Onurlu ve ilkeli olmak
Hepimizin çok sık olarak atıfta bulunduğu insanlık açısından olmazsa olmaz olan birbirini tamamlayan iki kavram; Onurlu ve ilkeli olmak. Ne yazık ki bu değerler artık paravan olarak kullanılmakta. Onurlu ve ilkeli olmak adına genelde bir günah çıkarma kalkanı yaratılmış durumda.
Bu kavramların bir yaşam pratiği olarak değer kazanması, bütünlüklü bir bakış açısına bağlı ...
Tam da bu konuda onurlu olmak ve ilkeli olmak kavramları birbirini besleyen iki kavrama dönüşmekte.
“Dün dündür, bugün bugündür” mantığı ile bir gün önce kara olana ak diyen insanların onurları yara almış demektir.
Günün koşullarına uygun olarak tamamen fayda esasında bir davranış biçiminde olanlar için bugün veya dün ne söylediklerinin ne yaptıklarının hiçbir anlamı yoktur.
Çünkü bilinir ki ; bu kişiler yarın, bugünden çok farklı bir davranış içersinde olabileceklerdir.
Böylesi bir ilkesizlik içersinde olanların en belirgin özelliği de demagoji konusunda son derece usta olmalarıdır. Bu tavırları bilinçli bir faaliyet olduğu için “minareyi çalan kılıfına uydurur” misali bir bakarsınız dün yaptıklarından çok farklı olarak yaşama geçirdikleri faaliyetlerini öyle bir allayıp pullarlar ki kendilerine hak vereceğiniz gelir nerdeyse.
Yaşamımızda hepimizin böylesi deneyimleri olmuştur.
Ne zaman böylesi ilkesiz ve bu anlamıyla onurlarını zedelemiş kişiler ile aramıza kesin çizgiler çeker, bunun da ötesinde bukalemun tarzındaki bu insanların toplumda gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasını sağlarız, işte o zaman toplumsal gelişim boyutu ile ileri adımlar atmış oluruz.
Siyaset dünyası bu konuda son derece zengin ve canlı örnekler ile dolu.
Bu düşüncelerime tercüman olan, onurlu olmak kavramını son derece nitelikli bir şekilde ortaya koymuş gazeteci dostumuz Eyyup Kaçar’ın bir yazısını sizler ile paylaşmak istiyorum:
“Onurlu olmak
Onur; insan olmamızı gerektiren değerlerin başında gelir.
Kimimizin çocuklarına ad olarak verdiği değerli bir kelimedir ve insan saygınlığını ifade eder, onur.
Onurlu olmak, Onurlu yaşamak, bir erdemdir.
Bilgili, ilkeli, faziletli, dürüst olanların işidir onurlu olmak.
Onurlu olmak farklı koşullarda değişik özelliklere sahip olmayı gerektirir.
Uğruna yaşamını etkileyecek, maddi manevi bedel ödemek zorunda olmak pahasına da olsa insan,
onurunu korumalı, dik durmalı ve yürekli olmalıdır.
Neden mi? Bakın şöyle bir çevrenize... Kaç kişiyi göreceksiniz, sözünün eri, yalakalık yapmayan, dostlarını satmayan.
Günlük hayatta, bireysel çıkarı için en yakın dostunu, arkadaşını yüzüstü bırakan birçok insana rastlamıyor muyuz.
Kimi üç kuruşluk dünya menfaati için, kimi bir koltuk veya çıkarını korumak uğruna maalesef kişiliğinden ödün vermekte.
Onurlu olmak dürüst olmayı gerektirir.
Bazen insan neden onurunu ayaklar altına alır diye düşünüyorum. Çoğunukla beceriksizve başarısızlığını örtmek isteyenlerin başvurduğu yöntemlerden biridir bu. Bu tipler yalakalık yaparak eksikliklerini kapatmaya çalışır ve çoğu da maalesef başarılı olduğunu zanneder.
Her insan onurlu doğar, Ama her insan yaşantısını maalesef onurlu bir şekilde sürdürmeyebiliyor.
Ancak, ne olursa olsun kişiliğinden ödün vermeyen, onurlu çok temiz yürekli insanların olduğunun da altını çizmek istiyorum.
Önemli olan onurlu doğan her insanın onurlu ölebilmeyi başarmasıdır. Onurumuzu kaybedersek, nasıl insan olabiliriz ki...
Dost gibi görünen yalakalar, farklı olmaya çalışan basit insanlar, arkamızdan kurulan oyunlar...
Kural; gül ve geç
Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler...
Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsın. Çünkü onların galip
gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır...
Günün adamı olmaya çalışma, hakikatın adamı olmaya çalış; Çünkü gün
değişir, hakikat değişmez.
Sorunun kendilerinde olduğunu anlayamayan insanlar çözümü genelde başkalarının huzurunu bozmakta bulur.
Ben başkasını düşünerek yazarım, sen üstüne alınarak okursun; Hayat bu işte...”