Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Peki, ama nasıl ?

1416
Hafta sonu CHP İl Başkanlarının katıldığı bir toplantı genel merkezde yapıldı.
Yerel seçimler masaya yatırıldı, günlük siyasal gelişmeler değerlendirildi ve geleceğe ilişkin görevler konusunda karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun toplantıda yaptığı konuşma son derece önemli bir konuşmadıydı.
Fakat CHP’nin, alternatifsiz siyaset kurgusu bu konuşmaya da yansımıştı.
Alternatifin ne olacağını belirlemeyen, bu konudaki politikalarını kesinleştirememiş bir tarz yine aynı şekilde kendisini hissettiriyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması söylev düzeyinde gayet olumlu mesajları içermesine rağmen alternatif politikalar noktasındaki belirsizlik yine dikkat çeken bir özellik olarak gözlerden kaçmadı.
Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesinde öne çıkan “Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayan yurttaşlar bize bakıyorlar. Bu ülkenin yoksulları onlara karşı sorumluluğumuz var. Bu ülkedeki garip guruba onlara karşı sorumluluklarımız var. Bu ülkenin emeklileri yaşama savaşı veriyorlar. Onlara karşı sorumluluklarımız var. Bu ülkenin üretenleri sanayicisi, çiftçisi onlara karşı bizim sorumluluğumuz var. Bu ülkenin taşeron işçileri onlara karşı bizim sorumluluğumuz var. Daha aydınlık daha güzel refahı yakalamış, herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’ye ihtiyacımız var. Bunun yolu bizim mücadelemizden geçiyor. Bu mücadele kolay bir mücadele değil. Bir devletle, bir AKP devletiyle mücadele ediyoruz. Onun polisiyle, onun ordusuyla, onun istihbarat örgütleriyle, onun valisiyle, onun kaymakamıyla mücadele ediyoruz. Bu düzenin değiştireceğiz. Halktan yana bir düzen. Adaletten yana bir düzen. Uygarlıktan yana bir düzeni kuracağız. Bu mücadele kolay bir mücadele değildir. Onun için işimiz zor. Ama zor olduğu kadar onurlu bir mücadele” tespitleri demokrasiden, özgürlüklerden , adaletten yana herkesin kabul ettiği ve değer verdiği  görüşler olarak önemlidir.
Fakat CHP bu görüşlerini nasıl yaşama geçirecektir?
Bu ülkenin yoksullarına karşı sorumluluklarını nasıl yerine getirecektir?
Bu ülkenin emekliliklerine karşı sorumluluklarını nasıl yerine getirecektir?
Taşeron işçilere karşı sorumluluklarını nasıl yerine getirecektir?
Daha aydınlık, daha güzel, refahı yakalamış, herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi yaratmak adına verilecek mücadele nasıl gerçekleştirilecektir?
Bu düzen nasıl değiştirilecek, halktan yana, adaletten ve uygarlıktan yana bir düzen nasıl kurulacaktır?
Evet bu mücadele zordur ve onurludur.
Bugün CHP alternatif politikaların içini doldurarak, bunları halka anlatmak ve onları ikna etmek zorundadır.
Özünü” bu düzen değişmelidir” ilkesinin oluşturduğu söylevin nasıl gerçekleştirileceği, bunun için neler yapılacağı ortaya konmalıdır.
Bu konuda açık ve net bir politika yaratılamadığı sürece bu söylevin hiç bir kıymeti yoktur.
Bugüne kadar olanda budur.
Yerel seçim sürecinde, yaşanan onca olumsuzluğa rağmen halkın hala AKP politikalarına onay vermesinin arkasındaki gerçekleri arayanlar için yol haritası buradadır.
Toplantıya katılan CHP İl Başkanı acaba Çanakkale örgütü olarak deneyimlerini ve görüşlerini Ankara’da nasıl aktardı?
Bunları Çanakkale halkı ve CHP üyeleriyle paylaşmalıdır.
Çanakkale CHP örgütünün gerek seçimlerde gerekse seçimlerden öncesindeki performansı için ciddi bir değerlendirmeye ihtiyacı var.
Yapılacak bu değerlendirme sonrasında gündeme gelecek tartışma CHP Çanakkale Örgütünü geliştirir.
Bu yapılmadan, sakın ola Ülgür Gökhan nezdinde yakalanan başarının arkasına sığınılmaya çalışılmasın.
Her şey Çanakkale halkının önünde gerçekleşti.
Sürecin başından itibaren yaşanılanlar ortada.
Öyle zannediyorum ki; yine gerçekler es geçilecek, “eski tas eski hamam” misali yola devam politikası sürdürülecektir.
Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda artık böylesi bir CHP halkın desteğini alamaz.
Ülkenin geldiği nokta ortada iken tek adam diktatörlüğüne doğru hızla yol alınırken
CHP gerçekten sosyal demokrat parti sorumluluklarına uygun olarak davranmak zorundadır.
Bu ülkede Anayasa Mahkemesi başkanının hükümet ile ilgili değerlendirmeleri ortada iken hükümete karşı hukuk savunmaya geçmişken ülkedeki gelişmeler iç açıcı değildir.
Geleceğimize sahip çıkma adına hepimizin üzerimize düşen görevler olduğunu unutmayalım.
CHP’yi bu dönemde önemli sorumluklar beklemektedir, bunu yerine getiremeyen CHP’nin geleceği de yoktur.