Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

"Savaş çığırtkanlarının sesinden daha kötüsü, barışı isteyenlerin kayıtsızlığıdır"

Tarihi Kentler Birliği 2015 yılı ikinci büyük buluşması "Kültürel Mirasın Korunmasında Öncelikli Değer: Barış" başlığı ile Çanakkale'de yapıldı. Buluşmaya ilgi oldukça yoğundu. İçinde bulunduğumuz koşullarda toplantıya barış kavramının damgasını vurması oldukça değerliydi. Çanakkale Belediyesi ve Başkan Ülgür Gökhan bir kez daha barış kültürü noktasındaki duyarlılığı ile dikkatleri üzerinde topladı. Diğer yandan barış adına böylesi çabalar, bazı kesimleri de rahatsız etmektedir. Onlar, çıkarlarını savaş ve şiddet ortamında yeşerttikleri için, kendi geleceklerini karartacak barış iklimine bir türlü ısınamamışlardır.

1305

 Yalan ve entrikalarla barış noktasındaki çalışmaları ve çabaları karalamaya çalışanların iflası özellikle Çanakkale’de, oldukça hızlı bir şekilde kendisini göstermektedir.

Kendi silahları ellerinde patlamış yaratmak istedikleri provokasyonların altında kalarak ezilmişlerdir.

Yaşanılanları sadece bir hatırlamanız yeterli, üzerinde tartışmaya hiç gerek yok; ancak tüm barış taraftarlarının dikkatle yerine getirmesi gerekli duyarlılık gelişebilecek kayıtsızlığa izin vermemek olmalıdır.

Bu konunun önemi Başkan Gökhan tarafından,Tarihi Kentler Birliği toplantısında çok net bir şekilde ortaya konmuştur;” Vurgulamalıyım ki, savaş çığırtkanlarının sesinden daha kötüsü, barışı isteyenlerin kayıtsızlığıdır. Ne mutlu ki Tarihi Kentler Birliği bu konuya kayıtsız kalmamıştır. Biz de Çanakkale Belediyesi olarak daima “barış” a vurgu yapıyor, Çanakkale’yi “Barışın Kenti” olarak tanımlıyor, her fırsatta “Barış Kültürümüz Olsundiyoruz. En kötü barışın en iyi savaştan daha iyi olduğunu biliyoruz” sözleriyle Başkan Gökhan bir kez daha barışı savunmanın önemini dile getirmiştir.

Barış konusunda bu denli sorumlu bir yaklaşım içersinde olan bir yöneticinin barış karşıtları tarafından hedef gösterilmesi yalan ve iftiralarla itibarsızlaştırılmaya çalışılması; barış konusunda çıkarılan sesin gücünden rahatsız olmanın bir karşılığı, aynı zamanda Çanakkale kamuoyunda izledikleri politikaların yol açtığı yalnızlaşmanın bir sonucudur.

Ülgür Gökhan nezdinde, barışı karalamak adına sürdürülen bazı girişimler ne yazık ki son derece çirkin bazı tertipler ile sürdürülmekte, bunun için yaratılacak algı operasyonu ile provokatif gerilimlere zemin hazırlanmaktadır.

Bu çabalar diğer yandan hükümet düzeyindeki müdahaleler ile etik olmayan girişimler olarak ayrıca karşımıza çıkmaktadır.

Bunlardan bir tanesi geçen hafta Dağlıca’da yitirdiğimiz askerlerimizden Fatih Duru’nun cenazesinin, havaalanından Çanakkale Belediyesi’nin cenaze arabasıyla alınmasından sonra ertesi gün Ezine’ye Lapseki Belediyesi’nin cenaze arabasıyla götürülmesiyle yaratılmak istenen algıdır.

Bir gün önce kendini bilmez kişilerin Başkan Gökhan’a karşı yaptıkları çirkin saldırıyla, amacına ulaşamayan provokatif güçler hemen o gün yine bir yalan rüzgarı estirmişler; sanki Çanakkale Belediyesi kendi aracıyla taşınmasından vazgeçmiş gibi bir algı karalamasına girişmişlerdir.

Bu  provokatif tetiklemeleri halkımız yaşadığımız onca acı tecrübeler sonrasında çok iyi tanımaktadır.

Sivas, Maraş, Çorum, katliamlarında kullanılan tetikleme yöntemleri de bu formattaki yöntemler olmuştur.

Bu provokatif tetikleme ile yapılmak istenen algı operasyonunun kimler tarafından yapıldığını Vali Hamza Erkal açığa çıkarmalıdır.

Bu talep kimden gelmiş, cenaze arabası neden değiştirilmiştir?

Böylece Çanakkale halkının daha işin başında güvenini kazanacaktır

Bu arada yeni başlayan Valimize hoş geldiniz der, başarı dileklerimi iletir kolaylıklar dilerim.

Yeni Valimiz ayağının tozu ile Tarihi Kentler Birliği toplantısına katılmış, Çanakkale’nin doğal kültürel değerlerinin korunması noktasındaki ilk izlenimleri açısından var olan hassasiyete tanıklık etmiştir.

Valimizin özellikle ekolojik değerlerin korunması konusunda kent halkının iradesine sahip çıkması, Kazdağları ve Biga Yarımadası’ndaki kirletici yok edici faaliyetlere izin vermemek adına var olan iradeye uygun davranması Çanakkale halkının beklentileri arasındadır.

Özellikle hukuk alanında bazı handikapların oluşmasına bağlı olarak çevre mücadelesinin şimdi daha kararlı, Çanakkale halkının geçekten sahip çıkarak destek verdiği bir biçimde sürdürülmesi ihtiyacı çok daha önem kazanmıştır.

Yaşamsal değerlerimizin korunması, geleceğimize sahip çıkılması açısından

Valimizin vereceği destek önemli bir katkı sağlayacaktır.

Öncelikle Kazdağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği Vali Hamza Erkal ile iletişime geçip, kendisini Kazdağlarındaki altın üretiminin bölge açısından sakıncaları konusunda bilgilendirmeleri sağlanmalıdır.

Yine Lapseki’den Biga’ya kadar olan bölgede yaratılmak istenen termik cehennemi konusunda yaşanacak sıkıntılar iletilmelidir.

Vali Hamza Erkal’ın yaşamsal değerlerimize sahip çıkarak geleceğimizin yok edilmesine karşı imha edicilerin yanında değil, halkın yanında olması çağrısı Çanakkale halkı tarafından güçlü bir şekilde verilmelidir.

Bu konuda en küçük bir zafiyet ,önemli felaketlere neden olacak bir sonuç yaratabilir.

Bayramiç Belediyesi bile,   bir park yapmak için asırlık çam ağaçlarını ‘hastalıklı ve yaşlıdır’ gerekçesiyle keserek imha etmiştir.

Bu mantığa bağlı olarak insan ister istemez, yarın yaşlı ve hasta insanlarımızın yaşamlarına son verecek birileri çıkar mı diye düşünmeden edemiyor!..

Nede olsa, kendi siyasi ikbali için ülkesini kan gölüne çevirip, savaş politikalarından medet uman yöneticilerimizin olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Her şeye rağmen, inadına BARIŞ…