Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Patronlar ve diğerleri…

1839
Hafta sonu Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı “Dilovası’ndan Biga Yarımadasına Çevre İnsan Sağlığı ve Termik Santraller Gerçeği” konulu konferans gerçekleştirildi. Konferansta, Çanakkale halkının çevre duyarlılığı noktasında ilgisinin geliştiğini gözleme imkânı buldum.
Hamzaoğlu, çevre sorunlarına ilişkin çok önemli bir gerçeğin altını çizdi.
 
Sorunun patronların kar hırsından kaynaklandığını ve bu alandaki bütün saldırıların patronların daha çok kazanma hırsının sonucu olduğunu, bu anlamıyla halkın yaşam koşullarını olumsuz etkileyen bu girişimlere karşı mücadelenin, patronlar ve dışındaki kesimlerin arasındaki çelişkiye göre şekillendiği ifade eden Hamzaoğlu çevre mücadelesine bu bilinçle yaklaşılmasının önemi dikkat çekti.
 
Dilovası’nın sanayi bölgesi olarak ilan edilmesinden sonra patronların hukuk ve kural tanıyan uygulamalarına siyasi iktidarlarında çanak tutması sonrasındaki gelişmelerin halk sağlığı açısından yarattığı sorunlara dikkat çeken Hamzaoğlu’nun anlattıkları çok tanıdık geldi bana; bölgemizde de aynı uygulamalara tanık olduğumuz süreçlerdi.
 
Bazı pratikler o kadar bildik nitelikteydi ki; sanki Dilovası’ndaki uygulamaların, tekrarı bölgemizde sürdürülüyor gibiydi. Bu bildik uygulamaların sonuçları da çok doğal olarak aynı olacaktır;Dilovası’nda yaşanılan önemli halk sağlığı sorunları gibi.
 
Özellik ile hurda demirden, demir çelik elde etmek üzere Dilovası bölgesindeki sanayi ve bu sanayinin kapasite arttırması konusundaki uygulamalar bölgemizde de aynı şekilde sürdürülmektedir.
 
Özellik ile halkın gözünün boyanması adı altında yapılanlar bire bir aynı uygulamalar, sosyal rüşvet temel bir uygulama alanı haline getirildi.
 
Özellikle yerel yönetimler,üniversiteler, çeşitli sivil toplum örgütleri örümcek ağının halkaları gibi bu planın birlikte örüldüğü kurumlar haline dönüştürülmeye çalışılıyor.
 
Bir taşla bir çok kuş vurma adı altında yapılan bu uygulamaların aynısı bugün bölgemizde yerine getirilmektedir.
 
Hemen şunu düşünmenizi öneririm bir taşla iki kuş vurma mantığını kavrayabilmek için.
 
Bugün ÇOMÜ’ye Türkiye’nin en büyük ilahiyat fakültesini kuranlar, bilim insanlarının çevre ve halk sağlığına karşı yapılan girişimlere karşı yerine getirmesi gerekli onurlu tavrı da böylece kıskaç altına almaktadırlar.
 
Dilovası’nda onurlu bir bilim adamı olarak halkın menfaatleri için tavır alan Prof Dr. Onur Hamzaoğlu’nun bölgedeki mücadelesi ,başına gelenler bu konuda son derece öğreticidir. Son derece önemli çalışmalar ile halkın sağlığı için sorululuklarını yerine getiren böylesi bilim insanlarının çalışmalarının, bu sorumluğu yerine getirmesi gerekirken,kendisini bu gelişmelere kapamış ÇOMÜ’lü bazı öğretim üyelerine de örnek olmasını temenni ederim.
 
Konferanstan sizlere aktaracağım diğer bazı konular da şunlar...
 
Patronlar çevresel değerlerimizi hiçbir zaman dikkate almazlar.
Dilovası’nda neyse bölgemizde de durum odur.
Son olarak kurulması gündeme gelen termik santraller ile bölgemiz bir termik cehennemine dönüşme riski ile önemli zararlar alacak bir yıkımın eşiğine getirilmiştir.
Buna karşı mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yoktur.
Onun için yaşama sahip çıkan en geniş kesimler bir araya gelerek bu tavrı göstermelidirler.
Lapseki Alpagut köyüne kurulacak termik santral için, yarın Adatepe Köyünde yapılacak ÇED toplantısında tepkimizi göstermek açısından seferber olalım.
Sağlığımızı, tarımımızı, suyumuzu toprağımızı olumsuz etkileyecek bu girişime karşı olmak için yarın saat 11.00 Adatepe köyünde olalım.
Hep birlikte tepkimizi gündeme getirelim.
Şunu unutmayalım ki bu saldırı hepimize yapılan bir saldırıdır.
Tek çıkarı olan bir kesim vardır;bu yatırımı yapacak şirketin patronları.
Toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan bizler bir avuç patronun çıkarları için yaşamımızın, geleceğimizin yok edilmesine izin vermeyelim.