Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

SEÇİMLER, TEMEL VE DEVEKUŞU

2078
Genel seçimler için artık gün sayıyoruz.Yurttaşlar olarak hepimiz;gözümüzü,kulağımızı partilere,onların genel başkanlarına,sözcülerine çevirmiş ve onlardan,halkın derdine devâ olacak sözleri,çözümleri ortaya koymalarını bekliyoruz.
Bir umut için,çözüm duymak için,gazete sayfalarını irdeliyor, televizyon ekranlarına kilitleniyoruz.
Ama nâfile!..
Ülkemizin ve emekçi halkın,çözüm bekleyen âcil ve yakıcı sorunları “görmezden” gelinerek ya “ip cambazlığı” ya da “lâf cambazlığı” yapılıyor.
“Nesnel gerçeklere” gözlerini kapayarak, “nesnel gerçekliğin” yok olacağını,buharlaşacağını sanıyorlar(!),buna yurttaşları da inandırmak istiyorlar.
Yâni,anlatacağım iki fıkrada olduğu gibi;ya “Temel taktiği” ya da “devekuşu yöntemi”dir,izlediklerimizin ve dinlediklerimizin özeti…
Temel’in kayınvâlidesi kaybolmuştur. Temel, önce hiç oralı olmaz.
Ancak,konu komşu Temel’i sıkıştırır: -Yahu, kayınvâliden kaybolmuş,sen hiç ilgilenmiyorsun.Ayıp oluyor,bir şeyler yap?..
Bunun üzerine Temel,gazetelere şöyle bir ilân verir: “Yanda fotoğrafı görülen sevgili kayınvâlidem kaybolmuştur.
Görenlerin insâniyet nâmına GÖRMEZDEN GELMELERİ ricâ olunur!”
(Aslında Temel,tam da partilerimize genel başkan olacak adammış…)
İkinci fıkramız ise şöyle:
İki devekuşu ordusu,savaşmak üzere hızla birbirlerine doğru ilerlemektedir.Ordulardan(!) birisi beş bin diğeri ise kırk bin devekuşundan oluşmaktadır.
Düşman güçlerine bakan beş bin devekuşunun komutanı,durumun vehâmetini görünce geriye döner ve bağırır: -Durun ve kafanızı kuma gömün!
Biraz daha ilerleyen kırk bin devekuşu ordusunun komutanı da durur ve geriye dönerek ordusuna:
“Durun!”der ve ilâve eder: -Nereye kayboldu bunlar yahu!..
Aslında uzun söze gerek yok!Anlı-şanlı büyük(!) partilerimizin başkomutanlarını,pardon genel başkanlarını dinleyince,Temel’in ve devekuşu ordularının komutanlarının kulaklarını çınlatıyoruz.
Ülkemizin de içinde bulunduğu yakın coğrafyamızda yaşanan olaylar,çelişki ve çatışmalar;ABD emperyalizminin bölge ülkelerine yönelik projeleri,bizim var olan iç sorunlarımızı ağırlaştırmakta ve derinden etkilemektedir.
Ciddi program ve projelere ihtiyacımız varken; “merkeze kaç” oyunu oynanarak,bir ölçüde kendilerinin de kışkırttıkları ırkçı-şoven rüzgârdan yelkenlerini şişirerek “çözümsüzlük” limanına doğru “pupa yelken” yol alma yarışıdır sürdürülen!..