Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Ortalık karıştı 19.05.2009

1922

Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün `Kayıp trilyon` davasıyla ilgili olarak evrakta sahtecilik suçundan yargılanması gerektiğine karar verdi. Hemen bir tartışma furyası başladı. Yargılanabilir miydi? Cumhurbaşkanının dokunulmazlığı var mıydı? Hukuk devletinde yargılanma esas kavram mıydı? gibi bir çok soru ile yargı kavramı üzerinden yeni bir spekülasyon furyası başlatıldı. 
Tüm bu gelişmeler yargı konusunda güvenin sarsılmasını sağlayacak gelişmeler.
Birde madalyanın diğer yanı var.
Bakalım bu gelişme, karşı saldırı olarak ne tip gelişmeleri doğuracak.
Böyle böyle hukuk sistemimiz nasıl bir gelişime tabi olacak?
Çanakkale CHP  İl Örgütünün içinde bulunduğu sıkıntılı durum kaosa  dönüştü.
Çanakkale CHP’ nin  bir iç sorunu olmaktan çıkan, değerler açısından topluma mal olan bu durumda çözüm gerçeklerden yana olmaktan geçer.
Siyaset yapmanın erdemi ile taraf olan kesimler gerçekleri kamuoyu ile paylaşmadan hala bazı şeyleri saklama mantığı ile bir yere gidemezler.
Bu yolu seçenlerde, kaybeden olacaklardır.
Biz gazetecilik sorumluğumuz ile görevimizi yaparken  bir kişinin hakkımızda bazı tehditlerde  bulunduğunu duyduk.
Şimdi bu arkadaşımıza hatırlatalım.
Demokrasi tahammül ister.
Demokratik olmayan her türlü girişim tarihin karanlık çöplüğünde yerini bulmuştur.
Faşist Hitlerin sonu çok öğreticidir.
Her zaman gerçeklerden yana olmak,hataları kabul edebilmek ve cesaretle bu noktada özeleştiri yapabilmek   siyasetteki erdemdir.
Bu tartışma daha çok gelişmelere gebe olacaktır.
Bizde görevimizi yapmaya tehditlere rağmen devam edeceğiz.
Önümüzdeki günlerde birilerinin suratı daha da kararırsa  hiç şaşırmayın.

Her şey yapanın yanına kar mı kalacak ?
Öyle bir ülke olduk ki yapılan her şey yapanın yanına kar olarak kalıyor.
İşte böylesi koşullarda şimdi örgütlü olmak, haklarımızı sonuna kadar savunacak platformlar yaratmak  çok önemli olmaktadır.
Sayfalarımızda bir çok noktada hayata geçirilen uygunsuz,hukuksuz,adaletsiz vicdansız uygulamaları sizler ile paylaşıyoruz.
Yine görevimiz gereği bu konudaki gelişmelerin ne olduğunu takip etmeye çalışıyoruz.
Özellikle kentimizde bu konuda  ciddi bir duyarsızlık gelişmiş durumda.
İlk aşamada belki konunun ilgileri, ilgileniyormuş gibi gözüküp,sonrasında gelişen tam bir kayıtsızlık olmakta.
Bu konuda bir gelişme sağlayamaz isek , kaybedenin yine bizler olacağımızı not edelim.
Bugün bir başkasının yaşadığı bir haksızlık yarın hepimizin başına gelebilir
Bu duyarlılık için sorumluluk alma zamanı gelmiştir.
Prof.Türkan Saylan’ı kaybettiğimiz bu günde onun anısı bu konuda çok iyi bir örnektir.
Saylan, dokunulamayana dokunan bir insan olarak anılacak.
Ölümünden önce “görevimi yaptım  ölüme hazırım “sözleri ile hepimize örnek olacak yaşamı ve mücadelesi ile Saylan duyarlı insanların hep kalplerinde yaşayacak.

Sermet ATADİNÇ