Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Sağlıkta kaosa doğru…

2106

Geçen hafta gazetemizdeki devlet hastanesindeki randevu sistemine ilişkin haberleri takip etmişsinizdir. Bu gelişmeleri biraz irdelediğimde önümüzde bizleri ciddi sıkıntıların beklediğini görüyorum. Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de yaptıkları açıklamalar ile bunun işaretlerini verdiler. Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin “bekleyeceksiniz” tespitini, ilerleyen zamana bağlı olarak oluşacak yığılmaları düşündüğümüzde; sürecin çözümsüzlükler olarak noktalanması olası bir gelişme. 
 
Sağlık sisteminin içinde bulunduğu genel koşullara bir bakalım:
Tam gün yasası belirsizliğini sürdürüyor.
Aile hekimliği sistemi ile vatandaşın alabileceği sağlık hizmetlerinin performansı henüz kendisini göstermedi, o alandaki sorunlar devam ediyor.
1Ekim tarihinden itibaren geçerli olan Genel Sağlık Sistemi ile, özellikle sosyal güvenceden yoksun vatandaşlarımızı ciddi ekonomik yükler bekliyor.
Özel hastanelerdeki uygulamaları ile övünen hükümetin şimdilerde sesi çıkmıyor; katkı paylarının arttırıldığı, özel hastanelerin sınıflara ayrılarak hem katkı paylarının hem de çeşitli analiz ve operasyonlar için iyi bir gelirin yok ise tedavi imkanının zorlaştığı koşullarda özel hastaneler çekiciliğini kaybetti.
Genel şartların olumsuzluklar ile dolu olduğu bu süreçte birde uygulamaların içinde bulunulan koşullardaki kapasite ile uygun olmadan geliştirilmesi, gelecekte sağlık konusunda hepimizi ciddi sıkıntıların beklediğinin işaretini veriyor.
Birde buna yöneticilerin koymuş olduğu kuralların çalışanlar tarafından farklı uygulandığı veya uygulamalar karşısında eleştiriler yoğunlaşınca, yöneticiler “biz böyle dememiştik” şeklinde geliştirilen tavır ile sonuçlanan yönetim zafiyeti eklenince, bu süreç kaostan başka bir yere varmaz.
Merkezi randevu sisteminin 24 randevu ile doktor muayenelerini kısıtladığı koşullarda, doktor sayısının da yetersiz olmasına bağlı olarak önümüzdeki günlerde ciddi yığılmalara yol açacağını söylediğimizde, Sağlık Müdürlüğü yetkileri bize ayrıca bankolardan da 30 randevu verildiğini söyleyerek, mevcut durumdaki olumsuzluğu aynı zamanda kabul ettiklerini de ifade etmiş oldular.
Ama bir başka gerçek daha var idi; uygulama onların söylediği gibi değil idi.
Bizzat ben tanık oldum.
182 merkezi randevu sisteminden 2 gün sonraya doktorumdan randevu alabileceğimi öğrenip ertesi gün görevli bankolara gittiğimde görevli arkadaşlar “kusura bakmayın biz randevu veremiyoruz. 24 olan muayene kapasitesi doludur. İsterseniz başka doktor için size randevu verebiliriz” dediler.
Bu uygulama özünde son derece modern, bir hastanın gerektiği gibi muayene olması için çağdaş bir uygulama olmasına rağmen bu uygulamayı hayata geçirecek alt yapıya sahip olamadığımızdan ciddi olumsuzluklar ve kaygılar taşıyacak bir konumdadır şu an için.
Eğer bu şekilde sürdürülür ise ilerleyen günlerde muayene olmak ciddi güçleşir.
Gelelim ilave olarak bankolardan randevu verilmesi uygulamasına …
Bu uygulama keyfidir, kişilerin iradesine bağlı olarak suiistimallere dönüşür.
Zaten bu konuda belirsizlik bile insanların kafasını karıştırmıştır.
Bankolardan fiili olarak alınmayan randevular için Sağlık Müdürlüğü yöneticileri alınabilir diyerek, bir kurumun yönetimi konusunda  ne kadar zafiyet içersinde olduklarını göstermişlerdir.
Ben şimdiden yetkililerin dikkatlerini çekiyorum.
Elinizde istatistiki bilgiler mevcut.
Bunları analiz ederek sisteminizi ve kapasitelerinizi gözden geçirerek önlemlerinizi alın ve bunları açık ve net olarak kamuoyu ile paylaşın.
Ortada gizli, prosedüre bağlanmamış, kişilerin iradesine bağlı bir şey kalmasın.
Şimdiden önlemleri almadığınız zaman, ileride telafisi imkansız bir kaos ile karşılaşacağınızı not ediniz.

Sermet ATADİNÇ