sermet@canakkaleolay.com
Ergenekon davasında, Yargıtay'ın verdiği bozma kararı sonrasında AKP Çanakkale Milletvekili Bülent Turan bir değerlendirme yapmış ki evlere şenlik!... Bülent Turan AKP Grup Başkan Vekili sıfatıyla bunu hep yapıyor. Siyasette demagoji; gerçeklerden uzak, halkın çıkarlarıyla taban tabana zıt, demokrasi ve özgürlükleri yok sayan, bu bağlamda da olguları farklılaştırma ihtiyacı içerisinde olanların başvurdukları bir yöntemdir. Çanakkale Milletvekili Bülent Turan bu konuda önemli mesafeler kat etmiştir, hakkını teslim etmek gerekir.
Ergenekon davasının Yargıtay’ca bozulması üzerine “17 Aralığın savcısıyla, Ergenekon`un savcısının aynı olduğunu düşünmüyorsunuz bile" sözleriyle Ergenekon davasında yaşanan hukuksuzlukların üzerini örtmek isteyen Bülent Turan’ın unuttuğu bir şey var.
Bu davanın biliyorsunuz, bir savcısı daha vardı!...
Ne oldu ona, bu davanın savcılığını üstlenen Recep Tayyip Erdoğan için söyleyeceğiniz bir şey yok mu?
Benimde sorduğum soruya bak, kim kime neyi soracak ki!
Daha dün, Can Dündar Erdem Gül davasında Cumhurbaşkanının bir sözü üzerine 180 derece çark eden bir kişi mi buna yapacak!
Düne kadar birlikte yürüyenler şimdi topu paralel yapının üzerine atarak sorumluluktan kurtulmaya çalışsalar da bunlar nafile çabalardır.
Ergenekon davası talimatlarının çıktığı nokta bellidir, bu dava tamamıyla bir kurmaca dava olup, özünde derin devletin üzerinin örtülmesi adına sürdürülmüştür.
Ancak o kadar had safhada bir hukuksuzlukla sürdürülmüştür ki; sonuçta Yargıtay tarafından bozulmuştur.
Bu arada şunu da unutmayalım; bu davanın savcısının 17 Aralık yolsuzluk soruşturması aynı olduğunu söyleyen Bülent Turan acaba şunu hiç düşündü mü ?
Peki 17 Aralık soruşturmasının üzeri neden kapatıldı, dava neden açılmadı, hakimler savcılar neden oradan oraya sürüldü?
Bunu düşünürseniz;Ergenekon davasında olduğu gibi 17 Aralık soruşturmasında da iplerin başkasının elinde olduğunu görürsünüz.
Paralel örgüt denilen yapılaşma bugüne kadar ne yaptıysa, hepsini AKP’nin onayı ile yapmıştır.
Bu durum, “ne istediğinizde yapmadık” ifadeleriyle sabittir.
Ne zaman öküz öldü ortaklık bozuldu, işte o zaman devreye günah keçileri girdi.
Şimdi Bülent Turan’ı yeni bir sınav bekliyor.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın şeriat çağrısı anlamına gelen “ Laiklik yeni anayasada olmamalı,dindar bir anayasa olmalı” sözlerine bakalım nasıl bir açıklama getirecek!
Meclis başkanının açıklamaları bir nevi malumun ilanıdır.
Başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarının dayandığı temel; AKP açısından tam da budur.
Ancak böylesine açıktan bir gericilik savunusunun bir demagojiyle parlatılması gerekir.
AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan bakalım neler diyecek!
AKP demagogları hemen sıraya girdiler, klasik savunmalar başladı.
İlk savunma AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı`dan geldi.
Bostancı, TBMM Başkanı Kahraman`ın bu sözleri hangi bağlamda söylediğini bilemediklerini ifade ederek, "Sayın Başkan buna ilişkin bir değerlendirme yapacaktır herhalde. AK Parti`nin laiklikle ilgili problemi yoktur. Anayasa taslağında böyle bir gündemimiz de yoktur" diye konuştu.
AKP Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Başkanı Kahraman`ın açıklamalarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Laikliğin anayasa metninden çıkarılmasını tartışmış bile değiliz. Meclis Başkanı, parti adına konuşmuyor" dedi.
‘Bir adım ileri iki adım geri’ taktiği ile yol almak isteyen AKP bunu hep yapıyor.
Ancak biliyoruz ki kafalarının arka planındaki gerici niyetlerini Türkiye halklarına kabul ettirmenin bir yolu haline getirdikleri önce açıklayıp sonrada kamuoyunun tepkilerine göre vaziyet alıp, durumu uygun görmedikleri anda “öyle bir şey değil” gibi açıklamalarla geri adım attıkları bu taktik için şimdi Bülent Turan’ın vereceği desteği Çanakkale kamuoyu merakla bekliyor.