SAHTE DÜŞÜŞLERE DİKKAT!
Malumunuz bugünlerde hepimiz ekonomist olduk. Doları, altını, euroyu, sterlini takip etmekten hepimize gına geldi. Yolda yürüyen ortaokul çocukları bile dolar hakkında konuşur oldu. Evet, bu şaka değil! Ortaokulda okuyan çocuklar artık ``kur ne kadar olacak kanka?!`` muhabbeti yapıyor. Daha hayallerini bile yeni yeni oluşturmaya başlamış ülkemizde yaşayan gençler için küçücük yaşlarına göre çok büyük bir güvensizlik bu.
Ülkeye güvenmemek, ekonomiye güvenmemek hepimizin yaşamlarına sirayet etmiş durumda.
Doların geçtiğimiz günlerde zirveye ulaşıp 17 18 TL ye geçtiğine şahit olduktan sonra her nasılsa yükselirken kimsenin aklına gelmeyen bir YENİ! Düzenlemeler! dolar zirveyi gördükten sonra açıklandı.
Peki dolar yükselirken yapılan onlarca zam dolar şimdi düşüşteyken niye düşmüyor???
Raflarda düşen fiyatları görmemiz gerekirken raf fiyatları zamlı haliyle bizleri selamlıyor.
Hal böyle olunca da aslında dolardaki bu düşüşün SANAL bir düşüş olduğu da ne yazık ki gözlerden kaçıyor.
Birtakım tarih bilmez, genel kültür bilmez, basit muhakeme bilmez kimselerce dolardaki düşüş sokaklara çıkılıp kutlama yapılacak törenlere dönüşüyor.
Efendim tek yürek milletiz! Tek yürek milletiz de bu tek yürek için hiç mi ucuz tuvalet kağıdı YOK!!!
Yağ ve tuvalet kağıdı raflarının bomboş kaldığını; Ayçiçek ve zeytinyağı şişelerinin çalınmasın diye zincire vurulduğunu gördük.
Bir toplum nasıl zincire vurulur?? Düşünün, bir toplum ekonomisi allak bullak edilince zincire vurulur. ``Tam bağımsızlık denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, vs. her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik kasdolunmaktadır.``diyen ATATÜRK`ün değerli sözlerini yeniden ve yeniden hatırlatmak isterim.
Tarihi tam manasıyla bilmeyen, siyasi meselelerin içinde yalan yanlış yetişmiş bir toplum haline geldiğimiz günümüzde; politika adı altında halkın gözünü boyama faaliyeti birtakım kimselerce doğru politikalar olarak görülmekte ve savunulmaktadır ne yazık ki. Bu yazının devamı DEĞERLİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK`ün ekonomiye dair sözlerini içerir. SAYGIYLA VE MİNNETLE
Ekonomik kalkınma, Türkiye`nin özgür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha gönençli Türkiye ülküsünün belkemiğidir.
Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayatî kısımlarında bağımsızlık felç olmuştur.
Ekonomik hayatın etkinlik ve canlılığı ancak ulaştırma vasıtalarının, yolların, demiryollarının, limanların durumu ve derecesiyle orantılıdır.
Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz, az zamanda kaybedilir. (1923, İzmir)
Ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasını kurtaramaz. (1924)
Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır. 1923
Kapitülâsyonların hiçbir kısmında istisnayı kabul etmiyoruz. Adlî, malî veya askerî kapitülâsyonların hiçbirini tanımıyoruz. 26. 09. 1922,
Kapitülâsyonların Türk ulusu için ne derece nefret edilen bir şey olduğunu size tanımlayamam. Bunları diğer şekil ve isimler altında gizleyerek bize kabul ettirmeye başaracaklarını planlayan ve hayal edenler bu konuda pek çok aldanıyorlar. Çünkü Türkler kapitülâsyonların devamının kendilerini çok az zamanda ölüme götüreceğini çok iyi anlamışlardır. 25.12.1922,
"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş uluslar; önce onurlarını, sonra özgürlüklerini daha sonrada geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar...
"Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk`ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu belli. Fakat zekânı unut!.. Daima çalışkan ol..."