Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Savaşa karşı olmak kimleri korkutuyor?

1811
Dünkü yazımda savaşa hayır diyen barışı savunan kesimlerin ciddi baskılar ile karşılaştığını, kendilerini ifade etmeye kalktıklarında engellemeler ile karşılaştıklarını yazmıştım. Yazımı bitirdikten kısa bir süre sonra Çanakkale’de savaşa karşı protestolarını yapmak isteyen barış taraftarlarının da aynı şekilde gazlar ile tazyikli sular ile dağıtıldığını öğrendim.
 
Her şeyden önce bu kentte yaşayan bir vatandaş olarak bu uygulamayı kınıyorum.
Vatandaşın en doğal hakkı olan ve anayasa ile güvence altına alınmış toplantı ve gösteri hakkı noktasındaki bu uygulama Çanakkale’nin çok da alışık olmadığı bir uygulama oldu.
Fakat biliyoruz ki bu kararları verenler kararlarını da kapalı kapılar ardında alıyorlar.
Ülkemizi savaş denilen felaketin eşiğine taşıyan bu anlayış, savaşa karşı olanlardan, bir anlamda gerçeklerden son derece rahatsızlar.
Dün yurdun dört bir yanında Çanakkale’de yaşandığı gibi savaşa karşı olanlara müdahalelerde bulunuldu. Onların tepkileri bastırılmak istendi. Çünkü bu tepkiler, onları; emperyalist çıkarlar temelinde halkımızı felakete taşımak pahasına almış oldukları görevi yerine getirmek adına zor durumda bırakacaktı.
Fakat yanılıyorlar;onlar engellemeye çalıştıkça savaşa tepki duyan vatandaşlarımızın duyarlılığı daha da artıyor.
Şimdi halkımız şunu söylüyor; tezkereye evet diyenler savaşa da kendileri gitsinler.
Savaşa hayır tepkisi her geçen gün dalga dalga büyüyecektir.
Bunun kimse önüne geçemez.
Yalnız vatandaşın demokratik haklarına saygılı olunması konusunda güvenlik güçlerinin daha duyarlı davranması gerekmektedir.
Özellik ile Çanakkale bugüne kadar bu konuda herkesin kendisini ifade edebildiği olumlu özelliklere sahip bir kent idi.
Böyle kalması, bu huzurun bozulmaması çok önemlidir.
 
Nerde yanlış yapılıyor?
Kentsel dönüşüm yasası temelinde yıkımlar başladı.
Çanakkale’de Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün vermiş olduğu bilgiye göre Koruköy’de askeriyeye ait bir lojman binası dışında depreme dayanıklılık sorunu olan başka bir bina yok mu?
Bilgiye ulaşmanın gün geçtikçe zorlandığı koşullarda ne yazık ki kentsel dönüşüm yasasının Çanakkale’deki uygulamasının nasıl olacağı konusunda bir şey bilmiyoruz.
Fakat şunu biliyoruz.
İlimiz depremsellik itibarıyla 1. derece etkili bölgeler alanında.
Yine yapı denetim yasası öncesi ve 2. derece deprem bölgesi yapı yönetmeliğine göre yapılmış bir çok bina var kentimizde.
Ayrıca birçok kamu binası başta olmak üzere depreme dayanıksız olan binaların olduğunu da biliyoruz.
Fakat her neden ise, kentsel dönüşüm ile ilgili bir girişim yok
Bir yerde yanlış yapılıyor; ama nerde?