Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Saldırılar artıyor, geleceğimize sahip çıkalım!

1854
Ulaştırma Bakanı Valiliklere genelge göndererek baz istasyonlarına engel olunmaması, kurulmaları için kolaylık sağlanması talimatını verdi. Belki tesadüf oldu ama, Çanakkale Belediyesi’nin baz istasyonları noktasındaki “bilgilendirme “ toplantısı da hemen bir gün sonrasında yapıldı.
 
Anlaşılan o ki; bazcılar bir saldırıya geçtiler.
Ulaştırma Bakanlığı’nın genelgesinden de bunu açıkça anlıyoruz.
Ulaştırma Bakanlığı’nın genelgesinden bir başka şeyi daha anlıyoruz ki; yargının vermiş olduğu, güvenlik sertifikalarının geçersizliğine ilişkin karar bazcıları fena halde telaşlandırdı.
Onun için bazcılar atağa geçtiler , yeni güvenlik sertifikası prosedürünün oluşturulması öncesinde ne kadar kurulur ise kardır hesabı ile.
Olur da,  halkın katılım sağlayacağı ÇED süreçleri temelinde bir  prosedür oluşur ise vay hallerine hesabı…
 
Ulaştırma Bakanlığı genelgesinde şunları yazıyor:
Baz istasyonlarının Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu( BTK )tarafından verilen `güvenlik sertifikası` ile kurulduğuna dikkat çekilen genelgede, elektronik haberleşme altyapısına ait tesis, baz istasyonları ve geçiş hakkına ilişkin ikincil düzenleme çalışmalarına da başlandığı kaydedildi.
 
Bu ikincil çalışma neden başlatıldı biliyor musunuz?
Çevre Mühendisleri Odası ve Tüketici Hakları Derneği tarafından 2010/11 ve 12 E. numaraları ile Danıştay`a açılan davalar ile 16.05.2009 Tarih ve 27230 Sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik`in yürütmesi durdurulmuştur.
 
İşte bunun için ikincil çalışma denilen çalışma  başlatılmak zorunda kalınmıştır ve şu andaki bütün baz istasyonları Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu`nun  kararı ile  güvenlik sertifikaları itibarıyla hukuksuzdur.
 
Danıştay’ın bu kararı sonrasında baz istasyonlarının elektromanyetik kirlilik etkilerinin de ÇED yönetmeliği sürecine tabi kılınarak değerlendirilmesi ve karar süreçlerinin halkın katılımına açılan yeni bir düzenlemenin yapılması için tarihi bir fırsat doğmuştur.
 
Fakat  Ulaştırma Bakanlığı bu süreci işletmekten ziyade , bir yandan  engel olmayın talimatlarını yağdırır iken; bir yandan da yangından mal kaçırırcasına ikincil düzenleme çalışmalarına başlamıştır.
Buraya kadar her şey açık ve anlaşılır.
 
Fakat Çanakkale Belediye Başkanının yapılan toplantı sonrasındaki değerlendirmesi  talihsizdir.
Bu hukuksuzluğun görülmek istenmediği bir toplantıda iddia edilen “Bazlar zararsızdır” tespitine tek taraflı yaklaşarak bundan sonra bu bilgi temelinde hareket edileceğinin açıklanması  katılımcı ve halkçı bir belediyecilik anlayışı ile çelişir.
 
Bazların zararsız olduğunu söyleyen kadar hatta daha fazla  bazların insan sağlığına zarar verdiğini söyleyen bilim adamı vardır.
 
Tek yanlı böylesi bir yaklaşım doğru değildir.
Doğru olan halkın  bu konudaki iradesine saygılı olmaktır.
Böylesi bir durumda belirleyici olan halkın tercihidir.
‘Yönetişim’ denilen günümüz yönetim gerçeği bunu gerektirir.
Ben konunun uzmanı değilim ama  şunu da kabul edemiyorum.
Bir anlık ölçümlerin belirlenen değerlerin altında olması çok fazla bir şey ifade etmez.
24 saat yılın 365 günü yayılan Elektro Manyetik Radyasyon etkisi değildir ölçülen.
Zaten yüksek yargının da;  her ne kadar ölçülen değerler belirlenen limitlerin altında olsa bile, devamlı bu etkiye maruz kalmanın sakıncalarını göz önünde bulundurarak baz istasyonlarının kaldırılmasına karar verdiği bir çok dava vardır.
 
Bazcılar bir yandan, altıncılar öbür taraftan, termikçiler sırada
Alamos Gold  firmasının Ağı Dağı ve Kirazlı altın işletmesi projesi biz Çanakkale halkının suyuna yapılan açık bir saldırıdır.
Çanakkale’nin içme kullanma ve tarımsal faaliyetlerinde kullandığı su kaynağı Atikhisar baraj göleti, altın üretimin kaçınılmaz  sonuçları olarak  arsenik, kurşun, bakır, cıva gibi ağır metallerle dolacak.;sularımız zehirlenecek.
 
Buna nasıl müsaade edebiliriz?
Şimdi herkes görev başına ÇED toplantılarına katılarak  tepkilerimizi koyalım.
Çevre platformunun çağrısı bunun için şöyle:
“23 Şubat Perşembe günü saat 14:00 de Kirazlı köyündeyiz.
23 Şubat Perşembe günü Çan Kızılelma köyünde saat 10.00 ve 11.00 de yapılacak olan Alamosgold Ağı Dağı ve Çamyurt altın işletmelerini ve Çevre Bakanlığınca yapılacak olan ÇED toplantılarını protesto etmek için yöre halkıyla Kızılelma köyünde buluşuyoruz. Madenci Şirket Yöremizi Terk et!   Su hayattır! Halkız Haklıyız Kazanacağız!
Perşembe günü saat 14:00 da Kirazlı Köyünün içinde, köy kahvesinin önünde toplanıyoruz. Anası, bacısı, çocuğu, eşi, dostu ile herkes orada, binlerce kişi oradayız…
Otobüs hareket saatleri: Otobüsler 23 Şubat Perşembe günü eski garaj yanından hareket edecektir.
Kızılelma köyüne hareket saat 07.00
Kirazlı köyüne hareket saat 13.00”