzerinden şimdi yeni bir oyun sahnelenmektedir.
CHP’nin iki maaş ikramiye ve en düşük emekli maaşının 1500 TL olması taahhüdüne karşılık, AKP seyyanen 100 TL zam üzerinden şirinlik yaratmaya çalışsa da tüm bunlar nafile çabalardır.
Halkın gerçek temsilcilerinin yönetimde olmadığı her koşulda halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi açısından hiçbir gelişmenin olmayacağı yılların deneyimiyle sabittir.
Şimdide AKP seyyanen 100 TL zam uygulamasıyla aslında sefalet kategorisi olarak emekliler üzerinden bir gerçekliği ortaya koyarak;  kendi kendisini ele vermiş, foyası ortaya çıkmıştır.
100 TL seyyanen zam sözü, kulaklara hoş gelse de tam bir aldatmacadır.
Bu zam sadece 1000 TL altında maaş alanlar için geçerlidir, 1000 ile 1100 TL arasında maaş alanların maaşları da 1100 TL ye tamamlanacaktır.
Hükümet otomatik olarak emekliler için hayat standardını 1100 TL olarak belirlemiştir.
Emeklilerin durup düşünecekleri konu hükümetin kendilerini 1100 TL maaş ile geçinmeye mahkûm etmesidir.
Bunun hesabını sormak için 7 Haziran seçimleri önemli bir fırsattır.
Bu seçimlerde artık içimizden olan, yoksulun halini anlayabilecek, kapitalist sistemin çeşitli çıkar ve imtiyaz odaklarının temsilcisi olmayan, yeniyi temsil eden güçlerden yana tercihte bulunmak zamanıdır.
Uzun yılardır seçim meydanlarında atıp tutan iş icraata geldi mi,  halk için sefalet ve yoksulluk koşullarının devamından başka bir işe yaramayan, ancak temsilcisi oldukları sermayenin tüm ihtiyaçlarını yerine getirme noktasında kusursuz hizmet veren, egemenlerin işbirlikçilerini artık bertaraf etme zamanıdır.
Öncelikle karşınıza geçip atan tutanları değil; kendinizden olan, emeklinin, işçinin, köylünün, yoksulun çıkarlarını savunacak halk güçlerinin temsilcilerinden yana tercihlerinizi kullanarak yeni bir başlangıç yapmak zamanıdır.
7 Haziran’da kendiniz gibi olanlar ile birlikte hareket edin; sermayenin, egemenlerin izinde gidenleri, yolsuzluklarla hırsızlıklarla ayakkabı kutularında, yatak odalarındaki kasalarda dolarları istifleyenlerin payandalığını yapanları yok etmek için, kendi sömürü düzenlerini sürdürmek adına uygulamaya koydukları, ama bir türlü kaldırma konusunda adım atmadıkları %10 barajını yerle bir ederek emeğin üzerindeki sömürüye dur demenin başlangıcı olmalıdır 7 Haziran.
Nereden bakarsanız bakın sermayenin ve egemenlerin hizmetinde olan burjuva siyasi partiler bugüne kadar sürekli halkın çıkarlarının karşısında olmuşlardır.
Yoksulu ve emekçileri yok sayan bu zihniyet, şimdi evde bakım, yaşlılık, engelli aylığı gibi sosyal yardımlardan yararlanan yaklaşık 1 Milyon kişinin almış olduğu cüzzi miktarlardaki maaşlarına göz dikmiştir.
Bunu bile onlara çok gören sermayenin bu acımasız politikalarına karşı 7 Haziran seçimleri bir hesaplaşmanın aracı olmalıdır.
Yoksuluna, emekçisine karşı böyle davranan siyasi irade, haklarına sahip çıkan herkesin her türlü demokratik tepkisini yok etmek adına baskı ve şiddet uygulamalarını her geçen gün daha da yoğunlaştırarak hayata geçirmektedir.
Devletin politikasının böyle olduğu yerde Yalova Valisi’nin bir eğitim emekçisinin hayatını kaybetmesine neden olan hakaretlerine çok da şaşırmadık.
Bu vahşi sistemin halka karşı uyguladığı, bu zulüm politikaları hakaret ve küçük düşürücü uygulamalar artık kabul edilemez noktadadır.
Kapitalist vahşililik, onurumuza dönük saldırılara kadar işi götürmüştür.
Yalova Valisi derhal görevden alınmalıdır.
Onurumuzla oynamaya varıncaya kadar geliştirilen bu saldırılara karşı birlikte, dayanışma içersinde karşı koymaktan başka bir alternatif kalmamıştır.
Yalova Valisine insan onuru ile oynamanın, hakaret etmenin ne demek olduğunu göstermek tüm emekçilerinin onur mücadelesi olmuştur.
Bir eğitim emekçisine, “İnsanlar dışarıda görseler dilenci zannedip para verirler"  şeklindeki sözlerle yapılan hakaretlerin ne demek olduğunu bu sözlerin sahibine şimdi sokaklardan yükselen tamda onun belirttiği gibi sokaklardaki insanların tepkisiyle göstermek gerekir.
Yalova Valisi derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır.
Halkın vergileriyle maaşını alıp, halka hakaret etmek tam bir ihanettir, onursuzluktur.
Siyasi irade bunun gereğini yapmazsa; açık ve net olarak bu onursuzluğun ortağı olacaktır.