Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Önen’in dikkat çektikleri…

2238

  2 Ağustos’ta gerçekleştirilen ödül töreni öncesinde yazmış olduğum bir yazıda, bu etkinlikte ses getirecek mesajların kamuoyu ile paylaşılması gerektiğinin altını çizmiş idim. Dardanel Şirketler Grubu   Yönetim Kurulu ve ÇTSO Meclis Başkanı Niyazi Önen’in mesajları bu kapsamda önemli açıklamalar olarak altı çizilmelidir.  
    Önen, makro koşullar ve gerçeklikler ile birlikte insan kavramını da gündemine taşıyarak işletmelerin, ekonomik yapılanmaları dışındaki sosyal gerçeklerine dikkat çekerek, bu konuda insan kavramının ve bunun getirdiği bazı değerlerin başarı açısından önemine yaptığı vurgu ile önemli mesajlar vermiştir.
  Bu mesajları bir kez daha hatırlayalım.
  Niyazi Önen Ödül töreninde yaptığı konuşmada özetle şunları kaydetmişti:
  “Bugünün sorunlarına sağlıklı çözüm üretmek için geleceği planlamalıyız. İş adamları, siyasetçiler ve yöneticiler olarak kısa vadeli düşünmekten kendimizi kurtarmak zorundayız. Özel sektör olarak 3 önceliği sunmak istiyorum;
  1-Demokratik yapıyı sağlayacak reformlar
  2-Çağdaş Hukuk Devleti için gerekli reformlar
  3-AB müzakerelerinde engel konuların aşılıp AB üyeliğinde, 2014 yılına göre yol haritası yapılması
  Ancak alınan kararların kağıt üstünde kalmaması için karar aşamasında önemli olan 5 faktörü göz önüne almalıyız.
  -Fikir alışverişi
  -Güven
  -Uyum
  -Şeffaflık
  -Kararlılık
  Değerli iş adamlarımıza bazı mesajlar vermek istiyorum.
  -İşimiz her ne iş ise, küçümsemeden yapmalıyız.
  -İşimizi sevmek, işimize sahip çıkmak zorundayız.
  Şirketlerimizi kurumsallaştırmalıyız.
  Başarıyı bize yardımcı olanlar ile paylaşmalıyız ve onları kutlamalıyız. İyilikleri unutmayıp, karşılıksız bırakmamalıyız. Birlik ve beraberlik arayışını, her işte ve her fırsatta sürdürmeliyiz. Kişisel çıkar uğruna ve geçici kazanç için kimseyi satmamalıyız.
  Unutmayalım, İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.”
  Niyazi Önen tarafından gündeme taşınan bu gerçekliklerin bir yönü ile tamamlanması  gerekir.
  Bu ilkeler hangi düzeyde hayata geçirilebilmektedir?
  Bu tespitler sözde mi kalmaktadır, yoksa  işletmelerin  kurumsal kültürünün bir parçası haline getirilebilmiş midir ?
  Bu ilkeler temelinde tüm ekibin motivasyonu ve bu hedefler için seferberliği hangi düzeydedir?
  Bu gerçekliklerin hayata geçirilmesi noktasında; gerekli düzenlemelerden  yoksun iseniz, bu tespitlerin bir anlamı kalmaz.
  Niyazi Önen, kendi kurumları itibarıyla bu kapsamda yapacağı bir değerlendirme ile nasıl bir analize ulaşacaktır?
  Kurumların başarısı için bu analiz çok önemlidir, lafta kalan tespitler hiçbir başarı getirmez.

Bürokrasi kılını kıpırdatmıyor !
  Günlük yaşamımızın çeşitli alanlarında her gün bir çok sorun, kuralsızlık, yönetmelik ve prosedürler dışı olgular ile karşılaşmaktayız.
  Bu alanda sorumlulukları olan bürokratlarımızın ve onların temsil ettiği kurumların ne yazık ki bu gelişmeler karşısında tavırsız kalmaları, sorunlarımızı her geçen gün daha da yoğunlaştırmaktadır.
  Yapanın yanına kar kaldığı, bir takım kabul edilemeyecek ilişkiler ağının yaşamımıza hakim hale gelen dönüşümün yaşandığı bu sürecin sonuçları sistemin dengelerini bozuyor.
  Bunun için yetkililerin yaşanılan olaylara müdahale ettiği, olumsuzluklara karşı önlemlerini aldığı bir yönetim performansı önemlidir.
  Son günlerde yaşadıklarımız itibarıyla kaygılarımız yoğunlaşmıştır.
  Süte, su karıştıran üreticiler karşısında suskunluk sürmektedir.
  Bu üreticilerin ekonomik büyüklükleri mi bu suskunluğa yol açmaktadır diye düşündüğümüzde, aklımıza daha kötü şeyler gelmektedir.
  Sanayi Bakanlığı , kanserojen etkisi nedeniyle özellik ile Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen 77 ürünün toplatılması kararını veriyor; ilimizde bu kararı hayata geçirecek bürokratların konudan haberi yok.
  Okul kayıtları için bağış adı altında para toplanamayacağı bakanlıkça yasaklanmış iken velilerin bu noktadaki şikâyeti ayyuka çıkmış durumda.
  Örnekler daha çoğaltılabilir…
  Bu olumsuzluklara kim dur diyecek?