1988 yılında, İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesinde Çağdaş İdarecilik eğitimi gördük. Eğitime başladığımızda,6 yıllık idareciydik.
Yani, yeni deyimle, yöneticiydik. Kendimizi, iyi bir yönetici olduğumuza da, inandırmıştık. Amma ve lakin oradaki eğitimi görünce, hiçbir şey bilmediğimizi anladık. Neymiş? Yöneticilik bir zanaatmış. Öğrendiğimiz en önemli konulardan birisi, Amerikalıların tespit etmiş olduğu “Peter İlkesi”ydi. Bu ilkenin açıklaması şöyleydi., “Hiyerarşik bir düzende, her çalışan kendi yetersizlik düzeyine kadar yükselme eğilimi gösterir”.Meselenin özü başarının ödüllendirilme şekli ile ilgili. Dünyanın her yerinde, bir işte başarılı olan kişiye ödül olarak, onu terfii ettirme yöntemi benimsenmiştir. Oysa, kişinin terfi ettirildiği makamda, başarılı olup olamayacağı bilinmemektedir. Bilinen şey, onun eski yerindeki başarısıdır. Hâlbuki hiyerarşik sistemlerde, yukarı katlara doğru tırmandıkça, yönetici olma kabiliyeti ve ihtiyacı, işin teknik yeterlilik gereğini aşmaktadır. Adam çok iyi bir mühendistir. Alıp onu Müdür yaparsınız. Apışıp kalır. Zira onun başarılı olduğu son nokta, mühendisliktir.