turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım 24 Haziran sandığına bu günü saymazsak 10 gün kaldı. Amacım aslında seçime not düşmek derken; özellikle seçmenin davranışını değiştireceğini sandığım bazı örnek ve önermelerde bulunmak.
***
*Öncelikle örnek olarak ülkemizi 16 yıldır yöneten AKP’nin baş yöneticisi konumunda olanların bazı söylemlerinden başlayalım. 16 yıl sonra “Zihni Sinir”e bile şapka çıkartan (!) İki çılgın proje: “Hasta Garantili Hastane” ve “Beleş Kek-Çay Kıraathaneleri”
Bu zat-ı muhteremlere soralım: Koruyucu tedavi hizmetine öncelik vermeyin. İnsanımızı müşteri yerine koyun, onu önce hasta yapın! Sonra da tedavi edeceğiz diyerek hasta garantili hastanelere mecbur edin… Doktorlar için performans getirdiniz. Cihazların da amortismanı var değil mi? Son 8 yılda ilaç kullanımı ve ameliyatlar 10 kat arttı. Aferin çok başarılısınız!
Türkiye’de 32 bin mahalle var. Her mahalleye bir kıraathane ha! Eder 32 bin Kıraathane! 16 yılda tek fabrika yapma, yapılmışları da haraç-mezat sat! 16 yılda tek fabrika yapma vaadinde bulunama ama milleti kıraathanelerle aldatmaya çalış!.. Bu propaganda tekniğiniz gerçekten siyasi seçim tarihimize not olarak düşmeyi hak ediyor(!)
Hak ettiğiniz soru şu! Milletimizi aptal yerine koymaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?
· R. Tayyip Erdoğan’ın ‘aldanma-aldatılma’ yolculuğu:
2010: “Aldanan olmadık, aldatan olmadık.”
2013: “AK Parti iktidarı söz verdimi sözünü yapar. Ne aldatan olduk ne de aldanan.”
2014: (FETÖ ile ilgili) “Üzülüyorum şu paralel yapıya, o tabanda saf, temiz kardeşlerimize, diyorum ki, bu oyuna gelmeyin. Burada bir hizmet var diyor ne hizmeti geçin. Aldatılıyoruz, aldatıldık ben dahi aldatıldım.”
2015: “Tüm ülke yanlış yönlendirildi. Aldatıldık.”
2016: (FETÖ’nün darbe girişimine dair) “3-4 yıl öncesine kadar biz hep iyi niyetle takip ettik. İtiraf etmem lazım bu propagandaya geldik. İyi niyetimizin kurbanı olduk.”
7 Haziran 2018: “Fetö’nün bizim zamanımızda büyüdüğü iddiasını ben reddetmem. Bunlar büyük bir ihanet şebekesi içerisindeymiş. Aldatıldık.”
Yine soralım; ( Bu aldatılma ve aldanmaların bir bedeli yok mudur?)
* Damat Berat Albayrak: (Kayınpederi milletvekili listesine yazınca)-“Listede yer almak şereftir! Görev alınmaz, tebliğ edilir!”
Bu özlü sözleri(!) Diğer AKP’li Milletvekili aday adayları için şöyle mi yorumlayacağız; demek ki listede yer almayanlar “Şerefsiz” Öyle mi? YAZIK Kİ YAZIK… Demokrasiyi nasıl içselleştirmişler, elleriniz kızarana kadar alkışlayabilirsiniz!
*Damat Berat’ın 24 Haziran seçmenini esaretle korkutan mesajı:
“Türkiye’nin önünde ya AKP iktidarı ya da esaret var. Türkiye karar verecek, “Ya Milli Bağımsızlık Ya Esaret”
(Eyy korku, sen nelere kadirsin! İşte böyle seçmeni korkutan videolu mesajlar yayınlatırsın!)
Demek ki neymiş… AKP varsa Türkiye var, AKP yoksa Türkiye yok muş! Vayy vayy ört ki ölem! Bu ne kibir bu ne böbürlenme ve şirazeden çıkmadır!
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları bu köşede 30 Temmuz 2013 tarihinde yayımlanan “KİN TUTMANIN KİTABINI YAZMAK!” başlıklı yazımın son paragrafını özellikle muhalefet partilerinin dikkatine sunuyorum.
16 yıldır ülkemizin muhafazakar- mütedeyyin seçmenlerini Allah’la aldatanlara ders olması dileğiyle aktarıyorum.
“Yıl 1926. Müslümanların kutsal mekanı “Kabe”nin Suudiler tarafından yıkılmak istenmesi üzerine Mustafa Kemal ATATÜRK; “Eğer Kabe’nin tek bir taşına bile dokunursanız ordumu oraya gönderirim” diyerek telgraf gönderir. Telgraf ulaşır ulaşmaz Suudiler kararlarından vazgeçerler ve Kabe yıkılmaktan kurtulur. Bu tarihsel gerçeği anlatmak Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığının görevi değil midir? Bizim camilerimizde, okullarımızda neden anlatılmaz bu gerçek???”
SORUNUN YANITI: Atatürk’e ‘ayyaş-sarhoş’ diyen sözde dindarlardan, kin tutan komplocu beyinlerden, “Kin Tutmanın Kitabını Yazanlardan” böylesine onurlu bir görevi BEKLEMEK HAKSIZLIK OLUR!!!
*Ayrıca değerli okurlarıma 24 Haziran 2015 tarihinde yine bu köşede kaleme aldığım “CUMHURİYET SENATO’SUNUN ÖNEMİ” başlıklı yazımı arşive girerek bir kez daha okumalarını öneriyorum.
*
*Şeker Bayramınız Kutlu Olsun… T.Ç.