Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Öğrencileri anlamak…

2254

Yaklaşık 15 gündür ÇOMÜ’de ilerici, devrimci öğrencilerin sürekli taciz ve saldırıya maruz kaldıklarını izlemekteyiz. Son olarak da yapılan saldırı ile 6 öğrenci çeşitli yerlerinden yaralanarak, tedavi altına alınmışlardır. Olayların bu şekilde gelişiyor olması, saldırganlar için hiç bir önlemin alınmadığı koşullar dikkat çekicidir, kaygı vericidir. Gazetemiz bu süreçte gelişmeleri yakından izleyerek, yetkililerin önlem almasını birçok kez gündeme taşımasına rağmen olumlu bir gelişme sağlanamamıştır. Bu durum olayların yumuşak karnı olmuştur.  
Gerçekleşen olayları basit bir öğrenci olayı olarak algılayıp, geçiştiremeyiz.
Öğrenci gençlik demokratik talepleri için ne zaman harekete geçse bir şekilde saldırıya maruz kalmaktadır.
Demokratik özerk üniversite talebi, parasız eğitim talebi, bilimsel, anadilde eğitim talebi, öğrenci gençliğin son derece haklı ve masum talepleridir.
Fakat ülkemizde diğer ezilen kesimler gibi, öğrencilerde ne zaman bu haklı taleplerine sahip çıksa karşılarında ciddi bir baskı ve şiddet bulmaktadır.
Bu baskı çok çeşitli şekillerde yaşama geçirilmektedir.
Bazen meydanlarda coplanmakta, bazen sivil faşistlerin saldırılarına maruz kalmakta, bazen de demokratik protestolarını yumurta atarak gösterdiklerinde solcu artığı, liberal kesimlerin karalamalarına hedef olmaktadırlar.
Sonuçta bir bütün olarak, gençler sistemin saldırısı altındadır.
İşte bu koşullarda gençler yalnız bırakılmamalıdır.
Onların demokratik talepleri için verdikleri mücadelede karşılarına çıkan bu tip engellemelere ve baskılara karşı olmak insani bir tavırdır.
Bu saldırılar sadece gençler üzerinden yapılmamaktadır.
Topyekûn olarak yaşamın her alanında aynı saldırılara toplumun geniş kesimleri bir şekilde muhatap olmaktadır.
Yaşam biçimine müdahale edilmekte, sanat ve kültür alanında yoğunlaşan saldırılar kendisini göstermekte, işçiler sendikalaşma talepleri için verdikleri mücadele kapsamında işten atmalar dahil, bir çok saldırıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Küresel krizin derinleşmesi ile artan çelişkilere bağlı olarak başta işçi sınıfı, gençlik ve halkın çeşitli kesimleri geldiğimiz noktada yoğun bir baskı altındadır.
Bu bilinç ile yaklaşımda bulunduğumuzda karşımıza çıkan bir gerçek vardır; tüm bu gerici saldırılar, halkın birlikte karşı koyuşu ile bertaraf edilecektir.
İşte bundan dolayı son 15 gündür ÇOMÜ öğrencileri üzerindeki baskı ve fiili saldırılar basit bir öğrenci olayı olarak geçiştirilemez.
Tabiî ki, yetkili kurum ve kişilerin bu noktada yerine getirmesi gerekli sorumlulukları göz ardı edemeyiz.
Saldırganlar hiçbir şekilde korunmamalı, yetkili birimler bu saldırıları gerçekleştirmiş kişilere karşı tavizsiz davranmalıdır.
Yine siyaset temsilcilerinin bu konuda üzerine düşen önemli görevler vardır.
Bu perspektifte Çanakkale Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek’in yapılan basın açıklamasına katılarak, kimsenin düşüncesinden, kimliğinden, ötürü saldırıya uğramaması gerektiğinden hareket ederek, yaptığı sağduyu çağrısı takdir toplamıştır.
Erkek, yaşanılan olayların son olmasını temenni ederek Barış Kenti Çanakkale açısından herkesi sorumlu davranmaya davet etmiştir.
Tüm bunları kamuoyu ile paylaşan Erkek’in aynı zamanda üniversitelerin özgür ve demokratik yapıya kavuşturulması konusunda değişimin de önemine yaptığı vurgu ayrıca önemlidir.

Günay şimdi ne yapacak ?
Solcu eskisi Bakan Ertuğrul Günay, başbakanının sarf etmiş olduğu Kars’ta Mehmet Aksoy’un henüz tamamlanmamış “İnsanlık Anıtı” heykeli için “ucube” lafını kamufle etmek için üstlendiği rol bakalım şimdi kendisini hangi role sokacak?
Bu kadar açık bir sanat düşmanlığı ile kamuoyu karşısına geçen başbakanı aklamak için üstlendiği kendisinin de inanmadığı bu rol; “dönekliğin geleceği nokta olarak not” edilmelidir.
Bir kez daha gördük ki; yalakalık kimseye artı bir şey sağlamıyor.
Başbakanın söylediği gibi “evet ucubeyi heykel için söyledim” sözleri şimdi bir tokat gibi patladı.
Her ne kadar Günay, susmayı tercih etse de “şak” sesi bütün ülkede çınladı.

Sermet ATADİNÇ