On Numara Yusuf Eroğlu

Hastalık, bu!

2220

Adettir ya. Düğününde, Geline,"Kalk oyna" demişler."Yerim dar" demiş. Bahane üretmek, bizim Teknik Direktörlerin genetik yapısında var herhalde. Ve özellikle de Hakemlere çatmak. Suçu onlara atmak. Genetiğin babası Mendel, hayatta olsaydı, bunların yedi ceddini araştırır, soy ağacından gelen bu kötü alışkanlığı ortaya çıkarırdı. Resmen hastalık haline gelmiş. At terbiyecisi Sergen efendi,berabere bitirdikleri Ankaragücü maçından sonra yine hakemlere çatmış,.Neymiş? Dördüncü hakem, işini gücünü bırakmış; kendini izliyormuş, Ya ne yapacaktı? Dördüncü hakemin öncelikli görevi, kulübelerde, oyun alanı dışında olan ya da olabilecek olayları da izlemek değil mi? Sana ne garezi var?. Abdullah Avcı`yı, Ünal Karaman`ı, niye özlemiyorlar. Sen yaramazlık yaparsan izlerler tabi ki. Allah rızası için. Bir gün de çıkıp,"İyi oynayamadık. Rakibimizi tebrik ederiz" deyiverin yahu. Bir de şöyle başlamazlar mı? "Genellikle, hakemleri eleştirmem. Ancak, bu hakem bizi yaktı".Hani, eleştirmiyordun? Birisi çıkıp, saha zemininden şikâyet eder. Diğeri, kar yağdı, yağmur yağdı der. Sanki aynı sahada rakipleri oynamıyormuş gibi. Bu aymazlar, saha içerisinde kendi lehlerine olan hakem kararlarını, hatalı da olsa tasvip ederler. Galip geldiklerinde sesleri çıkmaz. Puan kaybettiklerinde, yeri göğü inletirler. Kimi de, Karabatak gibi çıkıp," Adalet istiyoruz" der. Sonra da görünmez olur. Arkadaşlar, gerçekten bu hakemlik işi çok zor. Her iki tarafı da memnun edemezsiniz. Kaleci hata yapar ki, bu hafta müsabakalarında çok büyük hatalar yaptılar. Futbolcu, bir metreden topu dışarı atar. Teknik Direktör, oyuncu tercihini yanlış yapar. Bunlar suç ya da hata değildir. Hakem, en küçük bir yanılgıya düştüğünde, tu kaka edilir. Futbol hata oyunudur. Hata olmazsa sonuç da olmaz..Teknik Direktörler, kendi gözlerindeki Mertek`i görmeyip, elin gözündeki çöpü gördüklerinden, hakemlere saldırıyorlar. Yani, özeleştiri yapmak akıllarına gelmiyor. Yazımızı Nasrettin hoca fıkrası ile sonlandıralım. Hoca`nın Merkebi kaybolmuş. Köylülerle birlikte aramaya çıkmışlar. Herkes gayretli. Ancak, hoca fazla umursamıyor. Demişler ki,"Ya Hoca. Merkep senin. Ancak, sen hiç oralı olmuyorsun. Üzülmüyorsun. Olacak iş mi bu?". Hoca, düşünmüş, taşınmış, biraz da kaşınmış,"Son ümidim, şu tepenin ardında. Orada da bulamazsak, siz seyredin bendeki feryadı" demiş. Daha lig bitmeden, bağırıp çağıran bu hocalar, sonuca ulaşamadıklarında, bakalım neler yapacaklar?. Sağlıcakla kalınız.