Ruşen Fuat Gökhan
ADALET’İMİZE, AKSER’İMİZE, POLİS’İMİZE YAZIK OLDU
Toplumsal Çağdaş yaşamın olmazsa, olmaz yaşamımızın üç vazgeçilmez güvencesine yazık oldu. Eğer yanlış yorumumuz, yaklaşımımız varsa yanlışımızı düzeltmek için köşemiz her düşünce şekline açıktır.
En başka yemek, içmek kadar her insana en gereksinme duyduğu Adalet’e herkes bir gün muhtaç olur. Hakim’lerimiz ve de Cumhuriyet’in koruyuculuğunu sahiplensinler diye Cumhuriyet Savcılarımız gerek evrensel gerekse ulusal yasalarımızı uygulamakta çekimser davranmayı yeğlediklerini ve de siyasi iktidara şemsiye görüntüsü vermesi, hepimizde tereddüt yaratmakta. İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde binlerce Avukat’ın gösteri yapması, bina pencerelerinden yüzlerce adliye çalışanının alkış tutması sevinilecek bir olay değildir.
Dış tehlikelere karşı vatanımızı, canımızı, namusumuzu korumakla görevli, göz bebeğimiz senin benim evladım askerimiz, birkaç kele, askerlik yan gelip yatma yeri değildir, askeri vesayeti kaldırıyoruz bahanesiyle, şehit analarının yürüyüşünü şov’a benzeterek küçümseyerek her vesileyle onur ve gurur duyduğumuzu Türk ordusunu devre dışı bırakma gayretlerine, bir de dış Ülke’lerden doktor, mühendis ithal eder gibi asker ithal etme girişimleri 2023’te Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlıklı güçlü erişebilme olanağına endişe ve şüphe yaratıyor.
Yurt içinde her çeşit yasa dışı saldırıya karşı kişiliğimizi, insanlığımızı, huzurumuzu koruyan, gerekirse bizim için hayatını veren Türk Polisimizi ve şerefli görevini yerine getirirken Türk gençleriyle karşı karşıya getirip düşman kardeşlik yaratmak her babayiğidin becerebileceği bir yetenek değil. Polisimizin tabanca, cop, biber gazı gibi kullanım enstrümanlara, tank-tüfek-uzun menzillik bozaka alım girişimleri, cop yerine sopalı tekme tokat geleceğinin işarettir. Sorun polisimizde değil, bizim polisimizi bize karşı kullananlarda, Alo imdat polis 155, aman polisteyim imdat’a dönüştürenler utansın.