Sayıştay’a hak verecek çıkacak mı?
Sayıştay, TBMM’ye ödenek ve yolluk hesabındaki yanlış nedeniyle, milletvekillerine fazla maaş ödendiği uyarısında bulundu. Sayıştay’a göre vekillerinin 3 bin TL daha az maaş alması gerekiyor. Sayıştay tarafından yapılan böylesi çalışmaların siyasi hayatta yankıları oldukça etkili olur. Böylesi raporlara bağlı olarak siyasiler, bürokratlar, yolsuzluktan tut, usulsüzlüğe kadar bir dizi suçlamaya maruz kalırlar, sonrasında da itibar kaybından görevden uzaklaştırılmaya kadar bir dizi uygulamanın mağduru olabilirler. Fakat her neden ise milletvekilleri bu tespite aldırış dahi etmediler. İlk refleks ile TBMM Başkanlığı Sayıştay iddiasını ret etti, fazla maaş almadıklarını bildirdi.
Merak ile izliyorum; vekillerimizden bu konuda “Sayıştay’ın bu tespitine bir kulak verelim” diyecek çıkacak mı?
Dikkat ederseniz parti gibi bir kriter’den söz etmiyorum.
Benim gözümde 550 milletvekilinin her biri şimdi bir vicdan sınavından geçmektedir.
Şimdilik bu kadar söylemek yeterli...
Yağmur ve Çanakkale.
Geçen hafta sonu Cumartesi günü başlayan Pazar günü devam eden sağanak yağış 24 saatte metre kareye 75 kg olarak açıklandı.
Bu miktar küçümsenecek bir miktar olmamasına rağmen, kentin hızla yenilenen alt ve üst yapısı iyi bir sınav verdi denilebilir.
Çok önemli olumsuzluklar, hasarlar yaşanmadı.
Bu hepimiz için sevinç kaynağıdır.
Belediye çalışmaları ile iyi bir puan almıştır, ayrıca olumsuzluk yaşanmaması için alınan tedbirlerin de küçümsenmemesi gerekir.
Bu çalışma için emek veren tüm emekçilerin emeklerine sağlık.
‘ÇOMÜ Haber’ sitesi tehlikeli sularda
ÇOMÜ öğrencilerinin son derece haklı talepleri olan yemek zamlarına karşı olmaları, bu konuda en doğal hakları olan protestoları sonrasında ‘ÇOMÜ Haber’ adlı site, başından beri bu tepkiyi provoke etmek için bilerek veya bilmeden bir rol üstlendi.
Önce şu gerçeği kabul etmek zorundayız; bu gerçeği görmeden geliştirilecek her türlü tavır, halka ve onların çocuklarına karşı açık bir saldırıdır.
Ülkemizde hakim ekonomik sistem kapitalist ekonomik sistemdir.
Bu sistemin temel dayanağı üretim araçlarının özel mülkiyeti ile üretimin toplumsal niteliği arasındaki çelişkidir.
Bu çelişkinin günlük yaşama etkisi; gelir dağılımındaki uçurum ve bunun getirmiş olduğu geniş kesimlerin her geçen gün ekonomik olarak daha da zor duruma düşmeleri ve en temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan bile gün geçtikçe uzaklaşmalarıdır.
İşte bunun için, ailelerinin bu gerçekliklerinin sonuçlarına bağlı olarak zor koşullar altında eğitimlerini sürdürmek zorunda olan öğrencilerin maddi olanaklarına uzanan her uygulamaya karşı olmaları, onların anne ve babalarına duyduğu saygının bir parçasıdır.
Gerçeklik bu kadar açık ve ortada iken zamma karşı çıkan öğrenciler için yok “marjinal gruplar” yok “şu tarafından bu tarafından destekleniyor” şeklindeki yayınları yapanları bir kez daha tavırlarını gözden geçirmeye davet ediyorum.
Böylesi yaklaşımlar, hayatı emekçilere çekilmez hale getirmek isteyen kapitalist sistemin temsilcilerinin tavırlarıdır.
Bu sitede bu haberleri yayınlayanların sistem temsilcileri ile organik bir bağlarının olabileceğini düşünmüyorum.
Bu “şimdilik”, toplumsal gerçekliklere aykırıdır.
Ama kraldan çok kralcılık rolüne soyunmak isteyenler, kendi çıkarları ile hiçbir bağlantısı olmayan düzen temsilcileri ile yandaşlık bağı oluşturmak isteyenler var ise onlara diyecek sözüm yok.
İşte asıl maşa onlardır.
Zamlara karşı olan öğrenciler ailelerinin çıkarlarını korumaktadır.
Onların son derece saygın bu davranışı her zaman halkın desteğini alacaktır.
Fakat bu haklı pratiği provoke edecek şekilde tavır almak çok tehlikeli bir yerde konumlanmaktır.
Tabi ki yemek zamlarına karşı olanları desteklemeyebilir, onlar ile aynı düşünmeyebilirsiniz; buna diyecek kimsenin sözü yoktur.
Ama yaptığınız bu değildir.
Bu güne kadar bu konuda almış olduğunuz tutumu gözden geçirmenizde fayda vardır.
Böylesi bir tutumun sürdürülmesi sizi farklı bir konumlamanın tarafı yapar ki; iletişim alanında böylesi bir konumlanma sizler için şık olmayacaktır.