Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Şapka düştü, kel göründü…

2404

  İstanbul Valiliği ilginç bir karara imza attı. TKP(Türkiye Komünist Partisi) tarafından kurulacak standa “vatandaş oyu etkilenir “gerekçesi ile izin verilmedi. Bir şey anladıysam ne olayım. AKP’si, CHP’si, MHP’si mitingler yapıyor, bir problem yok, TKP bir stand açarak ‘HAYIR’ propagandası yapması gündeme gelince, mantıksız saçma bir gerekçe ile engellenme girişimi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… Bir siyasi parti olarak TKP referandum ile ilgili ne yapmalıydı acaba, bunu da bir söylerler ise iyi olacak… Referandum öncesinde bir siyasal partinin belirlediği siyasal tavrı kamuoyuna aktarmaktan daha doğal ne olabilir ki ? Bir kez daha gördük ki birilerinin demokrasi kavramı sahte, onlar bu düzeni teşhir eden her alternatifi her türlü araç ile engellemeye çalışıyorlar. Bu gerçeği kafamıza yerleştirelim, böylece toplumdaki gelişmeleri daha iyi kavrayabiliriz.  

  CHP Çanakkale İl Örgütü ‘HAYIR’ kampanyasında farklı bir etkinliğe imza atarak, göz doldurdu..
  Bu performans Çanakkale İl Örgütü açısından bundan sonrasındaki kampanyanın daha güçlü bir şekilde sürdürülmesi konusunda iyi bir işaret olup, motivasyon yaratmıştır.
  Bundan sonrasında da böylesi yaratıcı etkinlikler ile geliştirilecek çalışmalar dinamizm yaratır.
  Bundan sonraki aktivitelerde bu performansın devamını görmek isteyecektir Çanakkale halkı …
  Yöntemsellikleri ile yenilenen bir mücadele sürecinin başarılarının da artacağını unutmayalım.

Hayırseverlik duygularını kendi ellerimiz ile yok ediyoruz.
  Dünkü gazetemizde bütün varlığını Türkiye Eğitim Vakfına bağışlayan hayırsever emekli öğretmenin cenaze törenindeki vefasızlığı okumuşsunuzdur.
  Bu vefasızlık, toplumsal değerlerimizin erozyona uğradığının işaretidir.
  Aynı zamanda hayırseverlik duyguları konusunda da kişiler üzerinde olumsuz etki yapacak bir gelişmedir.
  Hayırsever Cemile Hocamız ebedi istirahatgahında, yaşarken gösterdiği bu değerli tutumu ile huzur içersinde olacaktır.
  Ya bizler ?
  En son yolculuğunda bile örnek bir tavır sergilemiş bir hayırseveri yalnız bırakan bizler, artık bir takım insani değerlerin metalaştırıldığı bir kirliğin parçası haline mi geliyoruz.?
  Siyasi kaygılar ile yapılan yardımlar olsa, yada kişisel çıkar için göstermelik yapılan bazı girişimler olsa, bunlardan prim elde etme konusunda üstümüze yoktur.
  Gerçek değerleri ile yapılan, karşılıksız yardımlar unutturulmaya çalışılmaktadır.
  Bu toplumun sadaka toplumuna dönüştürülmesi için herhalde gereken budur, ne dersiniz?

KÖY- KOOP’un ‘evet’  kararı.
  KÖY- KOOP bu kararı ile demokrasiden ne anladığını ortaya koymuştur.
  13 bin kooperatifi bünyesinde barındıran bu yapı, bu kararı nasıl oluşturmuştur?
  Bu süreç nasıl işletilmiştir ki, 13 bin kooperatif adına böyle bir karar ortaya çıkmıştır.
  Bu deneyimini KÖY- KOOP  kamuoyu ile paylaşmalıdır, böylece belki karar süreçleri için ‘zengin’ bir deneyim ortaya çıkmış olacaktır.
  Eğer bir dayatma olarak gündemde olan bir tavır ise, önce ‘evet’ tavrının  dayandığı demokrasi kavramının sahteliğini ortaya koyar.
  Yoksa, siyasal iktidarın kendisi ile yakın ilişkiler içersinde olmak zorunda olan kurumları baskı altında tutma gibi bir tavrın sonuçları ile mi karşı karşıyayız?
  Umutsuzluğa yer yok, yinede her şey “HAYIR’lı” olacak.