Seçkin Sağlam

ssboreas17@gmail.com

Sayın vekile ne sorsak? Bilemedim!

1715
Bu ‘aylak ve ayyaş’Çanakkaleliler için “istemezükçü bunlar”diyorlar ya, aslında kim neleri istiyor ya da istemiyor iyice görmek lazım. Öyle Firuze gibi, gölge karakter arkasına gizlenmiş, bilinçaltındaki cinsel duyguların dışa vurumu ile yazı yazmakdeğil o iş.
 
Biraz gerçekçi olmak lazım.
 
Çanakkale Belediyesi iyi çalışmıyor mu?
 
Çanakkale Belediyesi’nin yatırımları akıyor ya da kokuyor mu?
 
Ya da Kepez Belediyesi veya Gelibolu belediyesi… Bu eleştiriler anlaşılabilir veya kabul edilebilir diyelim. Ama iktidar partisinin şakşakçılığı ile yazılan yazıların da kokusu çabuk çıkıyor.
 
Belediye başkanlarının eleştirilmesi çok önemli değil de yapılan eleştirilerin kim tarafından, kimin ağzıyla yapıldığını, anlayamamak sinir bozucu olsa gerek. AKP il başkanının sesi çıkmıyor, firuze konuşuyor. Merkez İlçe Başkanı susuyor, yerel yönetimi eleştirmek bıyıksız Palabıyık hocaya kalıyor. Ee rektör Hoca deseniz, o zaman Suriye, İran ve diğer Ortadoğu ülkelerindeki gelişmeleri düşünüyor; “Ne olacak bu Ortadoğu’nun hali” kaygısı var adamın.
 
Geçen bir abim bahsetti; AKP’li “Sayın”vekil İsmail Kaşdemir, bir canlı yayın programı öncesi “bana şu soruları sorun, termik, Kazdağları, Silivri gibi konularda sormayın”demişşşşş.
 
Demiş mi dememiş mi? Demek istedi mi istemedi mi? bilemem. Dedi varsayarsak, ne soracağımıza ve ne sormayacağımıza karar vermek sayın vekile kaldıysa, yandık. Sayın Başbakan kaç çocuk yapacağımıza karar veriyor, vekili de ne sorup ne sormayacağımıza. Kadın Kolları Başkanı da bari oldu olacak, nasıl pasta kek yapılır? Çay nasıl demlenir? Konularında, gençlik kolları başkanı sigortacılık, bireysel emeklilik ve araçların bakımı konularında yapmamız gerekenleri söylesinler de rahatlayalım. Bu liste daha uzayıp gider de sulandırmaya gerek yok!
 
Zor cümlelerin kurucusu “sayın”vekil ile ilgili Başkan Mutan, gerekeni söyledi. Öyle Çanakkale gelip gidip olta atmakla olmaz bu siyaset işi. Biraz da verilen sözlerin tutulması lazım. Tamam, hepsini tutmak da olmaz siyasette ama en azından ara sıra bir parmak bal çalmak lazım.
 
Yahu hadi her şeyi bir kenara bırakalım. Çanakkale yanıyor, çalkalanıyor AKP’nin hiç mi düşüncesi yok bu Kazdağları, termik santral konusunda. En azından “karşı değiliz kardeşim. Yapılsın tabi. Memleketin altındaki hazineleri işletmemiz lazım” deyin. Böyle iki arada bir derede kalmayın.
 
Hastanedir, huzurevidir, kalekuledir, boğaz köprüsüdür, Troia müzesidir, hektor heykelidir, bunları da unutmayın. Seçim döneminde bu konularla halkın karşısına çıkarsanız, bol bol gülücük alırsınız... Seçkin kardeşinizden söylemesi!
 
“İstemezükçüleri tanıyalım” dedik, yine konu dağıldı. Çanakkale’de AKP konusunda girip de çıkabilene aşk olsun. Çok derin mevzu, nereden tutsanız elinizde kalır. Gerçi basın organı “termik santral konusunda çevreciler değil sayın vekiller daha çok mücadele ediyor” diye yazmış. Demek ki biz göremiyoruz. Demek ki görmek için pencere değiştirmek gerekiyormuş!
 
Bakarsanız tüm Çanakkale istemezükçü, onlar isterükçü! “Yatırımlar nerede” diyorsunuz ses yok! Az sesinizi çıkardınız mı? “Vallaha satarım köyü” hesabı, “hastaneyi taşırım” diye küsüp gidiyorlar. Eee “hastane?” diyorsunuz “ille de kantin” diyorlar, “hadi” diyorsunuz “yerim dar” diyorlar… Benim bunların işine ne aklım erdi, ne fikrim. Bakalım seçimlere yakın seslerini yükseltmeye başlarlar da ellerinde malzeme kalmadı ne konuşacaklar bilmiyorum.
 
Hadi hayırlısı diyelim!